Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kasımpaşa önünde alınacak 3 puan bir nimetti. Tüm rakipler puan kaybederken, böyle bir haftada puan kaybetmek zaten birçok sorunu olan bir takım üstünde tamiri zor hasarlar açabilirdi.

        G.Saray öyle ya da böyle 3 puanı aldı, gerçek bir hazine avcısı oldu. İyi mi oynadı, kesinlikle hayır. Şöyle söyleyeyim; maçı bile verebilirdi. Futbol şansı yerindeydi. Ve en önemlisi, yine Muslera sahnedeydi. Bruma her deplasmanda olduğu gibi yine başarılıydı. Sneijder ve Podolski müthiş tecrübeleri ile oyuna ağırlıklarını koydu. Biraz Selçuk, biraz De Jong, hepsi bu kadar...

        Şimdi takım içinde o kadar sorun varken (İnkar edenler sadece komik duruma düşüyor) ve Galatasaray’ın asla ve asla kapasitesini kaldıramayacak bir teknik direktöre sahipken (Dün bir kez daha inandım) hala zirvedeyse bunu yukarıda ismi geçen oyunculara borçlu. Hepsinde ulu bir tecrübe var. Ama sadece birkaç futbolcunun yetmediği maçlarda da Galatasaray’ın ne kadar çok puan kaybettiğini, ne kadar kötü durumlara düştüğünü hep beraber gördük.

        Dünkü maçı dikkatle izlerseniz Galatasaray’ın hücum organizasyonlarında son derece yetersiz olduğunu görürsünüz. İnsanı bayıltan, sıkan ve hiçbir sonuca gitmeyen yan paslar hangi amacı, sistemi ve taktiği hedefliyor, gerçekten merak ediyorum!

        Galatasaray golü 53’te yedi. 59’da da Bruma ile golü attı. İşte o 6 dakikalık süre, Galatasaray’ın oynaması gereken futbol. Tempolu, diklemesine, kanat ve göbeği zorlamanın hepsi birkaç dakikaya sığdı. Galatasaray gibi bir takım bunu 6 dakika yapabiliyorsa 60 dakika da yapabilir. Hadi vazgeçtim, 45 dakika bile yeter. Ama yok, Galatasaray’da bunu yapacak hiçbir süreklilik yok. Galatasaray belki bir 3 puandan çok daha fazla şey kazandı. Ancak bu futbolu ile kesinlikle şampiyon olamaz. Böyle düşünüyorsa sadece kendini aldatır. Üstüne çok şey koymalı.

        Kasımpaşa ters bir takım. Bu tersliğini de son dakikaya kadar Galatasaray’a yaşattı. Golü erken yemesine rağmen kolay lokma olmadığını gösterdi. En büyük hataları rakibe yakın oynamamaları, iyi baskı yapmamaları. Hat arası mesafeyi uzak tutması. Ve tabii ki sezon başından bu yana penaltıcısını hala belirleyememesi.

        Ayrıca şu var; Kasımpaşa’nın son dakikalardaki sayılmayan golü bana göre nizamiydi. Her ne kadar hakem hocamız Bülent Yavuz faul dese de ben katılmıyorum. Gözle görülür hiçbir faul yok. Eğer futbol, “basketbol” diyorsanız tamam. Lakin değil. Koita boy avantajını, fiziğini kullanmış ve bu Mete Kalkavan tarafından bir suç olarak bellenmiş. Temiz gol güme gitmiş. Şaşırdım mı, hayır! Çünkü bu sene yaşanan hakem rezilliklerini görünce bu hataları yadırgamıyoruz.

        CAROLE

        Çok beğendiğim bir oyuncu değil. Vasatı asla geçemez. Ancak dün hakkını vermek lazım. Bruma’ya olağanüstü bir gol attırdı. Bana göre bu yılın en önemli asistlerinden birisiydi.

        GALATASARAY DEFANSI

        Kağıttan bir kule. Hemen yıkılmaya hazır. Hiçbir dayanıklılığı yok. Dörtlü sürekli değişiyor ama yine olmuyor. Devre arasında bir takviye yapılacaksa bu acil olarak savunmaya olmalı.

        Diğer Yazılar