Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener birlikte yarışa girse ne kadar heyecan dalgası oluşursa Joe Biden ve yardımcısı olarak seçtiği Kamala Harris dün böyle bir rüzgar estirdi Amerika’da. İlericiler için karanlık bir gün, orta yolcularsa bayram ediyor. Cumhuriyetçiler ise saldırabilecekleri bir rakip buldular.

        California senatörü, eski eyalet başsavcısı, kendisi de Başkan adayı olan Kamala Harris tam anlamıyla güvenli seçenekti Biden için. Bu ikili kutuplaşan, protestolarla sarsılan, değişim talebinin çok yoğun olarak dillendirildiği bir ülkede muhalefeti birleştirerek Trump’ı yenmeyi hesap ediyor. İkisini birleştiren en önemli vaat de bu zaten; ilerici bir devrim, Amerika’nın yeniden yapılanmasını değil sadece ve sadece Donald Trump’tan kurtulmak. Tutacak mı?

        Aralarında senatörler, belediye başkanları, büyükelçilerin olduğu 12 kişi aylardır Biden’ın Başkan Yardımcısı arama komitesi tarafından didik didik edildi. Kiminin doğum yerinin ve ailesinin köklerinin mesele olacağı tartışıldı (Tammy Duckworth), bazıları beyazdı (Gretchen Withmer) bazıları da hem beyazdı hem de zenginlerin düşmanıydı (Elizabeth Warren), geçmişteki sözleri ileride sorun olabilecekler (Susan Rice) da elendi. Kala kala Kamala’ya kaldı, diye bir kelime oyunu yapsam yeridir.

        REKLAM

        Geçtiğimiz hafta Biden listeye kalan son adaylarla yüz yüze görüştü, kararını bugün-yarın açıklayacağını söyledi ve Salı günü Amerika’nın yeni muhtemel Başkan Yardımcısı belli oldu. İlk kez Başkan Yardımcısı önem kazandı aslında: Biden’ın yaşı, muhtemelen bir dönem ülkeyi yönetecek olması…

        İşte “Neden Kamala” sorusunun yanıtları…

        OĞLUNUN ARKADAŞI

        Kamala Harris’in diğer adayların önüne geçmesinin en önemli nedenlerinden biri Biden’ın hayatını kaybeden oğlu Beau’nun yakın arkadaşı olması. Delaware başsavcısı olan Beau Biden’la California başsavcısı olan Harris sık sık görüşür, bazen günde birkaç kez telefonlaşırlarmış. Joe Biden da oğlundan dinlemiş hep Harris’i. Kendi deyimiyle “sempatiko” bir yardımcı arıyordu Biden; onu zorlamayacak, ona meydan okumayacak, tam anlamıyla yoldaşı olabilecek, güvenebileceği bir isim buldu.

        Biden aslında Obama’nın Ulusal Güvenlik Danışmanı Susan Rice’ı çok daha iyi tanıyor, ona çok güveniyordu. Ama Rice hiç seçime girmemişti ve Bingazi saldırısını terör eylemi değil de bir video’dan kaynaklanan tekil bir hadise olarak yorumlaması hep başında asılı kaldı. Yine bu konu köpürtülecekti aday yapılsa.

        TAM BİR ORTA YOLCU

        Amerika’da ciddi bir sol-ilerici dalga var. Sağlık sigortasının devlet tarafından karşılanması, devlet üniversitelerinin ücretsiz olması, teknoloji şirketlerinin bölünmesi, büyük şirketlerden daha fazla vergi alınması gibi politika önerileri bu dalga sayesinde ana akım siyasete etki ediyor. Kamala Harris’in bu gibi devrimci politikalara yanıtı “Ülkeyi yeniden inşa etmek istemiyorum,” oldu. Kendisi de ilerici politikalarla orta yolculuk arasında fazla savruldu zamanında. Bazen sağlık sigortasını savundu, sonra vazgeçti örneğin. Bu kararsızlık Başkanlık yarışına mal oldu. Ama Biden de onun gibi orta yolcu. Ancak ikisi de zamanla bu sol-ilerici dalganın bir kısmını benimsemeyi başardı. Harris teknoloji şirketlerinin bölünmesinden yana değil, ama büyük şirketlerden ve zenginlerden daha fazla vergi alınmasını savunuyor. Unutmamak gerekir ki orta yaşlı, yaşlı, beyaz seçmenin çoğu da orta yolcu ve devrime hazır değil.

        REKLAM

        SİYAH BİR KADIN

        Annesi Hint, babası Jamaikalı iki akademisyenin kızı Harris. Sırf bu kimliğiyle bile Amerikan siyasetinin çehresini değiştirme özelliğine sahip. Solun en merkezdeki figürlerinden Demokrat Parti’nin tabanında epey etkili olan siyah kadınlara kadar herkes Harris’in seçiminden heyecanlı; herkes her dediğini savunmasa da varlığı değişime işaret ediyor. 2024’te Demokrat Parti’nin lider arayı, ilk kadın Başkan olmanın da taşları mı örülüyor böylece? Biden özünde Başkan adaylığını Güney Carolina’da siyah seçmene borçlu. “Black Lives Matter” hareketinin hız kazanmasından sonra da üzerinde siyah bir kadın seçmesi konusunda baskı vardı, bu anlamda da tabana borcunu ödedi.

        Ancak Harris’in siyah seçmenle ilişkisi de biraz tartışmalı. California başsavcısıyken idama gönderilen bir mahkumun davasına DNA kanıtlarının alınmasını reddetti; davanın seyri değişebilirdi. Benzer şekilde artık eyalette yasal olan marijuana kullanımından dolayı pek çok kişinin yargılanmasına, hapse girmesine neden oldu. Masum insanları öldüren polisleri soruşturmadı. Kendisi idama karşı olmasına rağmen California’nın idam cezasını mahkemede savunmak zorunda kaldı.

        OBAMA ETKİSİ

        Barack Obama’nın Başkan adaylığı sırasında seçmeni ikna etmek için yanında beyaz bir erkeğe ihtiyacı vardı. Bu sayede ülkede siyah-beyaz koalisyonu kuruldu, iki dönem ülkeyi yönettiler. Joe Biden de benzer bir kadroyla seçmenin karşısına çıkarak aynı birleştirici gücü yansıtmak istiyor. Hillary Clinton zamanında yanında siyah bir erkek çıksaydı, Obama’nın stratejisini uygulasaydı belki bugün Başkan’dı. Zira siyah seçmen Clinton ve beyaz yardımcısı Tim Kaine için sandığa gitmedi. Şimdi özellikle seçimi belirleyecek kararsız eyaletlerde Harris’in siyah seçmeni hareketlendirmesi bekleniyor.

        REKLAM

        Aslında büyük sürpriz Michelle Obama’yla seçime girmek olurdu ama bu Amerika’daki seçmenin gerçekleşmesini istediği ama gerçekleşmeyeceğini bildiği hayaldi. Obama yıllarına en uygun ikili bu şartlarda Biden ve Harris. Zaten Biden seçilirse “Elimizde daha iyisi yok ama en azından Trump’dan kötü olamaz,” diyenler yüzünden seçilecek. Amerika’nın -ve etkisindeki dünyanın- ihtiyacı olan ekip bu değil kuşkusuz, ama, evet, eldeki bu.

        Diğer Yazılar