Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        2019 yılının gişelerde en başarılı Amerikan bağımsız yapımı olan ‘Hayallerin Peşinde’ (The Peanut Butter Falcon), seyirciye kendini iyi hissettirecek bir yolculuk ve dostluk filmi… Bir başka özelliği de başrolde oynayan Down sendromlu Zach Gottsagen’in hayallerini gerçekleştirdiği film olması…

        Yapım hikâyesini sonraya bırakarak filmin öyküsüyle başlayalım. ‘Hayallerin Peşinde’ yolları kesişen iki kaçağın, Down sendromlu 22 yaşındaki Zak (Zack Gottsüagen) ile öfkesi nedeniyle başı belaya giren balıkçı Tyler’in (Shia LaBeouf) başından geçen serüvenleri konu alıyor. Bakımevinde çalışan ve Zak’ı aramak için yollara düşen Eleanor (Dakota Johnson) da bir süre sonra onlara katılıyor…

        Zak, kendisine sahip çıkacak hiç kimsesi olmayan biri… ‘Arkadaşı’ olarak gördüğü Eleanor dışında sevgi görmediği, hatta bazı görevliler tarafından aşağılandığı bir devlet bakımevinde yaşıyor. Oradan kaçıp profesyonel güreşçi olmak en büyük hayali… Üstelik, hayalini gerçekleştirmek için yaptığı bir plan da var. Yıllardır video kasetlerini seyrettiği Tuzlu Su İşçisi (Thomas Haden Church) lakaplı sporcunun profesyonel güreş okuluna gidip eğitim görmek istiyor. Ama bunun için önce bakımevinden kaçması gerekiyor. Eleanor bunu engellemek için çok dil dökse de bir gece çılgın ve yaşlı oda arkadaşı Carl’ın (Bruce Dern) desteğiyle bakımevinden kaçmayı başarıyor.

        REKLAM

        Çok sevdiği abisi Mark’ın (Jon Bernthal) ölümünün şokunu üstünden atamayan Tyler ise hem geçim sıkıntısı çekiyor hem de yalnızlığa alışmakta zorlanıyor. Civardaki balıkçılardan Duncan (John Hawkes) ile yaşadığı anlaşmazlığın ardından işini kaybedip, bir de üstüne dayak yiyince öfkesine yenik düşüyor ve işlediği suç nedeniyle bir anda kaçak durumuna düşüyor.

        Eleanor’u da dahil ettiğimizde, üç karakterin ortak özellikleri yalnızlıkları... Üçü de arkadaşlıklarının bir çeşit alternatif aileye dönüştüğü bir macera yaşıyor; birbirlerini koruyup kollamayı ve sahip çıkmayı öğreniyorlar.

        Eleanor ve Tyler, Zak konusunda sorumluluk almaktan kaçınmıyor, onu yalnız bırakmıyorlar. Teknede Zak için en iyisinin ne olacağını tartışırken çocukları üzerine konuşan ebeveynleri andırıyorlar. Ama film sadece onların Zak’i kurtarması üzerine kurulu değil. Zak de onları kurtarıyor… Zak’in düşlerine olan bağlılığından, naifliğinden etkileniyorlar. Her ikisi de onunla birlikte inanmanın değerini anlıyor.

        ‘Hayallerin Peşinde’ aynı zamanda özgürlük özlemi üzerine bir film… Tyler ve Eleanor’da başlangıçta böyle bir özlem yok belki ama Zak’ın özgürlük tutkusu onları değiştiriyor. Onlar da yeni bir hayatın, alternatif bir ailenin özlemini çektiklerini anlıyorlar.

        Zak’in, bakımevinden üstünde sadece beyaz bir külotla, yarı çıplak kaçması kuşkusuz tesadüfi değil… Zak her şeye sıfırdan başlıyor ve adeta yeniden doğuyor. Tyler’ın onu sudan çıkardığı ve hayatını kurtardığı sahneyi yeniden doğum gibi düşünmek mümkün. Daha sonra nehirde vaftiz edildiği sahneyi de unutmamak gerekiyor.

