Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÇARŞAMBA akşamı önce “haberler” geldi, sonra Thomas Bardouin “top tweet” oldu!

        IŞİD ideologlarından, Fransa’da “Toulouse- Artiget hücresi”nin en önemli isimlerinden Bardouin, “Haseke’de, başka Fransızlarla birlikte YPG tarafından yakalanmıştı”.

        1981 doğumlu, 19’unda Müslüman olan, diğer adıyla Ebu Omar al Madani; yani “Medine eğitimli”.

        Muhtemelen, savaşırken değil, IŞİD saflarından geri dönmeye çalışırken yakalanmış ya da teslim olmuştu!

        Bir Fransız eğitimci ailenin çocuğu olan Bardouin 2000’de Suudi Arabistan’a gitmiş, “Vehhabi- Selefist” tedrisattan geçmiş, kendi de eğitim verecek düzeye gelmişti. Artiget Köyü’ndendi; 1973’te Suriye’den gelmiş, Fransa vatandaşı olmuş Olivier Corel (El Dandaşi) tarafından “eğitilmiş ve din değiştirmiş” bir dizi gencin ilklerinden, en önemlilerindendi.

        Daha 2004’te Irak’a savaşmak için geçerken Suriye’de yakalanmış, Fransa’ya iade edilmiş, 5 yıl hapis cezasını 3 yılda bitirip tahliye olmuştu.

        Özellikle 2012’deki “Toulouse- Merah katliamı”yla aşırı izlendiği halde, 2014’te Türkiye üzerinden Suriye’ye geçmişti. Hem de karısı ve çocuklarıyla.

        Cezayir kökenli ve önce “yalnız kurt” sanılan Mohamed Merah (öldürüldü); abisi Abdelkader (20 yıla mahkûm), kız kardeşi Suad (Cezayir’de) ve kocası Abdülvahid’le (9 yıla mahkûm) birlikte Atiget ağındandı ve 2012’de “motosikletli katliam”la 3’ü çocuk, 3’ü asker, 7 kişiyi öldürmüştü!

        2015 Paris katliamlarını IŞİD adına üstlenen “ses” olarak bilinen “Clain Biraderler”, Türkiye tarafından sınır dışı edilmişlerden (önce serbest kalmışlardı, ekimde 10-15 yıla mahkûm oldular) Gael Maurize de o ağdandı. Merah’ların akrabası, Fransa’da hapisten çıkıp Türkiye üzerinden yine Suriye’ye gitmiş Sabri Essid de.

        Hepsi bir dönem “Revanants” yahut “Returnees” olmuştu... Ve şimdi yüzlercesi yine o konumda!

        “Revanants”, 2004’te çok izlenmiş bir Fransız filmiydi; “Öldükten sonra geri dönenler” anlamında. 2012’den itibaren dizisi de yapıldı; Emmy Ödülü bile aldı.

        Ama onlara en çok “Returnees” diyorlar. İngilizce “refugeesmülteciler” den türetilme bir kelime. Belki kapsadıkları açısından değil, türetildikleri açısından insafsız!

        “Avrupa’ya Suriye ve Irak’tan dönen savaşçılar”ı kastediyorlar; “katliam şüphelileri”ni adlandırmak için “katliama maruz kalan ve katliamdan kaçanlar”dan kelime türeterek.

        Bu “etik-ahlaki” mesele bir yana...

        “Returnees” başta Fransa ve Belçika olmak üzere, ciddi bir Avrupa korkusu.

        Avrupa vatandaşı olup “dönüş” yapanlar. Suriye-Irak (veya başka bir yerde) karıştıkları olaylar pek bilinmeyen, şu veya bu gerekçeyle “içeri” alınsalar dahi bir, iki yıla serbest kalacak olanlardan endişe.

        Bu endişeye uygun, bazen Avrupa’nın “temel demokratik değerleri” denenlerle çelişecek tedbirler alma telaşı.

        İlk kategori, “geri gelenler” ve “geri gelecekler”.

        Ne olursa olsun, "vatandaşlık” haklarına sahipler. Magripli Müslüman olması, Irak-Suriye’de bulunması onu şüpheli yapıyor; ama Fransa, Belçika, Hollanda vatandaşı olarak “masumiyet” hakları da var elbet!

        İkinci kategori “içeride” veya “dönüşte” hapse atılmış olanlar. Herhangi bir bağlantı, beyan, ilgi, ilişki sebebiyle bile.

        Bunların bir kısmının “adanmış” olduğu biliniyor; bir kısmının da cezaevinden “radikalleşmiş” çıkacağı kesin!

        Özellikle zaten çocuk mahkemelerinde ceza almış “küçükler”. Büyüyecekler, bilenecekler diye düşünülüyor. Daha doğrusu, büyüyorlar, bileniyorlar!

        2012’den beri IŞİD bağlantılı mahkûmiyetler mevcut. Ortalama 6 yıl. En çok 10 yıl. 2020’ye kadar yüzde 60’ının serbest kalması bekleniyor Fransa’da.

        225 kişi yargılanmış, 424 kişinin dosyası sırada, 810 kişi (kimi ölü olabilir) hakkında yakalama kararı var.

        Bir başka hesap, “cezaevlerindeki 509 mahkûm tutuklu” ile dışarıdaki çoğu bir eylemde bulunmamış 1157 “radikalleşmiş” kişiyi topluyor. Bunlara İçişleri’nin “terörist radikalleşmeye müsait sinyaller veren 19 bin kişi”si de ekleniyor!

        “Returnees” meselesi daha büyüyecek. Çünkü 1500 kişinin daha dönme ihtimali var.

        Bu konuda istatistikler hazırlayan CAT (Terörizm Analiz Merkezi), 10 ülkede 1367 “returnees” olduğunu açıklamıştı. Yüzde 3’ü yeni bir eyleme girişmiş. 166 ölüm ve 617 yaralanmaya sebep olmuşlar dönüşten sonra.

        Bütün eylemlerdekilerin yüzde 67’si zaten saldırdığı ülkenin vatandaşı. Yüzde 10’u kadın.

        “Potansiyel returnees” sayısı, yani “cihada giden vatandaşlar” ülkelere göre şöyle hesaplanmış: Fransa 2370, İngiltere 1700, Almanya 960, Belçika 749, Avusturya 355, İsveç 311, Hollanda 285, İspanya 223.

        Türkiye’de “returnees” meselesi de önemli bir konu olmalı: Hem ülkeye kesin dönüş yapanlar, hem mülteciler arasındakiler, hem sınırlardan gelip geçenler!

        Fransa’da uygulama, yasa, hatta Anayasa değişiklikleri gündemde. Özellikle takip-ihbar sistemi için.

        Paris’te 1986’da “Bask, Korsika kaynaklı teröre karşı” kurulmuş “antiterörizm mahkemesi”nden öte, ulusal çapta bir “antiterör yargısı” için Cumhurbaşkanı Macron ikna olmuş durumda. Tamamen karşıyken ikna olanlardan biri de, Sosyalist Parti kökenli yeni Adalet Bakanı, hukuk profesörü Nicole Belloubet.

        Arama-izleme-fişleme-olağan şüpheyle yargılama, cezai indirimin ilgası... Masumiyet karinesinin, temel hak ve özgürlüklerin, demokratik hukuk devleti ilkelerinin çiğnenmesi... İdari kararla arama-gözaltı gibi tartışmalar eşliğinde tabii.

        Şunu not edelim: Bu tartışmalar ciddi biçimde yapılıyor. Parlamento ve iktidar içinde de. “Tehlike” ve endişelere rağmen. Hem de Anayasa Mahkemesi’nin “Cihatçı bir web sitesine bakmış olmak suç değil” ve “Valiler kimlik kontrolü, bagaj, valiz araması için idari karar alamaz” diye koyduğu tavır eşliğinde. Demokrasi, terör ve endişe gerekçesiyle yaralanıyor ama ilkeler kolay teslim olmuyor!

        *************

        YALNIZ KURT SANILDI BİR HÜCRE ÇIKTI!

        5 YIL önceki Toulouse katliamı, süren davayla, hapisteki bir kişiyle ve ailelerin girişimleriyle sürekli gündemde.

        Cezayir kökenli Fransa vatandaşı Mohamed Merah, üç askeri, bir din öğretmeni hahamla 4 ve 5 yaşında iki çocuğunu, bir de 7 yaşında bir kızı öldürmüştü.

        O hücreden sonra çok “kurt” ortaya çıktı. Kimi öldü, kimi hapiste, kimi yargılanıyor, kimi Suriye’de, kimi de yeniden gündeme geldi.

        Öldürdüğü askerler Imad Ibn-Ziaten, Abel Chennouf, Mohamed Legouad idi.

        Dönemin Cumhurbaşkanı Hollande üçünü de “Müslüman” sanmıştı ama üçü Magrip kökenli, biri Fas, ikisi Cezayir asıllı, ikisi Müslüman, Abdel dediği Abel de Hıristiyan’dı. Kurbanlar üç dindendi!

        Imad’ın annesi o günden sonra kendini “barış”a adadı, başörtüsüyle, mücadeleci ve birleştirici tavrıyla yollara düştü; ödüller aldı.

        Askerlerin kökenleri ile Merah’ınkinin benzerliği, hatta isimler ayrıca konu olup durdu. Oluyor da!

        Ağabey Abdelkader Merah 20 yıla mahkûm oldu. Eyleme karıştığı için değil, kardeşlik (ve hücre) bağlantısı yüzünden! Annesi cezaevinde ziyaret ediyor ve bir kayda göre annesine diyor ki: “Oğlum olursa, o da amcası gibi...”

        Diğer Yazılar