Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        At yarışlarına karşı hiçbir zaman özel ilgim olmadı ama “Bizim İçin Şampiyon”u seyrederken Bold Pilot’u ve onun 1990’lı yıllarda gerilerden gelerek kazandığı yarışları hemen hatırladım… Özellikle spikerin “Bold Pilot geliyor!” derken kises tonu ve vurgusunun hafızamda ayrı bir yeri olduğunu keşfettim.

        Açık söylemek gerekirse, Halis Karataş, Özdemir Atman, Bold Pilot ve Begüm Atman’ın hikâyesini bilmiyordum. Belki de bu nedenle, “Bizim İçin Şampiyon”u baştan sona ilgiyle izledim. Duygulandım, etkilendim ve Bold Pilot sanki yeniden yarışıyormuş gibi, hatta bazen start noktasına hiç girmeyecekmiş gibi heyecanlandım. Ama hiç kuşkusuz hikâyeyi bilenler için de aynı derece etkileyici bir film olabilir.

        “Bizim İçin Şampiyon” yaşanmış bir hikâye… Bir yanıyla, Halis Karataş biyografisi olduğu da söylenebilir. Film, Anadolu bozkırlarında at koşturan bir gencin öyküsü gibi başlıyor. Halis (Ekin Koç), kendine çok güvenli, bölgede yapılan kayıt dışı yarışlarda kazanmaya alışmış biri. İlk bölümde, Sivas'ın bir köyünde yaşayan Halis’in İstanbul’a gidip jokey olmayı çoktandır kafasına koymuş olduğunu ama aile geçmişindeki bir olay nedeniyle at yarışlarına karşı duyduğu tutkuyu babasından (Ali Seçkiner Alıcı) gizlemek zorunda kaldığını anlıyoruz… İstanbul’a “gemileri yakarak” geliyor biraz. Özdemir Atman’ın (Fikret Kuşkan) dikkatini çekene kadar işler pek yolunda gitmiyor. Ama Bold Pilot ve Begüm Atman’la (Farah Zeynep Abdullah) tanışmasıyla hayatında yeni bir sayfa açılıyor…

        Ahmet Katıksız ve Serkan Yörük imzalı senaryo, özellikle filmin ilk bölümünde abartısız, “ekonomik” ve “kompakt” şekilde ilerliyor. Bold Pilot dahil olmak üzere tüm karakterler yeterince iyi tanıtılıyor, hikâyenin ana hatları sağlam temeller üzerinde kuruluyor. Son yıllarda vurucu, etkileyici açılışlara kafayı takmış; duygu fırtınalarını fazla geciktirmeden estirmeyi hedefleyen popüler Türk sineması için gerçekten sakin ve serinkanlı bir “ilk perde” izliyoruz. Kuşkusuz, film finale doğru giderek daha da duygusallaşıyor; ama sağa sola savrulmadan, gereksiz yan yollara girmeden, ele aldığı meselelerin hakkını vermesini biliyor.

        Film bir yanıyla, Bold Pilot’la Halis arasındaki arkadaşlığın ya da uyumun hikâyesi üzerine kurulu… Öyle hemen gelişen ve yoluna giren bir arkadaşlık olmuyor bu… Kaybetmekten nefret eden Halis, ilk başlarda yanlış yollara sapıyor. Kazanma hırsının tek başına hiçbir işe yaramadığını anlıyor. Öykünün bilge adamı Özdemir Atman, yerinde müdahaleleriyle süreci yönetmesini, iki genç yeteneği buluşturmasını biliyor.

        Filmin, Özdemir Atman’ın “Kaybetmek, kazanmanın kardeşidir” sözleriyle açıldığını unutmayalım. Bu sözler, “Bizim İçin Şampiyon”a doğru ve anlamlı bir çerçeve çiziyor. Aslına bakarsanız, spor filmleri hiçbir zaman sadece sporla, rekabetle ilgili değildir. Her birimizin hayatla kurduğu inişli çıkışlı ilişkileri, kendimize koyduğumuz hedefleri düşündürürler. Kaybetmek, bazen kazanmaktan çok daha fazla işe yarayabilir ya da filmde Begüm Atman’ın hikâyesi üzerinden vurgulandığı gibi hepimiz sonuçta bir gün kaybedeceğimizi biliriz ama bu, bizi yarışmaktan ya da hayat mücadelesine devam etmekten alıkoymaz, alıkoymamalıdır.

        “Bizim İçin Şampiyon”u sevdim. Sevmediğim yanları, geniş kitleye hitap etmek üzere çekilmiş Türk filmlerinin çoğu gibi müziği fazla fazla kullanması… Bu arada, filmin seyirciyi ağlatacağı ya da en azından çoğu kişinin gözlerini yaşartacağı kesin. Ama aşırıya kaçan bir duygu sömürüsünden söz edilemez. Yönetmen Ahmet Katıksız ölçüyü kaçırmıyor. Atların yer aldığı sahnelerde ve özellikle at yarışı çekimlerinde Hollywood filmlerini aratmayan bir anlatım düzeyi yakalamak konusunda da başarılı… Üstelik sadece stilize edilmiş ağır çekimlerden (slow motion) ya da hızlı kurgulanmış sahnelerden söz etmiyorum. Ahmet Katıksız ve görüntü yönetmeni Serkan Güler, yarış çekimlerinde gerçekçi ve inandırıcı olmayı başarıyorlar.

        Ekin Koç’un abartıdan uzak doğal oyunculuğu başta olmak üzere tüm oyuncu kadrosunu sevdim. Fikret Kuşkan, Özdemir Atman’da; Farah Zeynep Abdullah ise Begüm Atman’da gayet iyiler.

        “‘Bizim İçin Şampiyon”, gerçek bir yaşam öyküsü olarak “Müslüm” kadar çok seyredilir mi, bilmiyorum… Ama popüler sinema estetiğiyle çekilen diğer yerli filmler arasında bence son dönemin en iyilerinden biri.

        Filmin notu: 6.5

        Diğer Yazılar