Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ESKİŞEHİR Osmangazi Üniversitesi’ndeki hadisenin ağırlığı Türkiye’nin vicdanına çöktü. Meslektaşlarını “Bunlar FETÖ’cü” diye ihbar eden Araştırma Görevlisi Volkan Bayar, yaptığı ihbarların “iftira olduğu” tescil olunca ve aleyhinde verilen dilekçelerin işleme alındığını öğrenince ruhsatlı silahını alıp üniversiteyi bastı ve 4 kişiyi öldürdü, sonra da “Hayatımı mahvettiler, pişman değilim” dedi.

        Oysa 200’ün üzerindeki araştırma görevlisi, akademisyeni “FETÖ’cü” diye ihbar eden, bir kısmının ihraç edilmesine hatta hapis yatmasın neden olan kendisiydi. Suçladığı kişilerin bir bir beraat etmesi üzerine gözler üzerine dönüp aleyhine işlem yapılması gündeme gelince silaha sarıldı.

        Peki burada tek sorumlu Bayar mı? Hayır. Perşembenin gelişini çarşambadan beyan eden gelişmelerin seyrini, “Fakültede olsaydım Volkan Bayar’ın kurşunlarının bir numaralı hedefi ben olacaktım” diyen Doç. Dr. Ayşe Aypay’ın gözyaşları, isyanı ve soruları özetliyor. Aypay’ın eşi, Bayar yüzünden ihraç edilmiş ve 5.5 ay hapis yatmış. “1.5 yıldır defalarca dilekçe verdik, hepsinin üstüne yattılar. Volkan Bayar hakkında dilekçelerimizin sisteme girmemesi için memurlara talimat verdiler. Kavga dövüş işleme soktuk dilekçeleri. Hiçbirine yanıt alamadık. Şimdi kim verecek 4 tane canın hesabını?”

        Aypay’ın iç yangınıyla söylediği, “Asıl vatan haini, asıl FETÖ’cü Volkan Bayar’dır” cümlesinin üzerine kapaklanmak, pişkinlik ve kolaya kaçmak olur. Yaşananlar, tanıklıklar gösteriyor ki Bayar’ı koruyan FETÖ’cülük değil, “Bakın bunlar FETÖ’cüdür” muhbir ve müfteriliğinin profesyoneli olmak.

        Nitekim, Bayar’ın Tokat’taki eski dekanı Prof. Dr. Mustafa Baloğlu kişiyi şöyle tarif etmiş: “Bu şahsın eski dekanlık görevini yaptım. Bu kişi FETÖ’den atılmış biri değil. Yüzlerce kişiyi FETÖ’cü diye şikâyet etmiş biri. 200’ün üzerinde kişiyi şikâyet etti. Şikâyet ettiği kişilerin çoğu beraat etti.”

        AKLİ DENGESİ YOKSA...

        Şimdi Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Gönen, kurbanların ailelerine başsağlığı diledikten sonra saldırganla ilgili şu ifadeyi kullanıyor: “Problemli biriydi.”

        O gün makamında olsaydı kurbanlar arasında olacak Eğitim Fakültesi Dekanı Cemil Yücel, “Akli dengesi yerinde değildi, korkulan bir insandı” diyor.

        O zaman soru şudur değil mi?

        Koskoca üniversite “problemli”, “akli dengesi yerinde olmayan”, korkulan bu insanın iftiralarına neden itibar etti?

        Savcılık böyle ihbarları yapan kişilerin ifadelerine itibar edip ihbar edilen, belki iftiraya uğrayan kişiler aleyhinde işlem yapmadan önce üniversitelerin rektörlüklerinden bilgi istemiyor mu? İsteniyorsa Volkan Bayar’ın “problemli” olduğu savcılığa iletilmiş miydi?

        UYARILMAYAN KALMAMIŞ

        İddialar doğruysa, Bayar hakkında uyarılmamış hiçbir makam kalmamış.

        Çünkü Bayar’ın tehdit ettiği isimlerden biri olan ve 2016-2018 arasında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde görev yapan eski Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Engin Karadağ’ın anlattıkları, uyarıları dinleyenlerin uzun bir süre izlemekle yetindiğini gösteriyor.

        Karadağ’ın söylediğine göre, 2017’nin ocak ayında kendisi ve şimdi dekan olan Yücel, rektör ve rektör yardımcılarını uyarmışlar, elbette üniversitede birilerinin FETÖ’cü olabileceğini, ama Bayar’ın herkesi suçladığını, “Bir şarjöre bakar” diye tehditler yağdırdığını aktarmışlar. “Bununla ilgili kayıtlar var. Sürecin böyle sonuçlanacağı belliydi. Emniyet müdürlüğü, KOM, İstihbarat Daire Başkanı’nın da bundan haberi var. Rektörlüğün odasında onlarla toplantı da yaptık ve ‘Volkan Bayar için bir önlem alın’ dedik.”

        Demek ki neymiş?

        Volkan Bayar hakkında yediden yetmişe bütün yetkililer uyarılmış ama bir şey yapamamışlar. Sebep Bayar’ın silahının olması değil, “Bakın bakın burada FETÖ’cü var” muhbirliğimüfteriliği yapanın “makbul vatandaş” statüsüne sahip olduğu koskoca 1.5 yıl. Çünkü sadece ihbar edilenin değil, ihbar edenin de araştırılmasını sağlayan düzenlemeye daha yeni geçildi. Muhtemeldir ki, bu yeni düzenleme-telafi sayesinde Volkan Bayar gibiler iftiraları hakkında hesap vermek zorunda kalacaklar.

        Bayar olayından çıkan ders: Muhbir ile müfteri arasındaki sınır çok ince. Hakikati katletmekte beis görmeyen müfteri, insanı katletmekte de beis görmüyor.

        HATA NEREDE YAPILDI?

        “Demiştik” demeyi ayağa düşüren zevata rağmen diyeceğim: Demiştik. Hem de kaç kere: “15 Temmuz’u sahtekârların, muhterislerin istismar etmesine izin verilmesin. Kimbilir hangi kılçıklı işini saklamak için önüne gelene, işini bozana ‘FETÖ’cü’ deme eğiliminde olanlara yol verilmesin.”

        Özellikle akademi gibi, sınırlı kadroya kadro sayısından daha fazla kişinin talip olduğu yerlerde, OHAL’in verdiği yetkileri kolaya kaçarak kullanmak, idari tasarrufta bulunmayı, hukuk çerçevesi içinde bir suç tanımı yapıp o tanıma göre işlem yapmanın önüne koymak hatalar zincirinin başlangıcıydı.

        Diğer Yazılar