Karayollarında örnek yönetici: Erol Altun
İzmir ve Sivas eski valilerinden Halil Rıfat Paşa; karayollarının ülke ekonomisi ve yaşamındaki önemini “Gidemediğin yer senin değildir“ sözüyle anlatır. Karayolları 2. Bölge Müdürü olarak İzmir’de 9 yıl görev yaptıktan sonra, başarısı ödüllendirilip teşkilatın Genel Müdür Yardımcılığı’na terfi olan Erol Altun; Halil Rıfat Paşa’nın sözünü kendisine “şiar” edinmiştir. İstanbul Teknik Üniversitesi mezunu ve ulaştırma alanında “yüksek lisans”ı olan Erol Altun; Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü’ndeki görev alanında, birçok projeyi başlatmış, devam edenleri kısa sürede tamamlamış; ulaşılamayan ya da geç ulaşılan yerleri de “ulaşılabilir” hale getirmiştir. Altun’un Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü’nde, zaman kaybına yol açmadan bitirdiği projelerin maliyeti; 7 milyar lirayı bulmuştur.
“Ortak akıl”ı kullanması; “ekip çalışması”na ve “motivasyon”a önem vermesi ile yönetim yeteneği ve görev sorumluluğu anlayışı; Erol Altun’un sergilediği başarının ana nedenleridir.
NELER YAPILDI?
Erol Altun’un Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü görevi sırasında;
İzmir çevre yolu hizmete açıldı. Otoyolun Aliağa’ya kadar uzatılması çalışmalarına başlandı. Ölümlü trafik kazalarının yaşandığı Topçu Tugayı bölgesine (Evka 3) kavşak yapıldı. Liman viyadükleri sorunu ortadan kaldırıldı. Otokent bağlantı yolu hizmete açıldı. İzmir’in Ankara, İstanbul, Çanakkale, Aydın, Muğla, Denizli gibi ana arter özelliği taşıyan yolları ile Güzelbahçe, Urla, Seferihisar, Selçuk, Kuşadası gibi yoğun trafik problemi olan yollar bölünmüş yola dönüştürüldü. Ege’nin tüm illeri ve ilçelerinde yol çalışmaları ivme kazandı.
Altun, tüm bu başarılı hizmetleri, klasik “bürokrat formatı”nın dışına çıkarak, ulaştırma sektörünün “çağdaşlaşma mücadelesi”ndeki öneminin bilinciyle, hızlı karar verip uygulama yeteneğiyle, çalışkanlığı ve sağlıklı öngörüsüyle gerçekleştirmiştir.
POLİTİKA DOĞRU MU?
Karayolları; kaynaklarımızın verimli kullanılmasında, kalkınmamızda, sosyal değişim ve dönüşüm sürecinde, turizm hareketlerinde önemli bir yere sahiptir. Karayolları standardı; bir ülkenin “gelişmişlik” göstergesidir.
Türkiye’nin ulaşım, yük taşımacılığı ve kargo hizmetlerindeki stratejisi çok büyük ölçüde karayolları “ekseni”ne oturtulmuştur. Bu ulaştırma stratejisi doğru mudur? AB ülkelerinde, ulaştırma sektörünün geneli içinde, karayoluyla yük ve yolcu taşımada, yük taşıma payı yüzde 45, yolcu taşıma payı da yüzde 79’dur. Oysa ülkemizde karayoluyla yolcu taşıma payı yüzde 95, yük taşıma payı da yüzde 92’dir. Karayollarına verilen bu ağırlık, AB standartlarının üstündedir. Buna karşılık, 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizde, deniz ulaşımının genel ulaşım içindeki payı yüzde 1.5, demiryollarının payı da yüzde 2’dir. Bu nedenle karayollarına önem vermek ancak demir ve denizyolu taşımacılığını da ihmal etmemek gerekir.
Sonuç olarak: Erol Altun gibi bürokratların başarısı; mensup olduğu kurumu da başarıya taşır ve sağlam geleneğe kavuşturur.
- Muharrem İnce gerçeği6 yıl önce
- Seçimin galibi kim olacak?6 yıl önce
- Rekabetin güzelliği6 yıl önce
- Konuşan Türkiye6 yıl önce
- Parlamenter sisteme dönüş6 yıl önce
- Ekonomide mucize olmaz6 yıl önce
- İnce rüzgarı6 yıl önce
- Koruncuk Vakfı6 yıl önce
- Sorumluluk yüklenmeli6 yıl önce
- Yaşanacak kent İzmir...6 yıl önce