Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya ''Türkler Rolls Royce'un hırsına, Rover'ın olanaklarına sahip"

        Wikileaks internet sitesi tarafından yayımlanan belgelere göre, ABD eski Büyükelçisi James Jeffrey, Türkiye'nin son dönemdeki dış politikasının "İslami dünyaya ve Müslüman geleneklerine daha fazla odaklandığını ancak bunun Türkiye'nin Batı'ya yönelimini ve ABD ile işbirliğini engellemediğini" kaydetti.

        Wikileaks'in yayımladığı, 20 Ocak 2010 tarihli "hizmete özel" belgeye göre James Jeffrey, Türkiye'nin dış politikasında o dönemde basında yer alan "eksen kayması" iddialarına ve haberlerine değinerek, Türk dış politikası hakkında şu yorumda bulundu:

        "Bütün bunlar, ülkenin İslami dünyaya ve Müslüman geleneklerine daha fazla odaklandığı anlamına mı geliyor? Kesinlikle evet. Peki bu, ülkenin geleneksel Batı'ya yönelimini ve bizimli işbirliği yapma isteğini engelliyor mu? Kesinlikle hayır."

        AK Parti'nin dış politikasının, "daha bağımsız ve aktif olma isteği ve İslami yönelimle" yönlendirildiği belirtilen belgede, "akılcı ülke çıkarları, ticaret imkanları ve istikrar arayışının da" Türkiye'nin yeni eğilimini yönlendirdiği belirtildi.

        Belgede, ABD ile Türkiye arasında, "gelecek aylarda önem kazanacak ana sorunların, Türkiye-İsrail ilişkileri, Ermenistan'la imzalanan protokoller ve Türkiye'nin İran ile yan yana duruşu" olacağı kaydedildi.

        Belgede şu cümleler yer alıyor:

        "Netice olarak, halkı tarafından bu hale getirilen bir Türkiye'yle birlikte yaşamak zorunda kalacağız. Bu, belli konular üzerinde adım adım ilerlemeyi ve Türkiye'nin sıklıkla kendi yoluna gittiğini kabul etmeyi gerektiriyor. Er ya da geç, bu siyasi liderlerden oluşan oyuncu kadrosuyla ve onların yıkıcı dram ve retoriğe duydukları büyük arzuyla uğraşmak zorunda olmayacağımız günler de gelecek. Ancak bölgede daha iyi kimseyi görmüyoruz ve Türkiye, dünya standartlarında "Batılı" kurumları, yetkinliği, uyumu ve Ortadoğu kültürü ve diniyle çetrefilli bir karışım olarak var olmaya devam edecek."

        "GELENEKSEL BATI"

        Türk politikasının, "geleneksel Batı" olarak adlandırılan bir karışımdan oluştuğu belirtilen belgede, bu karışımın "sıfır problem" ve "yeni Osmanlıcılık"tan oluştuğu ifade edildi.

        "Geleneksel unsurların" Türk dış politikasının çekirdeği olmaya devam ettiği kaydedilen belgede, merkezde Batı'ya uyum ve işbirliğinin yer aldığı aktarıldı. NATO, AB gibi kurumların büyük önem taşıdığı belirtilerek, Avrupa'nın Türkiye'nin en önemli ekonomik ortağı olduğu vurgulandı.

        Ordunun "ABD tarafından silahlandırıldığı" belirtilerek, Türkiye'nin, Afganistan ve Irak gibi bölgelerde, ABD ve NATO'nun işbirliği olmadan istikrarın sağlanamayacağının farkında olduğu kaydedildi.

        Belgede, "AK Parti liderlerinin, Ortadoğu ya da başka bir yerdeki cazibelerinin büyük bölümünün, önemli Batılı klüplerdeki ayrıcalıklı konumlarından geldiğinin farkında oldukları" yorumu yapıldı.

        Türkiye'nin kendisini "post modernize etmeye çalıştığı" yorumunun yapıldığı belgede, AK Parti yönetiminde inisiyatif alınan konuların listesinin "etkileyici" olduğu belirtilerek, "2004 yılında Annan Planının kabul edildiği, Yunanistan ile 1999 ile başlatılan yeni sürecin sürdürüldüğü, Ermenistan ile Protokollerin imzalandığı, Bağdat ve Erbil ile yapıcı ve sıcak ilişkiler geliştirildiği, Suriye'ye yakınlaşıldığı" kaydedildi.

        Belgede, son gelişmelere ilişkin şu yorum yer aldı: "Bu yeni yaklaşım alkışlanıyor ancak uygulamada çok azı başarıldı."

        Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Türkiye'nin yüzünü daha fazla doğuya dönmesiyle ilgili olarak yapılan "yeni Osmanlıcılık" yorumlarını reddetmek yerine "kucakladığının" belirtildiği belgede, Davutoğlu'nun kendisinin "Gazze'de savaşmış bir Osmanlı askerinin torunu olduğu" kaydedildi.

        "ROLLS ROYCE'UN HIRSI..."

        Belgede, Türkiye'nin yeni dış politikasının ABD için "karmakarışık" bir durum olduğu belirtilerek, bölgesel yüklerin sırtlanmasının ABD'yi rahatlatacağı ancak "kontrol kaybını" da beraberinde getireceği ifade edildi.

        Türkiye'nin çok önemli bir müttefik olduğu kaydedilen belgede, "İncirlik, Habur ve Türk hava sahasının Irak ve Afganistan operasyonları için kullanılmasının vazgeçilmez" olduğu vurgulandı.

        Belgede "asıl korkulanın", Türk dış politikasındaki yeni "açılımların" sonuca ulaşmamasının Türk politikasını ve bölgeyi olumsuz etkilemesi olduğu belirtildi.

        ABD için en büyük potansiyel tehlikenin Türkiye'nin "Ortadoğu ve Balkanlarda yeni Osmanlıcı politikaları" olduğunun kaydedildiği belgede, bu "geçmişe dönme" eğiliminin, Davutoğlu'nun Saraybosna'da yaptığı konuşmasında çok açık olduğu ve "Türklerin, daha İslami ve endişe verici bölgesel aktörlerle" işbirliği yapma eğiliminin yeni sorunlar yaratacağı bildirildi.

        Belgede şu ifadeler yer alıyor:

        "Bir Rolls Royce'un hırsına ancak bir Rover'ın olanaklarına sahip olan Türkler, davalarının savunucuları arasına Türkleri çekince çok mutlu olacak bir mazlum (Sladziç, Meşal, Ahmedinejad) buluyor ve 'bu adam'ın çıkarı için 'Batılı' duruşa toslamaya kalkışıyor. Batı'nın politikaları ve güdülerinin Türk kamuoyunun büyük kısmı ve AK Parti tarafından sorgulanması, 'etki', 'güç' ve 'Geri döndük!' sloganları için düşük maliyetli ve popüler bir araç sağlıyor."

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