Ortadan 'caartt' diye!..

Eskiden ellerimizde çiçekler vardı ve kapıda sırılsıklam beklemeye gücümüz..

Şimdi palamız var ve kıracak kafa arıyoruz..

Yalnız bir kız gördüğünde testosteronu tavan yapan libido harikası yaratıklar kol geziyor..

Kartopu oynamak cıvıklık, kardan adam yapmaya kalkmak ise şirk koşmak olmuş..

Bıçağı kapıp dükkanının önünde kar topu oynayanlara saldırabiliyor tesadüfen pantolon giydirilmiş birisi..

Belli ki iki ayağının üstüne en son kalkanlardan o..

Hilesi de cabası..

Cama gelen kar topunu adamı bıçaklayıp öldürdükten sonra, camını kırarak hafifletici neden oluşturmaya çalışacak kadar da çakal..

Ortadan ikiye bölündük biz..

Caaartt diye hem de..

Eskiden çoktuk biz ve bizdik..

Şimdi azız ve ancak ‘bizimkiler’ varsa etrafımızda çoğalabiliyoruz..

Sosyopatinin destanı yazılıyor ülkemde..

Obsessif kompülsif kol geziyor sokaklarda ve duraklarda..

Meclis bile şiddet içinde..

Paranoya kol boyu..

“Benim gibi düşünmeyenin kafası kırıla..” durumunun kitabı yazılıyor Türkiye’de..

Şarkıcı bile olamayacak kadar yetersiz ve manken olamayacak kadar çapsız bir kadın ve bir erkek; yani iki ‘kifayetsiz muhteris’, ‘rol model’ olmaya soyunmuşlar..

Bu iki insanı ve bu duruma düşmeyi hak edecek ne yaptık biz?.

Bakın neler diyor bir düşünür:

“Şeytan insanları olduklarından daha kötü yapabileceğini düşünüyorsa, çok iyimser demektir.” (Karl Krauss)

Veeee..

“İnsanlarımızın çoğu; ihmal edilmiş bir kürtajın hazin sonucudur.”

(Karl Krauss)

Özetle..

Özgecan Aslan babasının dediği gibi oldu. Mehmet Aslan’ın o temiz ve güzel yüreği dedi ki; “Kızım ülkenin en iyi psikoloğu olmak istiyordu, sanıyorum oldu da..”

Özgecan bir çok insanı tedavi etmeyi başararak melek oldu..

Şunu anlattı bize giderken:

“Bir kadın dünyayı karnına sığdırabilir ama sizler bir kadını dünyanıza sığdıramadınız..”

Öte yandan kartopu ölüm nedeni olmuş, kardan adam ise çoktan günah..

Mitos’un günümüze uyması halidir..

Tarihte, Meles’in oğlu “Melesigenes” olarak da bilinen Homeros’un yaşadığı varsayılan Bornova’daki bölge, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Homeros Vadisi” projesi ile 2008 yılından bu yana bir şekilde yaşatılıyor biliyorsunuz..

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun “İzmir kent tarihinin simge projesi” olarak adlandırdığı 7 kilometrelik Homeros Vadisi boyunca göletler, piknik alanları, yeni yollar ve otopark alanları oluşturuldu. Dikilen binlerce ağaç ve bitki ile yeşil alanları artırılan Homeros Vadisi, 2010 yılında daha da genişletildi.

Vadide oluşturulan rekreasyon alanına ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla da Bornova merkeze 9 kilometre mesafede bulunan Kayadibi köyüne kadar olan mevcut asfalt yol genişletildi. Yine rekrasyon alanından Homeros’un yaşadığı rivayet edilen mağaranın bulunduğu bölgeyle bağlantılı yeni bir yol açıldı.

Homeros görse, tarihi bir daha yazmasının içinden geleceği türden..

Daha sonra Bornova Ankara Caddesi’nden Smyrna Meydanı’na ve Atatürk Mahallesi Yavuz Caddesi’ne kadar uzanan yeni ve önemli bir arter oluşturup 2009 yılında hizmete alarak kesintisiz ulaşım sağlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Yüzbaşı İbrahim Hakkı Caddesi’nin ikinci kısmı ile otoban bağlantısını da gerçekleştirdi. İlk kez 35 yıl önce İmar ve İskan Bakanlığı’nca onaylı Bornova İmar Planı’nda yer alan Yüzbaşı İbrahim Hakkı Caddesi’nin ikinci bölümünün de tamamlanmasıyla, Bornova yeni bir ulaşım aksına daha kavuşmuş oldu.

Trafik sorunundan daha çok elinde bir broşürle bunun ne demek olduğunu bizden iyi bilen bir Japon turisti bile heyecanlandıracak bir proje hayata geçmiş oldu..

Mitos günümüze uyarlandı sanki..

İzmir’in üstünü çizmişler!..

Resmi Gazete’nin önceki günkü sayısında yer alan bir bildiri; durumu apaçık gözler önüne seriyor.

İzmir’in üstü kalın bir kalemle çizilmiş..

Resmi Gazete şöyle diyor:

“Bakanlar Kurulu kararına göre, Bakanlar Kurulu’nun onayladığı şehir içi raylı ulaşım sistemi projeleri Ulaştırma Bakanlığı tarafından üstlenilecek. Karar ile İstanbul’da Yenikapı-İncirli metro hattı, Ankara’da AKM-Gar-Kızılay metro hattı ve Antalya’da Meydan Havaalanı-EXPO raylı sistem hattı yapımı Ulaştırma Bakanlığı’na devredildi.”

İzmir muhalefette ise ‘su yok sana’ demenin resmi gazete dili bu olsa gerek..

DÜZ MANTIK

- Eskiyi aramamak mümkün mü?.

Eskiden ‘komşu komşunun külüne muhtaç’ diye bir deyim vardı..

Şimdilerde ise ‘komşu komşunun Wİ-Fİ şifresine’ muhtaç’ desek doğru olmaz mı?..