Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Sosyal medyanın bir hak arama platformuna dönüştüğünü sıkça konuşuyoruz. Burada yapılan yayınlar ve kampanyalar, siyasileri, bakanlıkları ve bürokrasiyi etkiliyor.

        Birçok karar buradan gelen tepkiler üzerine geri alınırken, açılmayan soruşturmalar açılıyor, açılan soruşturmalar da bazen kapanıyor.

        Devlet kurumlarının bu denli sosyal medya etkisinde kalması hiç sağlıklı bir şey değil.

        Devlet kurumları önce hukuku, sonra kendi yönetmeliklerini, sonra milletin faydasını gözeterek hareket etmek zorunda. Sosyal medyaya göre hiza alınması çok hatalı.

        Yine de birçok yanlış, sosyal medya sayesinde düzeltiliyor.

        Bu da devleti yönetenlerin milletin taleplerini, sorunlarını, nabzını iyi tespit edemediğini gösterir bize.

        MEŞRUİYET ARAYIŞINDA YANLIŞ ZEMİN

        “Esenlik Bildirisi” adıyla sosyal medyada gündem olan, Şanlıurfa Viranşehir Cumhuriyet Savcısı Eyüp Akbulut’un, Youtube kanalında yaptığı açıklamalar yeni bir durum olarak çıktı karşımıza.

        Hak arama platformuna dönüşen Youtube, bu kez bir savcının görevini yaparken meşruiyet ve güvence arama aracına dönüştü.

        Son derece dikkate değer ve üzerinde düşünülmesi gereken bir durum.

        Savcı Akbulut, pandemiyle mücadelede resen soruşturma açması gereken bazı sorunlar tespit ettiğini, bunlarla ilgili soruşturma açmak istediğini ancak meslektaşlarının “açma başına bela alırsın” dediğini ifade ediyor.

        REKLAM

        Sonra da, "Bu soruşturmayı açıyorum, işimi kaybedebilirim, başıma bir şey gelebilir ancak sorumluluk sahibi bir hukukçunun bunu yapması gerektir" diyor.

        İlk bakışta doğru bir davranış gibi geldi size de değil mi? Aslında öyle değil.

        Bu olayda Savcı Akbulut’un hatası var. Aynı zamanda devleti ve yargı sistemini yönetenlerin kara kara düşünmesini gerektirecek bir durum da var.

        Eğer Savcı Akbulut resen bir soruşturma başlatsaydı, sonra bu soruşturması hukuka aykırı olarak engellenseydi, başına işler gelseydi ve sonrasında bu yayını yapsaydı, o zaman hep birlikte kendisini savunmamız gerekirdi.

        Ancak soruşturmayı açar açmaz, bu yayını yaparak, meşruiyet ve güvence arayışını Youtube üzerinden, sosyal medyada yapması doğru bir davranış değil. Çok yanlış bir örnek oluşturur.

        Cumhuriyet savcısının meşruiyeti Anayasa’dan, güvencesi de kanunlardan gelir.

        BU RUH HALİNİ GÖRÜN ARTIK

        Ancak Savcı Akbulut’u böyle bir tutum izlemeye iten sebebi de görmek gerekir. Yargı sistemindeki tıkanmışlığın, baskı iddialarının, siyasallaşma eleştirilerinin her gün dillendirildiği bir atmosferde, Savcı Akbulut'un söyledikleri, iddiaları doğrular nitelikte.

        Organize suç örgütlerinin ülke gündemini allak bullak eden açıklamalarına soruşturma açılmadı hala.

        Bunu tartışırken bir cumhuriyet savcısının maske, sokak kısıtlamaları, idari işlemler, aşı gibi konularda “soruşturma açma başın belaya girer” diye korkutulması, yargı sistemini yönetenlerin artık acil düşünmesi gereken bir durum.

        Savcılar resen soruşturma açacakları kanuna aykırı durumlar tespit ettikleri halde, neden korkuyorlar da soruşturma açmıyorlar?

        Acaba başka hangi konular tespit ettiler de çekindiklerinden soruşturma açmadılar? Bilmiyoruz.

        Ancak yargının sıkıntılı halini daha da kötüleştirecek bir örnek oldu Savcı Eyüp Akbulut olayı.

        Diğer Yazılar