Üç kuruşun hesabı bal gibi yapılır..

Bir önceki yazımda hiç anlamadığım halde ekonomiye bulaşmıştım..

Önüme bir başka örnek geldi..

Şimdi anladığım dilden; yani ‘minimal’ ekonomik değerden bir haber çıktı karşıma..

Ekmek..

Bildiğimiz; yemeğe, olmadı zeytin ve soğana katık edilebilen ekmek..

Mübarek Ramazan ayında, ekmeğin ve pidenin fiyatı, hatta yumurtalısının daha da ‘butik pide’ kapsamına alınması vatandaşın belini büküyor..

1 lira 30 kuruş ile yalın 1 liranın arasındaki farka yapılan saldırı, ekonomik olarak en küçük harcamanın bile ne kadar önemli olduğunu gösteriyor..

Vatandaş 30 kuruşluk fark için kuyruğu giriyor ve bu sıcakta uzun bir süre ayakta beklemeyi göze alıyor..

Öyle ‘açlık sınırı’, ‘asgari ücret’, ‘yoksulluk durumu’ filan anlamam..

Ben bakarım iftar sofrasında çorbaya doğranacak yarım pide var mı, yok mu durumuna..

300 gram pide sadece 1 TL..

Bu Kent Ekmek’ten Ramazan hediyesidir..

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal belediyecilik ilkeleri doğrultusunda yaşama geçirdiği Kent Ekmek, Ramazan pidesi üretimine de başladı. Halkın sağlıklı koşullarda ve katkı maddesi kullanılmadan üretilen ekmeği uygun fiyata alabilmesini hedefleyen Kent Ekmek, Ramazan ayı süresince 300 gram ağırlığında pideyi sadece 1 TL’den satacak.

İlgi beklenenin çok üstünde Ramazan ayının ilk haftasında..

Belli ki halk artık ‘lokma hesabı’ yapacak duruma ulaştırılmış..

Üretilen günlük 12 bin adet pide, Kent Ekmek’e ait 60 büfede satışa sunuluyor. Kent Ekmek yöneticileri üretimin 15 bine kadar çıkarılabileceğini söyledi. Modern makinelerde el değmeden üretilen pidelerin malzemesinde ise sadece un, su, tuz ve maya kullanılıyor.

Sosyal Yaşam Kampüsü..

İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentlilerin pek çok önemli ihtiyacına yanıt verecek nitelikte hazırlanan Türkiye’nin en büyük Sosyal Yaşam Kampüsü’yle ilkler listesine yeni bir madde daha ekliyor..

Türkiye’nin en büyük sosyal yaşam kampüsünü Buca’da kuran belediye, inşaat çalışmalarında yüzde 65 seviyesine geldi. Kentin çok önemli bir sosyal destek projesi olarak dikkat çeken kampüs inşaatında toplam 7 bina kuruldu. Şu anda ince işleri yapılan 64.8 milyon liralık bu örnek yatırım, pek çok özelliğiyle “Türkiye’de ilk ve tek” olacak.

65 bin 302 metrekarelik alanda kurulan ve içeriği itibariyle Türkiye’nin en büyüğü olan “Sosyal Yaşam Kampüsü”nde huzurevi, engelli eğitim merkezi, engelli ve yaşlı rehabilitasyon merkezi, çocuk ve gençlik merkezi, aşevi ve kapalı spor salonu bulunuyor. Tesiste ayrıca açık alanlarda rekreasyon düzenlemesi, çocuk oyun ve açık hava spor alanları ile otopark alanları oluşturuluyor.

Eğer bu konuyu, ‘ekmek ve sağlık’ kapsamında tek başlık altına toplarsak, yapılan çalışmanın ve projenin önemini bir kat daha fazlasıyla anlarız..

İnsanını öne koyan şehir böyle olmalı zaten..

Yolunu ve inşaatını öne koymuş olan İstanbul’un hal-i pür melalini görüyoruz zaten..

KARŞIYAKA..

İzmir’in üzerine ölü toprağı serpilmiş spor düşkünlüğünün üzerinden sıyırıp aldı üç büyük camia; bu dinginliği ve kabul etmişliği..

Başta Karşıyaka..

Yaşar Grubu’nun desteğini doğru kullanarak basketbolda destan yazdı. Futbolda ise maddi imkanları doğru kullanırsa ve tüm toplama takımların içine düştüğü durumu yaşamak durumunda kalmazsa, İzmir kazanacaktır, Ege kazanacaktır..

GÖZTEPE

Başkan Mehmet Sepil ve Teknik Direktör Metin Diyadin uyumu doğru meyvelerini verecektir. Girdiği kategoriye uygun seçimler ve hamleler başarıyı getirecek gibi..

ALTINORDU

Zaten doğru bir proje uygulanıyor. Kaldığı yerden devam ederse, bu işi sonunda kotaracaklarını görüyorum..

Özetle..

Top oynayacak bir saha sıkıntısına boğulmuş İzmir, kendi küllerinden doğuyor ve varlık için Altay-Buca-Manisa’yı gözden çıkarmış olmasına rağmen bayrağı yüksek tepelere dikiyor..

BİR FELSEFE KIRINTISI

George Orwell’in söyledikleri ve hayata bakışı hep Montesqieu-Robespierre ile Nietsche arasında bir yurdu durur..

Bakın ne demiş adam:

“Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden de o kadar nefret eder.”