Özgecan bir 'candı' ve yandı..
..Tecavüzü bırakın ortada bir taciz bile olsa; bunun ardında ‘tahrik’ aranmaz.
Aranmamalı..
..Tecavüzcünün ‘iyi hali’ olmaz.
Olmamalı..
..Toplumu deforme eden bu vahşeti yapanlara ‘adam’ diyemem.
Adam kelimesini harcamış olurum..
..’Erkek’ de diyemem, değiller çünkü.. Hayvan desem yılana bile haksızlık olur..
..Bitki bile olamazlar çünkü en azından güzel kokanları ya da besin olarak işe yarayanları var.. ..Bunlar ‘iblis’..
En azından Nihat Doğan kadar topluma zararlı yaratıklar..
..Kuyrukları yanlış yerde çıkan ‘şeytan’ diyeceğim ama şeytan da bir melek..
..Esas tartışmamız gereken şey; insanların neden bu hale geldiği değil, onların bu hale gelmesine sebep olanların neden bu hale geldikleridir..
Kravat takıp, iki büklüm olup, ‘pişmanım hakim bey’ diyerek yırtmalarına, kedi yavrusu gibi kendilerini acındırmalarına ve bu nedenle ağırlaştırılmış müebbetten müebbete düşmelerine bile içim razı değil..
..Minibüsten son inen olmak gibi bir durum, nasıl olur da bir hayata böylesine hunharca mal olabilir; bir türlü algılayamıyorum..
Tek adamlık meselesi..
Günlerdir nereyi açsam, nereyi okusam hep bir ‘tek adam’ meselesi almış başını gidiyor.
Elbette okumuş bir ergen olarak benim de fikrim var bu konuda..
Sizinkilerle örtüşür mü bilemem ama madem bir arazi vermiş bana bu gazete; o zaman paylaşmak durumundayım..
Tek adamlık bizim bünyemize ‘kontra’ yapar, ‘ters’ gelir..
Toplum; ‘sisteme’ değil, ‘adama’ baktığı için uygulamaya konulması ‘kolay’ gibi görünebilir ama vade biraz uzarsa ‘bünye’ bunu reddeder..
Alıştığımız düzen ‘organ nakli’ gibi risklidir..
Biz hayata ‘kurumlar’ bir yana, ‘adam’ bir yana şeklinde baktığımız için ve bu da bizim yaşam biçimimiz olduğu için uygulanması çok kolay gibi görünebilir..
Amaaa..
‘Teoride’ kolay, ancak ‘pratikte’ geri teper..
Adamı alırız biz, en yükseğe oturturuz sonra da başlarız didik didik etmeye..
Eritip yok etmeye..
‘İdolleştirdiğimiz’ insanı başlarız ‘beğenmemeye’..
İzmir sanat demektir..
İzmir tüm keşmekeşe, tüm sorunlara rağmen ‘sanat’ kavramına duyarlılığını ısrarla koruyor, sürdürüyor ve ben de buna bayılıyorum..
İzmir Büyükşehir Belediyesi, “Türkiye’nin ilk kadın bakır ustası” Hürmüz Arslantürk’ün bakır rölyef ile İzmirli 20 ressamın “Renkli fırçalar” adlı sergisine ev sahipliği yapacak. Çarşamba akşamı ise İzmirliler’in sabırsızlıkla beklediği Büyükşehir Belediyesi Kent Orkestrası konseri var.
Öncesi de var..
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ünlü besteci Ahmed Adnan Saygun adına düzenlediği Uluslararası Müzik Festivali, piyano yarışması final konseri ve ödül töreni ile sona erdi.
Görüntülerini izledim..
Üzüldüm yazılı ve görüntülü medyada yeteri kadar yer bulamamasına..
2-9 Şubat tarihleri arasında gerçekleşen festival, kentte adeta “klasik müzik rüzgarı” estirdi. Pek çok ilkin yaşandığı festivalin açılışında dünyaca ünlü piyanistler ve aynı zamanda yarışmanın da jüri üyesi olan Gülsin Onay, Jean Bernard Pommier, Emre Şen, Mauricio Vallina ile Şef İbrahim Yazıcı solist olarak sahneye çıkarak 4 saat boyunca Beethoven’ın tüm piyano konçertolarını seslendirdi. Ünlü piyanist-besteci Fazıl Say’ın Mozart’ın piyano sonatlarını seslendirmesi ile devam eden müzik festivalinde öğrenciler, ünlü piyanistler Emre Şen ve Edna Golandsky ile birlikte çalışma fırsatı da buldu.
Festival, TOBAV İzmir Şubesi’nin katkılarıyla, genç piyanistlerin yetenek, bilgi ve deneyimlerini artırmak amacıyla iki grupta düzenlenen piyano yarışmasının ödül töreni ile son buldu.
Müthiş bir organizasyondu..
Harika bir proje başarıyla sona erdirildi..
- Çekler bile çek veriyor artık..8 yıl önce
- Her çözüme itinayla bir sorun bulunur..8 yıl önce
- Yeşili almayın İzmir'den8 yıl önce
- Oteller haraç mezat satılıyor..8 yıl önce
- Güzeltepe gençlere dokunuyor8 yıl önce
- Biz yarınları emanet aldık çocuklardan..8 yıl önce
- Karşıyaka mağdurları8 yıl önce
- Hukukçu eğilmez, kırılır8 yıl önce
- Zaman unutturmaz; uyuşturur..8 yıl önce
- Tüketiyorsan haklısın..8 yıl önce