Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Çavuşoğlu'ndan Oruç Reis açıklaması!

        Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de geri adım atmadığını, Oruç Reis gemisinin limana bakım ve ikmal için çekildiğini söyledi.

        NTV'ye bir röportaj veren Çavuşoğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde:

        Macron maalesef dürüst bir siyasetçi değil. Dengesi bozuldu. İç siyasette eriyor. Libya'da desteklediği darbeci kaybediyor, Suriye'de önemli bir aktör olmaktan çıktı. Fransa, Avrupa'nın yeni liderliğine oynuyor. Fransa her yere saldırıyor, ben liderim demek istiyor. Liderim demekle de lider olunmuyor. Gerek şahıs bazında Macron, gerek ülke bazında Fransa.

        Biz anlattıkça ülkeler bizim haklılığımıza inanıyor. Tüm ülkeler bizim yaptığımız jestlerin de farklı. Almanya dürüst bir arabulucu olmaya çalışıyor. Bizimle olan temasları, ortaya çıkan durum. İlişkilerin rehin alınmasından üye ülkeler rahatsız. Ama en nihayetinde çoğunluğu bir karar alınacaksa Yunanistan'ı tercih eder, bunun adına da dayanışma diyorlar.

        REKLAM

        Yunanistan Başbakanı'nın yaptığı açıklamalar olumlu, ılımlı. Ancak masaya oturmak için ön şart koyarsa, o zaman biz de ön şartlarımızı sunarız. Yunanistan bunları yerine getirebilecek mi? Yunanistan, Seville Haritası'nda vazgeçmediği sürece, Meis için kıta sahanlığı iddialarından vazgeçmediği sürece bu gerginlik bitmez.

        İngiltere ile Fransa arasında kıta sahanlığı belirlenirken, İngiltere'nin Fransa'ya yakın adalarına kıta sahanlığı vermediğini, dünyadaki diğer örnekleri kendilerine sundum. Yunanistan'ın maksimalist iddialarından vazgeçmesi, Rum Kesimi'nin de Türk tarafını yok saymaması lazım. Yunanistan ve Rum Kesimi'nin bu çizgiye gelmesi lazım.

        Yunanistan bugüne kadar bizimle görüşmek için bizim tüm faaliyetlerimizi durdurmamızı ön şart koşuyor. Ön koşulsuz oturduğumuz zaman, sen hangi hukuka göre Meis için, 10 kilometrekarelik bir ada için 40 bin kilometrekarelik bir kıta sahanlığı iddia ediyorsun diye sorarız. Biz bunu masaya özgüvenli bir şekilde koyarız, çünkü haklıyız.

        Burada endişe duyulacak bir durum varsa, ABD ve Pompeo'nun adımlarıdır. Ambargoyu kaldırdılar. Bunu da daha sonra bir mutabakata çevirdiler. Bu atılan adım, Ada'da eşitliği bozuyor. ABD'nin bugüne kadar sergilediği politikalarla çelişiyor mu, çelişiyor. Eğer siz bir Ada'ya gidiyorsanız, sorunları çözmek istiyorsanız, iki tarafı da dinleyeceksiniz. Daha önce Ada'ya giden Kerry ve Biden, Türk tarafına geçip onları da dinlemiştir. Pompeo gidiyor, Rum tarafıyla görüşüp oradan açıklamalar yapıyor. Pompeo neden adanın hidrokarbon kaynaklarının hakça paylaşılması gerektiğini söylemiyor? Belki de benim Venezuela'ya gitmemden rahatsız olmuştur.

        REKLAM

        Karşımızda şer cephesi olabilir. Bu tarihte de olmuştur. Diplomasi elbette iyi ilişkiler geliştirmek, sorunları çözmek için vardır. Karşımızda olan mesela BAE. Kaç kere görüştük kendileriyle. Şimdi gidip de biz onlara yalvaracak değiliz. Türkiye'ye karşı sürekli hasmane tutum sergiliyorlar. Fransa'yla zaten iyi ilişkilerimiz vardı. Fransa mutlu olacak diye, biz Barış Pınarı'na başlamazsak bu sefer terör devletiyle karşı karşıya kalırız. Birisi Libya'da darbeciyi destekliyor, biz meşru yönetimini destekliyor. Mısır'la biz niye kötü olalım? Ama darbeden sonra Mısır'ın izlediği politikalar belli. Mısır'ın bizimle ilişkileri geliştirmek için bir kararlılık göstermesi gerekiyor. Bizim şu andaki faaliyetlerimizin amacı, tüm bu karşımızda oluşan şer cephesinin bizi dışlamaya yönelik tutumlarına bir cevaptır. Bu 2003'ten bu yana devam ediyor. Rum Kesimi, Mısır'la anlaşmayı 2003'te imzaladı.

