Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Uzun zamandır böyle bir garip maç izlememiştim.

        Tabii ki futbolda her şey var. Hele Karabükspor için bu kadar çok gol kaçırdıktan sonra “Atamayana atarlar” kuralının işleyeceğini birçoğumuz tahmin etmiştik. Ama böylesini değil.

        İstatistiklere şöyle bir baktığımızda ortaya gerçekten çok garip bir durum çıkıyor. Karabükspor 90 artı 3 dakika oyunun tüm kontrolünü elinde tutmasına rağmen bu süre içinde benim sayabildiğim en azından 7 net gol pozisyonu var. İlk yarı Muslera’nın olağanüstü dokunuşları ve ikinci yarı Karabük’ün beceriksizliği Galatasaray’ı neredeyse ipten almıştı. Beraberliğin bile iyi bir skor olduğunu düşündüğü bir anda öyle bir gol attılar ki, bu muhtemelen ligdeki rakiplerini daha birinci haftada psikolojik olarak net etkileyecektir. Üç puan tabii ki çok önemli ama bence bu yönü çok daha kıymetli. Ama tabii ki şu var. Bir takım kötünün de kötüsünü oynadığı bir maçta galibiyet alabiliyorsa bu ancak büyük takım olma ve ağır tecrübeyle ve olağanüstü şansla açıklanabilir. Başka hiçbir şekilde açıklanamaz.

        Ben uzun bir süreden beri inanın bu kadar berbat bir Galatasaray görmedim. Muslera, Tolga Ciğerci ve son saniyedeki muhteşem kafanın sayesinde Eren dışında ucundan bile tutabilecek tek futbolcu ortada yoktu. Hadi bir iki oyuncuyu anlarım ama 8-9 tane oyuncunun bu kadar kötü olabilmesi nasıl açıklanabilir bilemiyorum.

        Gerçekten de teknik heyetin bunu acil olarak masaya yatırması gerekiyor. Yoksa her maçta bu kadar büyük bir şansı bulabilmek mucizenin de ötesinde bir şey olur. Tabii ki Linnes’in performansını herkes ayrı tutacaktır. Ama ben tutmuyorum. Çünkü günümüz futbolunda bir kanat bekini bu kadar çok yalnız bırakırsan delik deşik olması son derece normaldir. O yüzden Linnes’e söylenirken hiç geri gelmeyen Sinan Gümüş’ü ve ona yardım etmeye çalışmayan orta alan oyuncuları unutmamak gerekir.

        Sinan Gümüş hakkında çok fazla yanılmadığımı her maç görüyorum. Yemesi gereken ekmek sayısı her geçen gün artıyor. Bu haliyle Galatasaray takımında oynaması sadece ona karşı sunulan bir nimettir. Normal şartlarda yeri kesinlikle kulübe. Hiçbir şey olmadan çok şey olduğunu düşünen Sinan Gümüş’ün bu durumundaki en büyük etken tabii ki seyirci. Ona çok fazla güvendiler ve daha hak etmeden onu çok yükseklere taşıdılar. Ve hata olduğunu gördüler. Bu potansiyelin boşa gitmemesi gerekir.

        Tabii aynı kimliğin içine Bruma’yı da ekleyebiliriz. Umarım “Keşke üçe beşe bakmayıp satsaydık” denileceği günler gelmez.

        Sistem olarak şu anda büyük sıkıntıların olduğu bir takım için böyle bir galibiyet bulunmaz bir fırsat. Hiçbir alanda derli toplu olamayan, savunmada paramparça sınırına yaklaşan Galatasaray’ın bu galibiyete aldanmadan yoluna devam etmesi gerekir. Karabükspor’u çok beğendim. Maçtan önce benim için banko düşme adayıydı. Ama bu kesinlikle değişti. Bu hafta galip gelen takımların birçoğundan çok daha iyiydi. Yatabare, Traore, Poko ve Serdar bütün yıl, bu maçta o kaçırdıkları gollere yanacaklardır.

        EREN DERDİYOK

        Maç boyunca bakıyorsunuz hiç yok. Ne şutu var, ne asisti var, ne de bir mücadelesi var. Maçın dikkat çekici yoklarından birisiydi. Ama öyle bir gol attı ki neredeyse bir sezonluk krediyi topladı. Ama Eren bunu hep yapar, bu kafaları hep vurur. Uyum sürecini atlatsın daha da çok gol atacaktır.

        HAKAN BALTA

        Kendisini her zaman ayrı bir yere koyduğum oyuncudur. Hatasına bile pozitif bakarım. Ama dün faciaydı. Ben uzun zamandır bu kadar kötü bir Hakan Balta görmedim. Chedjou ile en kötü olmaya hak kazanmıştı. Ama Hakan Balta bir adım daha önde.

        Diğer Yazılar