Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İngilizce sokak dilinde “Naber n’apıyosun, her şey yolunda mı” anlamına gelecek onlarca ifadeden biri “What’s Gucci?” Ama bu aralar Gucci için hiçbir şey pek “gucci” değil. Alessandro Michele yönetiminde büyük bir sıçrama yapan ve adeta küllerinden doğan marka geçen hafta mağazalarından apar topar fiyatı bin dolara yaklaşan bir kazağı çekmek zorunda kaldı.

        Yüzün yarısını kaplayan siyah kazağın dudak açılımı kırmızı bir rujla çizilmiş gibi görünüyor. Daha önce defilede kimsenin dikkatini çekmemişti, ama Gucci’nin web sitesinde satışa çıkınca bu kazağın neye benzediği de anlaşıldı: Beyazların siyahları taklit etmek için çok eskilerde uyguladıkları küçültücü “blackface” makyajına.

        Fatih Altaylı bu olayın neden bu kadar büyütüldüğünü anlamadığını yazıyordu önceki gün.

        Bir kere zamanlama manidar.

        ZAMANLAMA MANİDAR

        Amerika bu aralar Virginia Valisi’nin yıllığında ortaya çıkan bir fotoğrafla sarsılıyor. Valinin tıp fakültesindeki kendi yıllık sayfasında iki kişinin göründüğü fotoğraftan biri yüzünü siyaha boyamış, diğeri ise ırkçı terörörgütü KuKluxKlan kostümü giymiş görünüyor. Vali önce kendisinin fotoğraftakilerden biri olduğunu söyledi, sonra geri adım attı ve kim olduklarını bilmediğini açıkladı.

        Sanki kendisini aklarmış gibi “O fotoğraftakilerden biri ben değilim ama zamanında Michael Jackson kılığına girip suratıma ayakkabı boyası sürdüm” dedi. “Herkes boyanın çok fazla sürülmeyeceğini bilir, çünkü sonra çıkmaz,” diye bir saçma sapanaçıklama ekledi ardından.

        Valiye istifa çağrıları yükselirken yerine geçmesi muhtemel bir başka eyalet yöneticisi de zamanında “blackface” makyajı yaptığını itiraf etti. Virginia’lı politikacılara kendi partileri Demokratlarınönde gelen isimleri de istifa etmelerini tavsiye ediyor.

        “Blackface” bu senenin #MeToo hareketi olacağa ve pek çok kişiyi yerinden edeceğe benziyor. Şimdiden arşiv kazınarak kimin zamanında suratına boya işlediği araştırılmaya başlandı.

        Aslında Gucci’nin siyahlara yönelik ilk vukuatı da değil bu. 80’li yıllarda Harlem’de pahalı markaların logolarını kendi yorumuna göre yaptığı kıyafetlerde (hatta mobilyalarda) kullanan Dapper Dan isimli bir terzi efsane olmuştu, ancak dev firmalar dava edince hapsi boyladı. Michele koleksiyonlarının birinde Dapper Dan’in ceketlerinden birini isim vermeden dahil etti, tepkiler üzerine “Dapper Dan’e saygı duruşu” diye açıklama yaptı. Krizi yönetmek için de Harlem’de Dapper Dan’a Gucci özel stüdyosu kuruldu, Dapper Dan koleksiyonu yapıldı apar topar.

        Gucci’nin reklam kampanyalarında sadece siyah model kullanması, siyah kültüründen unsurlara yer vermesi de “Kültürü sömürüyor mu” tartışmalarını başlattı. Ancak Gucci’nin büyümesi durmadı. Kurnazca eleştirileri püskürttü, siyahlara kıyafet satmaya, en çok büyüyen marka olmaya devam etti.

        Ta ki o meşum kazağa kadar. Göz göre göre büyük bir ayıp artık bu kazak.

        KÜÇÜLTÜCÜ BİR SİMGE

        “Blackface” Amerika’daki gündelik ırkçılığın en bilinen simgelerinden biri. Önce eğlence amacıyla çıkmıştı, hatta Fred Astaire ve Bing Crosby bile yüzlerinde siyah boyayla sahne aldı.

        Ancak “blackface” kabul edilebilir bir şaka değil, siyahların küçümsendiği, alay edildiği, ikinci sınıf muamelesi görmelerine yol açan bir araç. Abartılı siyah boya, o dev dudakları simgeleyen rujlar siyah insanı küçük düşüren, saygısızca yaklaşan bir stereotip’in yansıması. Siyahları insandan öte, hatta insanlık dışı yaratıklar gibi gören hasta bir beynin ürünü bu abartılı taklit. Tıpkı para sayan Yahudi esnaf karikatürü gibi karpuz yiyen siyahlar da egemen sınıfın beynindeki önyargının yansımasıydı. Siyahlar da maymuna benzetilerek ötekileştirildi yıllar boyunca.

        Bu küçültücü önyargının egemen sınıfın kendisini alay ettiği azınlıklardan daha üstün olduğunu zannetme yanılgısına varan tehlikeli sonuçlara da yol açtığını tarih de bize öğretiyor, günümüzde yaşanan birçok olay da.

        Yakın zamanda Soho’daki mağazasının vitrinin “blackface”i andıran robotlarla süsleyen Prada dün bir çeşitlilik konseyi kurduğunu, Martin Luther King, Jr.’ın mücadelesini anlatan “Selma” filminin yönetmeni Ava DuVernay’ın başkanlık edeceğini açıkladı. Spike Lee ise kadrolarında siyah tasarımcılara yer verene kadar Gucci ya da Prada giymeyeceğini açıkladı.

        Bu modaevlerinin bu hale düşmelerinde Amerika’daki ırkçılığın detaylarını bilmeyen Avrupalı şuursuzluğuda etkili tabii ki. Ama Gucci’nin o kazağı neden piyasadan çektiğini aslında en iyi biz anlayabiliriz: Güner Ümit’in ekran kariyeri neden bittiyse o yüzden.

        Diğer Yazılar