Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Elmalı’da yaşanan çocuk istismarının detaylarını okuyamadım.

        Çocukların korkunç olayı çizdikleri resme de bakamadım…

        Bir çocuğun yaşadığı travmayı böyle tarif etmesine hayatı boyunca rastlamamıştır kimse...

        Büyük bir olay...

        Benim gibi yüzbinlerce insan isyan etti yaşananlara.

        Bu istismarı yapanların serbest bırakılmasınaydı tüm isyanlar…

        Bakanlardan, en sade vatandaşa kadar, herkes bu sapıkların serbest bırakılmasına şaşırdı, tepki gösterdi, itiraz etti…

        HSK inceleme başlattı hakim hakkında…

        Eminim hakim savunmasında yaptığı işlemin kanuna uygun olduğunu söyleyecektir.

        Sanırım hukuk dünyasının en kadim tartışması burada yeniden ortaya çıkıyor.

        KANUNA UYGUN, PEKİ YA VİCDANA

        Kanun ile vicdan mahkemesinin kavgasıdır bu.

        Hukuk adamıyla, kanun adamının mücadelesidir bu…

        Kanuna uygun olan vicdana uygun olmaz bazen, bu durumda ne yapacaksınız?

        Kanuna uygun olabilir ama etik olmazsa yapılan cürüm, ne yapacaksınız?

        Kanunların soğuk ve ruhsuz maddelerine göre hareket eden bir hakim ile hukukun ruhuna ve evrensel etik değerlerin varlığına göre hareket eden bir hukuk insanının arasında dağlar kadar fark vardır.

        Biri kanunun dediğini yaparak görevini ifa ettiğini düşünür.

        Diğeri hukukun ve evrensel ahlaki değerlerin ruhuna uygun karar vererek toplumsal vicdanı ayakta tutar.

        REKLAM

        Kanuna bakarak hareket ettiğinizde Elmalı davasının sonucu ortaya çıkar.

        İşte o zaman toplumun her kesimindeki insanların vicdani isyanını görürsünüz.

        Kanunun boşluklarından yararlanan hırsızlar...

        Kanunların esnekliğini suiistimal eden dolandırıcılar...

        Kanunlara uydurulmuş mala, mülke, paraya çökmeler…

        Eğer bunlar bir ülkede yaşanıyorsa çürüme vardır, yozlaşma vardır, adaletsizlik vardır...

        O zaman insanlar adalete, yargıya değil, mafyaya sığınır, sorununu onunla çözmeye kalkar...

        YARGI CAMİASI ŞUNU BİLMELİ

        Şunu her olayın, her krizin ve her savrulmanın sonunda hep görüyoruz:

        Adalet mülkün temelidir.

        Mülk yani devlet, ülke demek. Ev, otel, han hamam değil.

        Yargı camiası, bir toplumun ve devletin temeli olduklarını, eğer kendileri çürürse tüm devletin, ülkenin, toplumun çürüyeceğini düşünmeli her zaman.

        Verecekleri kararlarla, toplumun vicdanını diri tutacaklarını, bu sayede sokakta, evde, okulda, camide, iş yerinde adaletin sağlanacağını bilmeliler.

        Bizim, yani toplumu oluşturan bireylerin, adaleti sağlamayan bir yargının olduğunu gördüğümüzde, hayatta tüm düzenin bozulduğunu düşündüğümüzü unutmamalılar.

        O yüzden kanun adamı değil, hukuk adamı olmalılar.

        O yüzden kanun maddesine göre değil, onun ruhunu kavramış vicdanlarına göre karar vermeliler.

        Kanunla değil, kanunu özümsemiş vicdanla mahkum etmeliler suçluyu.

        Yoksa çok Elmalı vakası yaşar bu ülke.

        Buna da kimse dayanamaz.

        Diğer Yazılar