Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çok yaşayın Oktay Ekşi.

        Durup dururken bir yaş daha aldırdınız.

        Küçük dili yutmak da cabası!

        ***

        Yılların gazetecisi, başyazarı, 23 yıl Basın Konseyi Başkanı, CHP Milletvekili Oktay Ekşi dün geniş yer verdiğim CPJ (Gazetecileri Koruma Komitesi) raporu için “çarpıcı” bir açıklama yaptı.

        Atlayabilirdim ama bizatihi iki mail ve şu nazik “ricalar”la geldi:

        Gazeteci olarak ilginizi çekeceğini sandığım soru önergesini dikkatinize sunuyorum ve siz de eğer "haber değeri var" derseniz, kamuoyuna duyurulmasına destek vermenizi rica ediyorum.

        CPJ tarafından yayımlanan Türkiye'de basın özgürlüğünün incelendiği rapora

        ilişkin açıklamam ektedir. Kamuoyuna duyurulmasına yardımcı olmanızı rica ediyorum.”

        Haber değeri” elbet var; ama fikr-i takip diye de bir şey var!

        ***

        Açıklama şöyle:

        Başbakan’ın, CPJ Raporu’nu okuyunca, hiçbir utanç belirtisi ortaya koyup koyamayacağını herkes gibi ben de merakla bekliyorum. AKP iktidarının medyamıza karşı sürdürdüğü sistemli tehdit, yıldırma, işten attırma, şantaj, tutuklama ve mümkünse mahkûm ettirme politikasının iflas ettiği noktaya geldik. Artık ‘hapistekilerin sadece 4’ü (bazen 9’u) gazetecilik nedeniyle hapiste, diğerleri terör suçlusu’ türü laflara kimsenin inanmadığı ortaya çıktı. Hele ‘Basın Kartı olmayan gazeteci değildir’ türü, ancak faşizan rejimlerde geçerli söylemlere kulak veren yok. Şimdi sıra gerçeği kabul edip utanmaya geldi. Bekleyelim. Allah’tan umut kesilmez. Belki onu da görürüz.”

        ***

        Bunu ben de beklerim. belki onu da görürüz. Çünkü bugünleri de gördük!

        Hafızamı yere seren şu oldu:

        2012 CPJ Raporu üstüne Milletvekili Ekşi’nin kızdıklarının tamamı, 90’lar sonunda Hürriyet Başyazarı ve Basın Konseyi Başkanı Ekşi’nin CPJ üstüne söylediği şeyler!

        Yani, artık kimsenin inanmadığı ‘şu kadarı gazeteci ama diğerleri terör suçlusu’ lafları, kimsenin kulak vermediği ve faşizan rejimlerde geçerli ‘Basın Kartı olmayan gazeteci değildir’ türü söylemler!

        Bunların hepsini yıllar önce bizatihi Ekşi de hemen hemen aynen sarf etti.

        ***

        Basın Konseyi, önceden önemsediği CPJ raporlarını, herhalde 28 Şubat dönemiyle, özellikle 98’den itibaren yanlış, önyargılı saydı.

        Şimdi Ekşi’nin (bu kez haklı olarak) iktidara vurduğu hususlar, yine Ekşi tarafından “hapisteki gazeteci sıfatlı kişiler” vurgusuyla söylendi:

        Nisan 98’de (CPJ, hapiste 29 gazeteciyle Türkiye’yi birinci gösterince): “Gerçekleri yansıtmıyor. Türkiye dünyada en fazla gazeteci hapseden ülke değil. Gazetecilik işlevi nedeniyle 11 kişi hapiste. Sadece Beşikçi fikirleri yüzünden. Diğer 10’u ceza hak ediyor ama hapis değil. 18’ininki ise gazetecilikle ilgisiz.”

        Ekşi’nin CPJ muhalefeti, 1998, 1999, 2000 raporlarını sansürle, şöyle sözlerle sürdü:

        31 kişiden sadece biri hapiste gazeteci sayılabilir. Gerisi yasadışı örgüte üyelik, yardım, yataklık iddia ya da hükümleri.”

        Bugün iktidar ne diyorsa, o gün “duayen” aynen!

        ***

        Bugün Ekşi’nin, Konseyi’nin, medyasının öyle bir gücü yok.

        Güç, CPJ’nin vurguladığı dayatma ve baskılarla iktidarda.

        Ama onlarca yıl hepsi aynı dili benimsemiş.

        Ve hayat bize şu dersi veriyor:

        Sen dün bir yeri kirletirsen; başkası da senin aynı laflarınla gelip aynı yere ediyor!

        Pişkinliğin âlemi de yok.

        ***

        Ertuğrul Özkök bile “Tufan Operasyonu” manşetleri için ne diyor:

        Hayata Dönüş operasyonları tabii insanın içini acıtan olaylar. Bugün geriye baktığınızda çok hoş, güzel şeyler değil. Bugün de 40’ıncı günde açlık grevleri var. Ama basında öyle kritik görmüyorum; suskunluk, sessizlik var. Biz çok bağırdık diye eleştirildik, bugün de susulduğu için eleştirilecek.”

        İnsanın içini acıtan olaylarda 30 kişi katledilmişti; çok hoş ve güzel olmayan şeylerde 100’den fazla insan hayatını kaybetti. Onlar bugün geriye bakamıyor!

        Birileri bağırırken, birileri ebediyen susturuluyordu.

        Doğru, bugün de birileri feryat ederken, birileri susuyor!

        Fakat…

        Öyle yapmasaydınız, belki de böyle olmazdı!

        Not: Basın Kartı meselesini ise şimdi açmayalım. Öldürülen Göktepe’nin olmayan kartından, kadrosuz, 212’sizlere kadar.

        Diğer Yazılar