Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hafta içinde Sinema Dergisi’nin internet üzerinden oylamaya açtığı En İyi 100 Türk Filmi anketinde ilk 10’a giren filmler açıklandı. Sonuçlar, bunun tipik bir seyirci anketi olduğunu gösteriyor. Eleştirmen, akademisyen ve sinema tarihçileri herhalde bu listedeki filmlerin yarısını ilk 10’a almazlardı. Bu tür seçimlerde seyirciler “Hababam Sınıfı”, “Neşeli Günler” gibi sadece sevdikleri filmlere oy verirler. Uzmanlar ise önce listede olması gereken yönetmenleri tespit eder, sonra onların başyapıt olarak kabul edilmiş eserlerine odaklanır. Seyirci “Yavuz Turgul’un kaç filmi girmiş”, “Halit Refiğ’in filmi yokmuş” gibi kaygılar taşımaz.

        UZMANLARIN ‘KLASİK’ SEÇİMLERİ

        Uzman listelerinin temel kuralı Halit Refiğ, Metin Erksan, Lütfi Ö. Akad, Atıf Yılmaz ve Yılmaz Güney’den ilk 10’a mutlaka bir film almaktır. Refiğ’den “Gurbet Kuşları”, Akad’dan “Gelin”, Yılmaz’dan “Selvi Boylum Al Yazmalım”, Güney’den “Umut” alınır. Metin Erksan filmi ise değişir, benim tercihim “Sevmek Zamanı”dır. Şerif Gören “Yol”, Yavuz Turgul “Muhsin Bey”, Zeki Ökten “Sürü”, Ömer Kavur “Anayurt Oteli”, Erden Kıral ise “Hakkari’de Bir Mevsim” ile girer bu tür listelere... Son 20 yılın üstünde uzlaşmaya varılmış klasikleri ise “Masumiyet” ve “Mayıs Sıkıntısı”dır...

        Ben bunlara artık Semih Kaplanoğlu’nun “Bal”ının da eklenmesinden yanayım. Yukarıdaki 13 film, bugüne kadar en iyi 10 listelerinde benim de üzerinde hep durduğum filmler oldu. Atıf Yılmaz’ın “Adı Vasfiye”sini “Selvi Boylum”dan daha iyi bulduğum ve Halit Refiğ’in en iyi filminin televizyon dizisi olarak gösterilen “Aşk -ı Memnu” olduğunu düşündüğüm için bazı soruşturmalarda çıkıntılıklar yapmayı göze aldım.

        “Vesikalı Yarim” (Lütfi Ö. Akad), “Düşman” (Zeki Ökten), “Camdan Kalp” (Fehmi Yaşar), “Beyoğlu’nun Arka Yakası” (Şerif Gören) gibi filmlere bu listelerde yer veremediğim için de üzüldüm. Farklı dönemlerde önemli işlere imza atmış, yurtiçi ve yurtdışından ödüller almış Ali Özgentürk, Sinan Çetin ve Yavuz Özkan’ın üzerinde fikir birliğine varılmış bir başyapıtları olmaması da üzücüdür... Sinema tarihi açısından adları anılması gereken bu yönetmenlerden Sinan Çetin’in “Berlin in Berlin” ya da “14 Numara”, Özgentürk’ün “Bekçi”, Özkan’ın ise “Maden”le ağır bastığını düşünürüm.

        Son 25 yıldan ileride kendi adıma en iyiler listelerini zorlayacağını düşündüğüm filmlerin de adını anmak istiyorum: “Korkuyorum Anne” (Reha Erdem), “Kader” (Zeki Demirkubuz), “Karanlık Sular” (Kutluğ Ataman),“Babam ve Oğlum” (Çağan Irmak), “Hokkabaz” (Cem Yılmaz), “Neşeli Hayat” (Yılmaz Erdoğan) ve “Cenneti Beklerken” (Derviş Zaim). “Bir Zamanlar Anadolu’da”nın ise yakında “Mayıs Sıkıntısı”nın yerine Nuri Bilge Ceylan’ın ilk 10’da yer alacak filmi olacağına inanıyorum.

        Diğer Yazılar