Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “2010'lu yılların en iyi filmleri” başlıklı listeler, neredeyse 3-4 aydır karşımıza çıkıyor. Sadece eleştirmenler ve çeşitli yayın kuruluşları değil sinemaseverler de sosyal medyadan kendi listelerini paylaşıyor.

        Listelere bakmayı öteden beri severim... Listelere bakmak, liste yapmaktan çok daha eğlenceli gelir bana...

        Liste yapmanın kendi adıma en sevdiğim yanı, hafızamı zorlamak ve filmler üzerine yeniden düşünmektir...

        Listeler konusunda çok hassas ve dikkatli olan sinemaseverler var. Bazı filmlerin her listede yer alması gerektiğini düşünürler... Onları mutlu etmek pek kolay değildir.

        Bazı sinemaseverler ise listenin “eksikleri”ne değil, kendisine odaklanır... Ben de onlardan biriyim.

        Sonuçta, bir liste, sadece onu hazırlayanın sinemasever kimliğini yansıtmaz, filmlerle kurduğu ilişkiler üzerine de düşündürür bizi... Listelerin de tıpkı filmler gibi okunabileceğini düşünürüm.

        Öte yandan, liste hazırlayan birçok kişinin asıl hedefi, gözden kaçan bazı filmlere dikkat çekmektir. Özellikle eleştirmenlerin sık başvurduğu bir yöntemdir bu... Ben de özellikle “yılın en iyileri” listemde yeterince ilgi görmediğini düşündüğüm bir kaç filme yer vermeye çalışırım... Ama “2010'lu yılların en iyileri” listemi hazırlarken açıkçası böyle bir derdim olmadı. Kaldı ki, listemdeki filmlerin tümü, üzerinde yeterince konuşulmuş ve hakkı teslim edilmiş filmler... Listede yer alan hangi filmin şaşırtıcı ya da sürpriz olabileceğine dair gerçekten hiçbir fikrim yok...

        Öte yandan, bu benim listem... Herkesin üstünde anlaşabileceği bazı nesnel değerlendirme kriterleri olabilir, asgari estetik değerler gibi... Ama sinema, sonuçta matematik değil, bir sanat.. Tüm bu listeler, filmlerin duygu ve düşünce dünyamız üzerinde yaptıkları etkilerle oluşuyorlar... Hafızada bıraktığı izleri de unutmamak gerek.

        Geçenlerde bir okurum yıl içinde yüksek not verdiğim bir filmin yıl sonu listemde daha alt sıralarda yer aldığından söz etti ve nedenini sordu. Ona verdiğim yanıtta şöyle yazdım: Puanlar, notlar ve sıralamalar... Hiçbiri filmlerin hafızada bıraktığı iz kadar önemli değildir. Hatıralarla olduğu gibi filmlerle de sabit ilişkilerimiz yoktur. Zaman içinde değişirler...

        Bazı filmlerin hafızada bıraktığı iz, geçip giden zaman içinde silikleşirken, bazılarının izi daha da derinleşebilir.

        Yıllardır yazılarını keyifle okuduğum meslektaşım Uğur Vardan, eski eleştirmenlerden yazar Serhat Öztürk'e ait “hatırasına ihanet etmeyen film” ifadesini çok sever. Gerçekten güzel bir tanımdır. Hatırasına asla ihanet etmeyen filmler vardır. Buna karşılık, yıllar sonra yeniden seyrettiğiniz bir film, ilk seyrettiğinizdeki gibi etkilemeyebilir sizi...

        Tüm bunlar bir yana, en iyileri belirlemeye çalışmak sinema tarih yazımının bir parçası gibi gelir bana... Ama hiçbir liste nihai sözü söyleyemez ve “dosyayı kapatamaz”... Yıllar geçer gider ve her kuşak kendi iyilerini seçip bulur...

        Aşağıdaki listeyi hazırlarken derdim, aslında en iyileri bulmaktan ziyade en çok sevdiğim, en çok etkilendiğim filmleri bulup çıkarmaktı...

        Sözgelimi, bazılarını seyrederken çok büyük bir sinemasal keyif aldım... “Roma”, “Başlangıç” (Inception), “Büyük Budapeşte Oteli” ve “İnsanları Seyreden Güvercin” benim için seyrettikçe ve üzerlerine düşündükçe yeni şeyler keşfettiğim çok güzel filmlerdi...

        Bazılarının çağın ruhunu yakalamakta, 2010'lu yıllara ayna tutmaktaki başarısına hayran kaldım... “Aşk” (Her), “The Master”, “Sosyal Ağ”, “Parazit” ve “Geliş” (Arrival) böyle filmlerdi...

