Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul'da Nişantaşı ve Cihangir müşterisi şimdi mevsim itibarıyla Çeşme, Bodrum, Mikanos müşterisi oldu. Sanki hep birlikte karar verip tatile çıkmışlar. DÜn yan yana masalarda oturanlar bugün yan yana şezlonglarda güneşleniyor, akşam aynı mekanlarda eğleniyorlar. Sanki kendi İstanbullarını taşımışlar Güney'e... Her yerde birbirilerini görmekten sıkılmıyorlar demek ki. İstanbul'dayken "Ayyh herkes de Çeşme'de Alaçatı'da ya da Bodrum'da nereye gitsek ki" deyip deyip yine de aynı yerlere, üstelik aynı mekanlara gittiklerine göre yok, sıkılmıyorlar demektir. Sorun yok.

        Çoğu da oyuncu, model, yazar, sosyeteden... Ve kimse "görülmek" istemiyor! İroniye gel. Gidilecek o kadar kuytu köşe varken "Off çok sıkıldım yaa beni çekmesinler!" deyip dudak büke büke ille de aynı yerlere gitmek ne?

        ŞU İKİYÜZLÜLÜKTEN VAZGEÇİN

        Zaten bilen bilir, büyük gazeteler bile imkanlar dahilinde ancak birkaç tatil beldesine gazeteci yollar. Oralar da belli yerlerdir. En kalabalık, en rağbet edilen yerler. Gerçekten yüzlerce alternatif seçenek varken kör şeyini bellemiş gibi oralara gitmezsen, tekneni belli başlı koylara demirlemezsen seni de kimse çekemez zaten. İstersen SOS ver, ister el salla, ister çığlık at belli yerlerde senin fotoğrafını çekecek insan bile bulamazsın.

        O sebeple Allah aşkına şu ikiyüzlülükten vazgeçin ses de etmeyin de bari herkes işini yapsın. Alan memnun veren memnun. Bu kadar poza ne gerek var. Nilüfer'in söylediği bir şarkı vardı, Aysel Gürel'in sözleriyle: Şov yapma şov yapma/ Fark etmez anladık seni/ Her yerde sen vardın/ Taktikler bitti bitti mi

        Levent'in Instagram Günlüğü

        Twitter'ın, Facebook'un, Instagram'ın amacını aşan kullanım biçimleri Türklerden çıkıyor. Twitter'da 140 karakterle ne var ne yok tarzında birkaç cümle kurulması, nerede o sırada ne yapıyorsun ne düşünüyorsun sorularına cevaben bir şeyler yazılması beklenirken biz art arda 30 tweet'le kompozisyon da yazarız, ülke de kurtarırız, kampanyalar da organize ederiz. Yani bize göre amacı önemli değil, kafamıza göre kullanırız.

        Instagram da öyle. Instagramın amacı, esprisi, kendi çektiğin fotoğrafları paylaşmak. Ama çizgi kahramanlardan internette dolaşan şakalara, sosyal paylaşım hesaplarının screen shot'larından yazılı metinlere kadar neler neler... Neyse, bu siteleri amacına uygun kullananlar da var. Bunlardan biri, gezi yazıları ve fotoğraflarıyla tanıdığınız Levent Özçelik. "Aa şu çok güzel, aa bu da çok iyi. Ama dur her fotoğrafını da beğenmeyeyim de işin tadı kaçmasın" diyeceğiniz türden bir hesabı var. Levent bir yılda gezdiği 66 şehirde çekmiş bu fotoğrafları.

        DÜNYANIN ETRAFINDA 4 TUR

        Kitabın girişinde "Bu fotoğrafları çekmek için uçakla 85 bin mil, araba kullanarak ise 20 bin km yol kat ettim. Bu, dünyanın etrafında yaklaşık 4 kez dolaşmaya eşdeğer bir rakam. Kulağa fantastik geliyor, değil mi? Ama zeten ben tam da bu fantezinin peşimdeyim!" demiş. Hep böyle kal Levent. Benim gibi "gezmeyi uzaktan seven" tembeller için de gez. Hem gez hem fotoğraf çek hem de paylaş...

        Bu arada kitabın arka kapağını da çok sevdiğim yazar dostum Hande Altaylı yazmış. Levent'in bazı gezilerinde ona eşlik ettiğini bildiğim Hande şöyle demiş: "Bu kitabı bir yılda yüz bin kilometrenin anlarını ve anılarını birtiktiren bir Instagram günlüğüdür. Köylerle, şehirlerle, ülkelerle, dağlarla, tepelerle ve paylaşmakla ilgilidir."

        Diğer Yazılar