Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İşte o zaman canım çok daha fazla yanmaya başladı.

        Kızgın iken sana küfrederek rahatlayabilen bir ben ile yaşıyordum.

        Üstelik sana dair güzel olan her şeyi inkar edebilecek gücüm de vardı.

        Aklıma geldiğinde, seni dağıtabilecek hırsıda öylece biriktirmiştim.

        Özetle idare ediyordum…

        İçimde ki bu sana olan kızgınlıkla baya da iyi arkadaştım, aramız hiç bozulmayacakmış gibi…

        Yanılmışım…

        Sen karşıma hiç beklemediğim bir anda çıkınca, kendimi nasıl da aptal gibi hissettim.

        Kaldım, öylece kalakaldım.

        Hey!

        Sen beni terk ettin ya…

        O acıyı aylar sonra aynı tazelikte kendimde misafir eden ben ile kalakaldım.

        Allahtan kalabalık bir mekan da yakın saydıklarımızla, örülü sepetin karşılıklı iki tutacağı gibiydik.

        Sözde hiç yokmuşuz gibi sohbetlere sarılı verdik.

        Birileri o an bir şeyler anlatıyordu, belki de çok şey…

        Sadece boş boş dinler, birde kafamla tasdikler bir şapşallıktaydım.

        Sen ne haldeydin?

        Kızgınlığım…

        Benim en iyi arkadaşım, nasıl sırtımdan bıçakladın beni.

        Tam oradan kaçacaktım ki, aylardır bana cümle kurmayan sesin yakınlarımdaydı.

        O an bende İÇ SES;

        “Derin nefes al, derin derin nefes ver…

        Sakinleş…

        Seni terk edeni kendine tekrar katil yapma!

        Sakinleş…”

        Yok, bu böyle olmayacaktı.

        Bende var olduğunu sandığım, ona karşı güçlülüğüm o an çok yabancıydı.

        Dilimden çıkan bahane ile herkesle vedalaşarak kaçtım.

        Birkaç dakika daha kalsaydım, benimde fark ettiğim gibi onun hala bende misafir olduğunun farkına varacaktı.

        Bunu zaferi sayar mıydı?

        Umurumda bile değildi.

        Tek derdim, yapay bir kızgınlığa sarılarak kendimi oyalamış olmamdı.

        Benim ki aslında en zorundan KIRGINLIKTI.

        Kızgınlığımmış gibi bastırmaya çalıştığım şeyin aslında, ondan hiç vazgeçmediğim gerçeği ile yüzleşme vaktiydi.

        Ve bir süre daha kendimi kandırmanın bedeli olan bu sıkıntıyla yaşayacaktım.

        Tamam, terk etmiş ve kendi içinde bitirmiş olabilir.

        Ben bunu başaramadıysam, onu da sindirmeyi öğrenebilirdim.

        Suni bir kızgınlığa, Kırgınlığı tercih edebilirdim.

        *******

        Bana sizde biriken her ne ise yazın…

        Ben de kalbimin, ruhumun ve hatta bedenimin biriktirdikleri ile sizlere cümleler kurayım.fkazanci@haberturk.com

        Diğer Yazılar