        Filmin büyük bölümü nehir sularında, sığ kıyılarda ve denizin üstünde geçiyor. Tekneyle yolculuk ediyor, kumsalda kamp yapıyorlar. Su onları doğa ana gibi adeta sarıp sarmalıyor ve bütün serüvenlerine eşlik ediyor. Zak yüzme öğreniyor, hatta elle balık yakalamayı dahi beceriyor.

        REKLAM

        ‘Hayallerin Peşinde’, Zak açısından baktığımızda bir büyüme filmi… Zak gecikmiş çocukluğunu yaşıyor, yıllarca dört duvar arasında geçen hayatının acısını çıkarıyor, özgürlüğü tadıyor. Tam da bu noktada, ‘Hayallerin Peşinde’nin özellikle sal üzerinde geçen sahneleriyle Mark Twain’in ‘Huckleberry Finn’ adlı çocuk edebiyatı klasiğini hatırlatan yanları olduğu söylenebilir.

        Zak’la olan arkadaşlığı, suçluluk duygusu ve özyıkım düşüncesiyle savaşan Tyler açısından bir toparlanma ve kendini bulma dönemi oluyor. Zak’ın hayallerini gerçekleştirmeye yardımcı olması, ona her şeyden iyi geliyor.

        Öte yandan Eleanor, Zak ve Tyler kadar iyi yazılmış bir karakter değil ne yazık ki… Eleanor–Tyler ilişkisinin de pek iyi yazıldığını ve çekildiğini düşünmüyorum. Filmin yönetmenleri Tyler Nilson ve Michael Schwartz, ilk uzun filmlerinde her şeyi Zak ile Tyler’ın dostluğu etrafında kuruyorlar. Belli ki, hedefleri North Carolina kıyılarının huzur verici sakin su manzaraları eşliğinde seyirciye kendini iyi hissettirecek bir dostluk filmi… O yüzden derinlikli bir dram bekleyenler belki hayal kırıklığına uğrayabilir.

        Sonuçta, belirli bir mizah duygusu olan, iyimser ve hayalci bir film bekliyor sizi. Buna karşılık, Zak ve Tyler arasındaki diyalogların çok iyi yazıldığını ve arkadaşlıklarının inandırıcı şekilde geliştiği kesin. Özellikle, Zak’in ’Down sendromlu birisi kahraman olur mu?’ diye sorduğu ve sonra ‘iyi adam–kötü adam’ konuşması yaptıkları sahne akılda kalıcı… Bu arada, Shia LaBeouf ile Zack Gottsagen arasındaki oyunculuk uyumu dikkat çekici.

        Zak rolündeki Down sendromlu Zack Gottsagen’in içten gelen doğal oyunculuğu filmin güçlü yanlarından biri… ‘Hayallerin Peşinde’nin yönetmenler kadar Gottsagen’in de hayali olması, filme ayrı bir değer katıyor. Filmin yapım hikâyesi anlamlı ve güzel… 2011 yılında engelliler için California’da düzenlenen bir oyunculuk kampında karşılaştıklarında Gottsagen, Tyler Nilson ve Michael Schwartz’a en büyük hayalinin bir filmde oynamak olduğunu söylüyor. Sonra karşılıklı birbirlerine inanıyor ve çalışmaya başlıyorlar. Projeyi oluşturduktan sonra yapımcı David Thies’in desteğiyle çektikleri kısa filmlerle fon aramayı sürdürüyor ve sonunda hedeflerine ulaşıyorlar.

        Katıldığı festivallerde kazandığı seyirci ödülleriyle dikkat çeken, 6 milyon dolarlık düşük bütçeli ‘Hayallerin Peşinde’, ABD’de gösterime girdiği ilk günlerde çok seyirci toplayamadı. Ama sonra giderek yükselen bir hasılat grafiği çizdi ve dünya genelinde yaptığı yaklaşık 133 milyon dolarla yapımcı ve yönetmenlerin yüzünü güldürmeyi başardı. Türkiye’de 2019 yılındaki Filmekimi programında yer alan, geçtiğimiz ağustosta ise sinemalarda gösterime giren ‘Hayallerin Peşinde’, pandemi nedeniyle 3 bin seyirciye dahi ulaşamamıştı. Şimdi BeinConnect’te seyredebilirsiniz.

        6.5/10

        Diğer Yazılar