        Doğu Akdeniz'de bizsiz herhangi bir anlaşmanın geçersiz olacağını sürekli söyledik. Doğu Akdeniz'de varsa hidrokarbon zenginliklerinin uluslararası piyasalara satılması için Türkiye üzerinden gitmesi gerekiyor. Türkiye dışında bir alternatif yoksa, hep beraber bu zenginliklerden faydalanmak yerine, niye Türkiye'yi dışlamaya çalışıyorsunuz? Sonuçta biz diplamasiyi isteriz ama herkesin de bizim haklarımıza saygı duyması gerekiyor.

        LİBYA'DAKİ GELİŞMELER

        Serrac kısa bir süre önce İstanbul'daydı. Temaslarımız devam ediyor. Biz en başından bu yana BM kararlarına göre hareket ettik. İç savaş, Libya'da bir sokak savaşına dönüşmeden biz bunu dengeledik. Bu bir sokak savaşına dönüşseydi, 10 yıllar sürerdi ve milyonlarca insan ölürdü. Bizim gerçek hedefimiz Libya'da kalıcı ateşkes ve siyasi süreç.

        Şimdi Berlin Konferansı var, Rusya ile yürüttüğümüz çabalar var, BM çabalarına verdiğimiz destek var. Kalıcı bir ateşkesi biz destekliyoruz. Ama Akile Salih bir şey söylüyor, ateşkes diyor. Üç gün sonra Hafter bunu tanımadığını söylüyor ve ateşkesi bozuyor. Meclis'le Hafter ayrışıyor ama Meclis'in içinde de ayrışmalar var. Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne paralel kurulan bir hükümet vardı sözde, o da istifa etti. Bir taraftan Cenevre'de bazı ortak açıklamlar oldu, diğer taraftan Fas'ta yine Akile Salih'le Trablus tarafından heyetler görüşme yapıyor. Burada sorun taraflar arasındaki güven bunalımı.

        Diğer taraftan biz Fransa'yı darbeciyi destekliyor diye eleştiriyorduk. Fransa'nın Hafter'e destek vermesi ve provoke etmesi bizi rahatsız eder. Serrac'la görüşmeleri bizi rahatsız etmez. Biz bunu rekabet olarak görmüyoruz. Sahadaki ateşkes Türkiye'nin de lehine olur. Biz Libya'nın bütünlüğüne çok önem veriyoruz. Ancak iki taraf arasında anlaşma olursa, Libya bütün kalabilir.

        RUSYA İLE İLİŞKİLER

        Amerika ile Rusya arasında bir rekabet var YPG/PKK konusunda. Zaten ABD'nin kontrolünde şu anda. En son Moskova'da bunların güdümündeki bir konseyde, başka bir sözde muhalif partiyle anlaşma imzaladılar. Bunlar Suriye'de söz sahibi değil, olamazlar. Bunlar Suriye'yi bölerek bir terör devleti oluşturmak istediler, biz bu oyunu bozduk. Sahada birlikte çalıştığımız Rusya'nın terör örgütüyle angajmanını biz kabul etmeyiz.

        Diğer taraftan Lavrov'da adaya gitti ve arabuluculuk teklifi yaptı. Bu arabuluculuk teklifi Rum Kesimi ile Türkiye arasındaysa bu mümkün değil. Rum Kesimi bizim muhattabımız değil. Rumların muhattabı KKTC'dir. Lavrov ikisi arasında arabuluculuk yapmak istiyorsa Türk tarafına geçip, onları da dinlesin.

        KKTC'de bizim askerlerimiz 1960 garanti anlaşması çerçevesinde adadalar. ABD'liler herhangi bir silah vermeyeceğiz Rum Kesimi'ne dediler. Silah verirlerse oradaki mevcudiyetimizi artırırız dedik. İhtiyaca göre bu artırımı yapıyoruz. Ada'da herhangi bir ihtiyaç olursa gereğini yapıyoruz, bundan sonra da yaparız.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