Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Uzatmayalım.

        Bu ülkenin devleti ile kurumları, “Cumhuriyet’in kurucu metni” sayılan Nutuk’u bile yanlış çevirmiş…

        Bu ülkenin servet ve miras kavgalarındaki zenginleri “Kanuni Fermanı”nı bile kaybetmiş, çalmış, çaldırmış.

        Fazla söze gerek yok.

        İşte budur” denen Nutuk yanlışlarla doldurulup sunulmuş (Çeviri olduğu da “yeni” bilgi!)...

        Muhteşem Süleyman” denenin mirası, varlıklı aile yağmaları arasında buharlaşmış.

        Sonra öyleydi böyleydi...

        Milli zenginliklerimizi yabancılar filan şeyediydi!

        ***

        Böyle bir şey neden olur?

        Şundan olur.

        Çok değer verdiğini iddia ettiğin “eserler”i, “miraslar”ı; esasında sadece ezbere kutsallıklar olarak göklere çıkartırsın...

        Ama yere indirip merak etmezsin.

        Mazi seversin sözde; ama müze sevmezsin.

        Okumaya, anlamaya, tartışmaya, tarihî çerçevesine yerleştirmeye, tarihi değişmez değil, tarihî kabul etmeye yanaşmaz; başka eserlerle birlikte sevmeye ama kutsallaştırmadan tarihî miras kabul etmeye uğraşmazsın.

        Zahmet etmezsin.

        Atıp tutarsın.

        Bin tür ahkâm kesersin.

        İlk mektepte 10 milyon çocuğa, tarih diye, haplar yutturursun.

        Üniversitelerin dahi tepeden aşağı birer medrese düzeninde işler; özgürlük, özerklik, özeleştiri, eleştirel düşünce lanetlenir.

        Ah matbaaya geç geçtik” diye sözde yakınırsın; lakin kitap yasaklanması, kitap toplanması, daha basılmamış olanların bile kovalanması, sansürün ve otosansürün sülük gibi zihnine yapışması, tarihin boyunca yazanın çizenin, okuyanın tartışanın, eleştirenin farklı düşünenin azap ve ıstıraba boğulması nadiren umurunda olur.

        Hazırolda durursun...

        Merakın, sorgulaman, itirazın güdüktür.

        Ceddin deden diye coşarsın...

        Ama ne mirasının tarihini bilirsin, ne tarihinin mirasına sahip çıkarsın.

        Vataaan” dediğin toprakların ne suyunu, ne huyunu, ne doğal güzelliğini, ne kadim zenginliklerini gezer, okur, korur, kuşaktan kuşağa bir borç gibi devredersin; muhtemelen kimi insanlarını da öteki sayar, düşman beller, pek sevmezsin.

        Zihinler yağmalansın...

        Kelimeler yağmalansın...

        Tarih yağmalansın...

        Toprak yağmalansın...

        Ama sen en büyüksün!

        Bırak okumayı etmeyi; sen şaklabanlıklara reyting yağdırırken eğlence diye, her köşede anlı şallı alışveriş merkezleri yığılırken, çocuklarını heyecanlandıracak bir “yerli, milli” sirkin bile yoktur...

        Hayıflanmazsın!

        Demek Nutuk’un onca sene yanlışlarla çevrilmiş...

        Demek Muhteşem’in fermanları bile kayıpmış.

        Vah sana!

        Diğer Yazılar