Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Maçın ilk yarısı anormaldi. Normal olan ise ikinci yarıydı.

        Antalyaspor dün ilk yarıda oynadığı futbolu diğer maçlarda da sergileyebilseydi ligin efsane takımlarından birisi olurdu.

        Tabii biraz da bu görüntü G.Saray’ın kötülüğünden kaynaklandı. Savunma ve orta alan ilk yarıda bu maçı kaybetmek için neredeyse yemin etmiş de maça öyle çıkmış bir görüntüdeydi. Sadece hücumda Bruma elinden geldiğince çalışmış, rakip kaleye sadece onunla gidebilmişti G.Saray. Bir de Eren tabii. Varlığı her takım için başlı başına bir dert.

        İlk yarıda Tolga’nın, Selçuk’un ve Sneijder’ın orta alandaki top kayıpları ile Antalyasporlu Yekta ve Zeki o kadar rahat çıkışlar yaptılar ki Galatasaray defansını sürekli geri ittiler ve zorladılar. Zekice hazırlanmış bir gol Galatasaray’ın bütün dengelerini altüst etti. Antalyaspor ikinciyi de bulabilirdi. Ama ne zaman Eto’o çok koşan Danilo’nun yerine girdi, ne zaman ikinci yarıda Yekta sakatlandı, ne zaman Zeki yoruldu, o zaman işin rengi değişti.

        Antalyaspor bu kadar yetersiz ve kötü oynayan bir Galatasaray’ı bir daha mümkün değil bulamaz. Selçuk’un kazandığı serbest atışa kadar sadece Bruma’nın kestiği bir topa Eren vuruşu vardı.

        Ama büyük futbolcular bu maçın kaderini çizdi. O ana kadar sahada hiç gözükmeyen, aksine takımına zarar veren Selçuk’un enfes vuruşuna yapılacak hiçbir şey yoktu. Ve enteresandır, seyircinin tam öfke limitine geldiği anda golü attı. Paçayı da kurtardı. Ondan sonra da gerisi çorap söküğü gibi geldi.

        Şimdi bana söyleyin; Galatasaray’ın üçüncü golünü bu ülkede kaç tane oyuncu atabilir? Kaleciden gelen o sert topu aynı sertlikte, hiç durdurmadan filelere kaç tane oyuncu gönderebilir? Bu yüzden Podolski, Almanya’nın efsane golcüleri arasında.

        Ama şunu da açık söyleyeyim; ben Galatasaray’ı çok beğenmedim. Seyircisinin aşırı motivasyonuna rağmen oynanan futbol Beşiktaş maçında ilk yarıda oynadığı futbolun yanından bile geçmez. Eğer Galatasaray şampiyon olmak istiyorsa dünkü gibi değil, Beşiktaş maçının ilk 45 dakikasında oynadığı futbolu oynamalıdır.

        İlk yarı sonunda normalde sakatlanan Sneijder değil, Yasin çıkmalıydı. O kadar kötü ki ne yaptığını anlamak mümkün değil. Böyle oynarsa Bruma’nın da ekonomik oynamasına engel olur. Böyle oynarsa en büyük silah Eren’in alacağı toplar minimuma iner. Ama o kadar çok iniş çıkışı var ki hangi gün ne yapacağı kesinlikle belli olmuyor. Yani istikrarsızlık konusunda takımının en önde gideni.

        Ama şu var... Futbol olarak belki üst düzey değil Galatasaray. Ancak istek, hırs ve heyecana benim notum on üzerinden on.

        Bülent Yavuz Hoca, Eto’o’nun sayılmayan golünde hakemin doğru karar verdiğini yazdı. Ben katılmıyorum. O harekette öyle düşüş olmaz. Hakan Balta yedirdi, Özgür Yankaya da yedi. Net olarak maçın kaderiyle oynadı. Zaten Yankaya benim için hiçbir zaman iyi bir hakem olmadı, olamaz da...

        GALATASARAY SEYİRCİSİ

        Bu yıl bir başkalar. Hem içeride hem deplasmanda harikalar yaratıyorlar. Beşiktaş önünde bile o kadar seyirciyi susturmayı başardılar. Dün de çok iyi destek oldular ve ikinci yarıda rakip üzerinde ağır baskı kurdular.

        Diğer Yazılar