Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Biliyorsunuz,, Amerikan Uzay Araştırma Dairesi NASA, 4 yıl aradan sonra Kızıl Gezegen Mars'a yeni bir uzay aracını başarıyla indirdi.

Aracın adı: Anka Kuşu, yani Pers mitolojisinden efsanevi bir uçan yaratık.

İran efsanesine göre, bu kuş o kadar yaşlıdır ki dünyanın yıkılışına üç kez tanık olmuştur.

Persler Anka Kuşu'nun yeryüzüne bereket getireceğine ve dünya ile göğün arasındaki birliği sağlayacağına inanırlardı.

Tam da bu nedenle havalandı Anka Kuşu Mars'a...

Dünya ile göğün arasında, Kızıl Gezegen'de hayat aramak için.

Bazı yönlerden Mars bizim evimize,, Dünyamıza benziyor çünkü.

24 saatlik bir günü, düzenli oluşan mevsimleri, kutupları ve toz fırtınaları var.

Güneş sistemindeki en büyük volkana sahip, ki bunun yüksekliği Everest dağından 3 misli daha fazla.

Geçmişte büyük bir ihtimalle Mars dünyaya daha çok benziyordu.

Ancak, şimdi yüzeyi tamamen bir çöl. Mars'taki hava o kadar soğuk ki bu havayla karşılaşan herhangi bir sıvı, bir su parçacığı derhal donuyor.

Dolayısıyla şu anda Mars'ta herhangi bir şekilde yaşam varsa bu yaşam toprağın üzerinde değil altında, buzullarda.

Ve Anka Kuşu siz bu yazıyı okuduğunuz sırada işte o yaşamın izlerini arıyor.

Bir anlamda heyecan verici, bir anlamda ise hazin.

Heyecan verici çünkü eğer uzay aracı Anka Kuşu aradığını bulursa, bilim dünyasında bir çığır açılacak.

Eğer gerçekten Dünya'dan daha önce Mars'ta oluşmuş mikro hayatın izleri keşfedilirse, tüm ezberler bozulacak.

Düşünsenize mesela, varoluş ve yaşam kuramları baştan yazılacak.

Pek çok inanç sistemi derinden sarsılacak.

Mars'ın buzullarında rastlanacak bir mikro yaşam belirtisi Dünya'daki pek çok kişinin de tahtını yıkacak. Özellikle de kendini sadece bir "mutlak"a ve bir "makam"a bağlayanlar,, kendilerine yeni mutlaklar ve makamlar aramak zorunda kalacak.

Tıp dünyasında da yepyeni buluşlar oluşacak belki. Bugüne dek çaresi bulunamayan hastalıkların şifası Kızıl Gezegen'in buzullarından çıkacak.

Ama işin bir de hazin ve ürkütücü tarafı var: Ya Mars'ı da Dünya'ya benzetirsek ?

Şimdiden başladık bile,, sanki evi taşır gibi, bazıları küresel ısınmadan kaçıp Mars'a gideriz diye düşünüyor !

Ya da Dünya yeterince kirlenince ve kalabalıklaşınca, Mars'ın el değmemiş yüzeyinde yeni kentler kurarız hesapları yapılıyor !

Tıpkı Dünya'daki gibi bu senaryoda da bir fırsat eşitliği yok,, burada nasıl parayı veren düdüğü çalıyorsa, Mars'a da ilk ulaşan "zenginler" olacak muhtemelen !

Düşünsenize... Yine aynı beton yığını kentler, yine aynı korkunç trafik, mesela Mars'ın tek dağının tepesinde yine aynı pet şişeler...

Mars'ın çöl yüzeyinde yine aynı kavgalar, tartışmalar...

Yine aynı şiddet,, buzulların altındaki petrol için yine aynı savaşlar.

Yine Bush mesela,, yine El Kaide.

Ne yani,, tüm bu saydıklarım "insan yaşamının" izleri değil mi sanki ?

Biz üretmedik mi bunları, uyuşturucuyu, silahı, suçu.. Hepsi insanın buluşu işte..

Allah korusun, mesela Mars'ta da türban zorunluluğu varsa mazallah ne yaparız biz ?

Çıkamayız işin içinden,, ve Anka Kuşu sınırsız bilgeliği içinde bir kez daha "Dünyanın", daha doğrusu bu kez "Mars'ın" yıkılışına tanık olmak zorunda kalır.

İyisi mi kalalım biz dünyada.

Mars'ı Marslılara bırakalım.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar