Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        PARİS

        Bizde de öyle olur, değil mi? Bayram mateme, acı sevince, endişe umuda karışır. Artık o gün hangisi üstün çıkarsa, hangisi unutulmuş hangisi yaşanıyorsa ve elbet hangisi kime daha yakınsa.

        Fransa’da da temmuzun şu günleri bayram ve sevinçlerle coştu; iki yıl öncesinin acısı da onların arasına karıştı.

        Dünya şampiyonluğunun 20’inci yıldönümü, yeni kupada finale kalma sevinci, 14 Temmuz milli bayramı ve sokak baloları, 15 Temmuz finali ve belki yeni dünya şampiyonluğu…

        New York ve Kennedy caddelerine açılan Ankara Sokağı’nda, bir zamanlar “ünlüler için lüks tımarhane” olan Türkiye Büyükelçiliği binasında ise 15 Temmuz darbe girişiminde öldürülenler anılıyordu.

        Ülkelerin acılarının birleşmesi için ille tarihlerin birbirine sarılması şart değil tabii!

        Dünya 14 Temmuz 2016’da, “Cumhuriyet Bayramı” kutlamalarında, dünyanın en güzel sahil ve gezinti yerlerinden biri olan Nice, Promenade des Anglais’de 86 kişiyi öldüren “kamyon saldırısı”yla sarsılmıştı…

        24 saat sonra bu kez Türkiye’de Meclis’i bombalayan uçakları, köprüye çıkmış tankları, halka ateş açan askerleri görecekti aynı dünya. Fransız devriminden de ilham almış ama Fransızlara da karşı bağımsızlığını ilan etmiş bir Cumhuriyet de öyle saldırıya uğramıştı!

        SORUŞTURMAYA DEVAM

        Nice katliamını bir kamyonla gerçekleştiren 31 yaşındaki Mohamed Lahuaiej – Buhlel o gece öldürüldü.

        Vurulup durdurulana kadar, iki saniye önce gecenin, bayramın, birlikte olmanın coşkusunu yaşayan 86 insanı öldürmüş, 500 kişiyi yaralamıştı. Aynı aileden 6 kişi birden ölmüştü.

        Soruşturma hala sürüyor; hala bir dava yok. 9 kişi gözaltına alınmıştı; silah temin ettiği söylenen bir Arnavut geçen yıl hücresinde intihar etti. Kalan 8 kişinin ikisi de bir Arnavut çift.

        Katliamcı şoför ile Deaş komuta merkezi arasında bir bağlantı bulunamadı; şimdilik onun da, devrin Deaş Sözcüsü El Adnani’nin, “Ne bulursanız onunla saldırın; aracınızla indirin” mealindeki emrine, kendi kararıyla uyanlardan olduğu sanılıyor.

        İkinci bir soruşturma da yürüyor: Devletin, belediyenin, polisin, güvenlik birimlerinin ihmali üstüne. Bu soruşturmada kimi polis birimleri de bir ötekini suçluyor.

        Öyle ya, sözde trafiğe kapalı ve bir insan selinin aktığı cadde ile kaldırıma bir kamyon dalıyor!

        KAMYONUN YARDIĞI ŞEHİR

        Kamyonun sadece o kadar insanı katledip birçoğunu da sakat bırakmadığı, ama şehri daha derinden böldüğü konuşuluyor hep.

        Zaten eğlence ve zenginlik ile tepelere, kenar mahallelere sığınmış yoksulluk arasında var olan bölünme dışında, şehirde kadim ama giderek keskinleşen bir Fransız – Arap, Hıristiyan – Müslüman yarılması mevcut.

        Nice zaten, Cezayir bağımsızlık savaşında, ki kimi Fransız’a göre bu bir “iç savaş”tı, Cezayir’den ayrılmak zorunda kalan “beyazlar”ın da şehri. Her ne kadar, ayrı, İtalyancaya benzer yerel dili ve Fransa’ya çok geç katılımı ile Nice, yani Nizza “başka bir memleket” olsa da… “Nice Kontluğu Milli Takımı” bir kez de dünya şampiyonu olduğu “Devletsiz Halklar Dünya Kupası”na katılsa da!

        Nice o yüzden geleneksel olarak sağın aşırısının, milliyetçisinin sahası. Eski adıyla Milliyetçi Cephe lideri Marine Le Pen 1 Mayıs törenine dahi Nice’te katıldı. Nice’in tepelerindeki ilçe Trinite’de onların oyu yüzde 60 ve “Müslümanlar gidip evde dua etsin” diyen bir belediye başkanına sahipler.

        KORKU, ANMA, TEDBİR

        Nice kente merkezinde ise şu günler zirveye çıkan korku ve güvenlik hummasından yakınanlar oluyor. Şehir, kilometrekareye 27 tane gelecek şekilde 1950 kamerayla donatılmış.

        Yarı finaldeki Belçika maçının bitiminde eski şehrin göbeğine kurulmuş büyük ekranın çevresinde patlayan iki maytap 2016 korkusu ve paniğini yaşattı.

        Sahi bizde o kadar çok katliamın anmasında kim bulunuyor, hepsini bilmiyorum ama; Nice’teki anma törenine bu sene Cumhurbaşkanı katılmıyor; geçen yıl katılmıştı, şimdi maça gidiyor. Anmaya katılan Başbakan Philippe de, çok sayıda ilgili bakanla birlikte yeni “anti – terör” tedbirlerinden oluşan 32 maddelik yeni bir plan açıkladı.

        Özellikle, çok sayıda yargı mensubu eleştirse de, ayrı bir “terör savcılığı” ile radikalleşmiş olanların yakın takibi, 2019 sonuna kadar cezaevinden çıkacak 450 terör mahkumu ile sempatizanın izlenmesi üstüne.

        ALİ’Yİ DUYAN YOK

        “Terör saldırısı”nın ardından bir kent, hatta ülkeler bölünüyor ya…

        “Müslüman terörist” saldırısında, Nice’te ilk kurban Müslüman bir kadındı. Kamyonun ilk çarpıp ezdiği kişi.

        Oğlu Ali bunu anlatmaya çalışıyor ama korkunun kardeşi nefret, endişenin kardeşi şüphe buna kulak verecek kadar akıl, izan ve vicdan sahibi değil!

        Bayramların insanları birleştirdiği söyleniyor ya…

        Acılarla ve acılarda da birleşebilseler belki daha sağlam olacak!

        Bunun için bir ötekinin de acısını anlayabilmek gerekiyor da, ah işte o çok zor!

        Diğer Yazılar