Eldeki kuş ile daldaki kuş
İzmir şu stat meselesinde sınıfta kaldı.
İzmir’in ‘üvey evlat’ muamelesi gördüğünü kabul ediyorum..
Her konuda kendi yalnızlığına itildiğini..
Kendi yağının kavrulmaya yetmediğini de görüyorum..
Tam 43 yılı aşmış orta yaşını geçmiş bir stada neredeyse yarım asırdır bir çivi bile çakılmamış.
Bakalım künyesine..
Akdeniz Oyunları için 1971 yılında inşa edilen tarihi tesisin kapalı tribün çatısı, 2005 Üniversite Oyunları öncesi elden geçse de bütünüyle yenilenmedi mesela..
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü 2009 yılında proje hazırlayarak Gençlik Spor Genel Müdürlüğü ile İl Özel İdaresi’nden çatı için ödenek istedi. Aradan geçen 5 yıl içerisinde İzmir’de Sabri Sadıklar, Ali Salbaş, Metin Kaplan ve Ali Osman Tatlısu olmak üzere 4 farklı Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü görev yaptı ama hiçbir somut adım atılmadı mesela..
Belki de ‘atılamadı..’
DHA, Alsancak Stadı’nın çürüyen tribünleri gibi Atatürk Stadı’nın çürüyen çatı ve dökülen ahşap tavan kaplamalarını geçen yıl Ağustos ayında görüntüledi. Son 1 yıl içerisinde çatıdaki çürükler artarken onarım yapılmadı. Tavandan tribün üzerine düşen çivili tahta parçalardan gökyüzü iyice gözükmeye başladı.
BÜYÜK RİSK
Alsancak Stadı’nın kapatılmasının ardından Karşıyaka, maçlarını Buca’da oynamak için Bucaspor’la anlaştı. Altınordu, Manisa 19 Mayıs Stadı’na taşınmayı planlıyor. Spor Toto 2’nci Lig’deki Göztepe ve Altay için ise tek alternatif Atatürk Stadı olarak kaldı. Tesisin kapalı tribün çatısı özellikle yağmurlu ve rüzgarlı havalarda can güvenliğini tehdit eder boyutta..
Elimizde 43 yıllık dev bir stat var ama kapsamlı bir deprem testi yapılmamış bir dev stat var..
Aslında anlayacağınız elimizde bir ‘tarihi eser’ var..
Bu durumda İzmir’in ‘makus talihi’ çıkıyor karşımıza. Elindeki kuşlarla yetindiği için daldaki kuşlara hiç heves etmemiş, şimdi de eldeki kuş kaçtığında feryat ediyor İzmir..
Bu durumda herkes haksız..
Beden eğitimi diye bir kavram kalmadı..
Bu işin merkezi ve başkenti Manisa’da konumlanmış olan ‘Spor akademisi’ olarak yerleşmiştir belleklere..
Buradan yola çıkarak isminin gizli kalmasını rica eden ve benim de buna hürmet edeceğim bir Beden Eğitimi öğretmeni bana ulaşarak buradan bunları yazmamı rica etti.
Eee..
Habertürk Egeli ekinin etkisi sandığımızdan fazlaymış demek ki..
Bakın ne diyor mektubunda:
“Ümit Bey,
Bilindiği üzere geçen yıl eğitimde branş uzmanlığını destekleyen 4+4+4 sistemine geçilmiş; ancak hazırlıksız uygulanan bu sistem amacının dışına çıkarak branş kavramının hiçe sayılmasına neden olmuştur. Bunun en büyük kanıtı 4270 sınıf öğretmeninin branşımıza geçirilmesidir. Bu uygulama ile Beden Eğitimi dersini özel yapan teknik bilgiler ve özel yetenek göz ardı edilmiş, atama bekleyen Beden Eğitimi öğretmenleri mağdur edilmiştir. 2013 Eylül atama döneminde bizlere verilen 1500 kontenjan ve Şubat ayında verilen 382 kişi alanımıza yeterince değer verilmediğinin bir göstergesidir. Atama bekleyen 23 bin Beden Eğitimi öğretmeni, beş yılda 4270 kontenjan alamazken branşımıza bir yılda 4270 sınıf öğretmeninin geçirilmesi bizleri çok üzmüştür. İlkokulda dersimizin olmayışı, imam hatip okullarımız ile sağlık liselerinde dersimizin olmayışı kontenjanımızın düşmesine sebep olmuştur. Cumhurbaşkanımızın ve Milli Eğitim müsteşarımızın spora ne kadar düşkün olduğunun farkındayız. 5510 açıkla ihtiyaç sıralamasında 7. sırada olan Beden Eğitimi, diğer branşlara yapılan ayrımcılık neticesi kontenjan sıralamasında 12. sıraya gerilemiş; bazı branşlara açığın yüzde 50’si kadar kontenjan verilirken Beden Eğitimi’ne açığın yüzde 15’i kadar kontenjan verilmiştir. Bir ülkenin gelişmesinin ve reklamının yapılmasının en etkili yolu spordur. Bu bağlamda 2020 olimpiyatlarında başarılı sporcuların keşfi, madde bağımlılığı, bonzai ve bunun gibi kötü alışkanlıklardan kurtulmak spor ve fiziksel etkinliklerle giderilir. Bizler de hem bir vatandaş hem de hayatını spora adamış öğretmenler olarak, verilecek olan yüksek kontenjan ile tüm özverimizle çalışacağımıza söz veriyoruz.”
Statlardan pankart manzaraları
Muhteşem oluyorlar..
Yaratıcı ve zeka pırıltılı..
Bazen 4 kelimeyle bir kitap gibi oluyorlar, bazen iki satırda tüm hayatı döküveriyorlar önümüze.
Aklımda kalan bazı maç pankartlarını not etmişim ve paylaşıyorum. Buradaki kadın kahraman Yasemin bir simge olup, gerçek ve tüzel kişilerle ilgisi yoktur:
Q7 gibisin Yasemin, hiç pas vermiyorsun..
Gökhan Zan gibisin Yasemin, hemen kırılıyorsun..
Guiza gibisin Yasemin, bari beni kaçırma..
Bir Alex değilsin Yasemin, seni terk ediyorum..
Demba Ba gibisin Yasemin, uzaklardan yokluyorsun..
Selçuk Şahin gibisin Yasemin. Elin işte gözün oynaşta..
Düz mantık
Bornova Belediyesi, sosyal belediyecilik anlayışıyla 205 çocuğun sünnetini üstlendi ve kıyafetleri dahil tüm masrafları karşılanan çocuklara eksiksiz bir sünnet şöleni de yapıldı.
‘Toplu kıyam’ denilen toplum hizmeti..
- Çekler bile çek veriyor artık..8 yıl önce
- Her çözüme itinayla bir sorun bulunur..8 yıl önce
- Yeşili almayın İzmir'den8 yıl önce
- Oteller haraç mezat satılıyor..8 yıl önce
- Güzeltepe gençlere dokunuyor8 yıl önce
- Biz yarınları emanet aldık çocuklardan..8 yıl önce
- Karşıyaka mağdurları8 yıl önce
- Hukukçu eğilmez, kırılır8 yıl önce
- Zaman unutturmaz; uyuşturur..8 yıl önce
- Tüketiyorsan haklısın..8 yıl önce