Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İlk yarının ilk 20 dakikası ve ikinci yarının son 20 dakikası.

        Bu sürelerde Galatasaray tam bir ‘Terim futbolu’ oynadı.

        İleride bastı, kontrollü oynadı, rakibi bozdu, dört ya da beş kişiyle hücum yaptı ve tabii ki savaştı.

        Bu artık geleneksel bir “Terim sistemi”. Tabii ki aksayan yönler çok var. Ama ne olursa olsun Kayseri deplasmanı bu sezon en zor deplasman. Eğer bu deplasmandan üç puan ile ayrılıyorsan ‘ışığın aydınlatıyor’ demektir.

        Galatasaray ilk yarı kanatları çok iyi kullandı. Sağda Rodrigues ve solda Feghouli ile ezici bir üstünlük kurdular. Kayseri her iki kanada önlem almakta gecikti. Özellikle sol kanatta Atilla, bir bekin yapmaması gereken bütün hataları yaparken takımı için yıkıcı ve yakıcı bir görüntü sergiledi.

        Selçuk yaratıcıydı ve insanı hasta eden yan top hastalığından kurtulmuş gözüktü. Üç yıl önceki görüntüsünü verdi. Bu şekilde oynadığı zaman Selçuk gerçekten çok etkili oluyor. Eğer özgüvenini biraz daha yakalarsa Selçuk ligin ikinci yarısının en önemli futbolcusu olur.

        Şimdi diyeceksiniz ki Galatasaray’ın Tudor döneminden ne farkı var? Öncelikle gözler kulübede. Yani bir kulübe güveni var. Oyun içinde dik duruş dikkat çekiyor. ‘Dik duruş’ derken yani teslimiyet yok. Örneğin dün Tudor olsa inanın ikinci yarıda Kayserispor maçı alırdı. Terim devre arasını çok iyi değerlendirmiş ve takımının fizik ile direncini arttırmış.

        Ama tabii ikinci yarının ilk 25 dakikasında Galatasaray maçı bile verebilirdi. Son 15 dakika Denayer çok iyi oynadı belki ancak bu oyuncu tam bir bubi tuzağı! Dengesiz oynuyor. Bir bakıyorsunuz rakibe sadece eşlik ediyor, bir bakıyorsunuz inanılmaz mücadele ediyor. Ama bana kalırsa Maicon varken asla oynamaz. Galatasaray bu yarıda önce Muslera’ya sonra da Mendes’e dua etsin.

        Terim ikinci yarı arka arkaya gelen Kayseri baskılarında yaptığı değişikliklerle rakibini tutmaya çalıştı. Bunda da başarılı oldu. Ancak şu var: Sakatlığı yoksa Feghouli niye çıktı, çözemedim. Bence Donk’a fazla güvenmemeli. Sinan Gümüş ise neredeyse takımının kaderi ile oynuyordu. Bu sene şampiyonluk, ateşin içinde. O yüzden bu golleri kaçırmayacaksın. Bugün kurtardın ama yarın herkesi yakabilirsin sevgili Sinan kardeşim.

        Sonuç olarak çok değerli bir üç puan. Ancak şunu net olarak söylemeliyim ki, Galatasaray şampiyon olmak istiyorsa üstüne biraz daha koymalı. Eren’in iki golüne aldanmamalı, Gomis her zaman oynamalı.

        Ama şu var: Bu kadar yokluğa rağmen ortada bir bereket varsa mutlaka Fatih Terim parmağı vardır. İkinci yarıda Galatasaray’ın en büyük silahı son iki yılda olduğu gibi kendini kaybetmezse kesinlikle Fatih Terim’dir.

        MUSLERA

        Taffarel ile ne kadar alakalı bilmiyorum. Çünkü çok kısa bir süre oldu. Ancak dün Uruguaylı kaleci ikinci yarıda hayati kurtarışlar yaptı. Yine eski günlerine döndü. Maçın kader adamıydı.

        TARIK ONGUN

        Tamam, Galatasaray maçı yüzde yüz hak etti. Ancak buna Tarık bey karar veremez. Eğer FIFA bu maçı izlerse Ongun’un kokartını alır bir daha da geri vermez! İlk goldeki ofsaytı görmemesi bir yan hakem için utanç verici bir durum!..

        Diğer Yazılar