        “Bir Zamanlar Anadolu'da”, “Aşk” (Amour), “Bir Ayrılık”, “Arakçılar”, “Şüphe” (Beoning), “Yaşamın Kıyısında” (Manchester by the Sea), “Peşimdeki Şeytan” (It Follows) gibi filmleri ise insan ruhu ya da doğası üzerine söyledikleri nedeniyle çok sevdim. Bu filmler bende klasik edebiyat eserlerini okumuş gibi kalıcı izler bıraktı... Yönetmenleri, sanki derin sulara tüpsüz dalmış gibiydiler...

        Bazılarını belki ilk kez anlatılan özgün hikâyeleri nedeniyle sevdim. “Toni Erdmann” ve “Turist” (Force Majeure) böyle filmlerdi... Her iki filmin mizahla utanç ve acı duygusunu birleştirmesi baş döndürücüydü...

        “Sevgisiz” (Loveless), “Elveda Oğlum” (So Long, My Son) ve “Sessizliğin Bakışı”, insan ruhunun aydınlığını, karanlığını insanı çevreleyen sosyal koşullarla birlikte inceleyen filmlerdi ve benim için alternatif bir tarih yazımı niteliğini taşıyorlardı....

        “Sen Şarkılarını Söyle” (Inside Llewyn Davis), “Âşıklar Şehri” (La La Land), ilk bakışta görünmeyen derinliklerinde sanatın anlamı üzerine düşünen filmlerdi benim için... İkisinin de karamsarlığı, modern dünyanın iyi sanatı ezip geçmesindeki hoyratlığından geliyordu...

        “Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi” ise bana göre hem alternatif tarih yazımıydı hem de sanatın anlamı üzerine düşündüren bir film...

        “Ters Yüz” (Inside Out) insan beynini basitleştirerek anlatmak isterken şaşırtıcı derecede doğru gözlemleriyle beni kendine hayran bırakan bir animasyondu...

        2010'lu yıllar, popüler kültür tarihine hiç kuşkusuz süper kahraman filmleri ve animasyon türünün yükselişiyle geçecek... Netflix, Amazon gibi dijital platformların yükselişi de 2010'lu yıllara denk geliyor. Hareketli görüntüler bizi artık cebimizdeki akıllı telefonlarımızla kuşatıyor... Ayrıca onlar sayesinde artık herkes amatör bir film yönetmeni... Her yere taşıyabildiğimiz dizüstü bilgisayar ekranlarımız birer hiper metne dönüşmüş durumda... Sosyal medyanın film eleştirisini giderek çok sesli hale getirmesini de unutmayalım. Özetle, 2010'lu yıllar, film teorisiyle ilgilenenlerin kafasını karıştıracak gelişmelerle dolu, filmlere ulaşma biçimlerimizi değiştiren, yeni düşüncelere kapılar açan bir dönemdi... Ama sonuçta, filmlerle kurduğumuz bireysel ilişkiler pek değişmedi... Filmler duygu ve düşünce dünyamızı etkilemeye devam ettiler ve hep edecekler...

        SON 10 YILIN BANA GÖRE EN İYİ 25 FİLMİ

        (sırasız)

        Başlangıç (Inception) 2010

        Sosyal Ağ (The Social Network) 2010

        Bir Zamanlar Anadolu'da 2011

        Bir Ayrılık (Jodaeiye Nader az Simin) 2011

        Aşk (Amour) 2012

        The Master 2012

        Aşk (Her) 2013

        Sen Şarkılarını Söyle (Inside Llewyn Davis) 2013

        Büyük Budapeşte Oteli (The Grand Budapest Hotel) 2014

        İnsanları Seyreden Güvercin (En duva satt på en gren och funderade på tillvaron) 2014

        Turist (Force Majeure) 2014

        Peşimdeki Şeytan (It Follows) 2014

        Sessizliğin Bakışı (The Look of Silence) 2014

        Ters Yüz (Inside Out) 2015

        Âşıklar Şehri (La La Land) 2016

        Geliş (Arrival) 2016

        Toni Erdmann 2016

        Yaşamın Kıyısında (Manchester by the Sea) 2016

        Sevgisiz (Nelyubov) 2017

        Arakçılar (Manbiki kazoku) 2018

        Roma 2018

        Şüphe (Beoning) 2018

        Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi (Portrait de la jeune fille en feu) 2019

        Elveda Oğlum (Di jiu tian chang) 2019

        Parazit (Gisaengchung) 2019

        Diğer Yazılar