‘Tuzla, marinayla üst lige çıkacak’

Esra BOĞAZLIYAN / HT GAZETE

Tuzla İstanbul’un en uç noktası... Megakentin sanayi bölgesi... Tersaneden arıtma tesislerine, mezbahadan deri fabrikalarına aklınıza ne gelirse Tuzla’da... İşte bu sanayi ilçesi, son zamanlarda büyük ölçekli bir turizm projesiyle konuşuluyor. Viaport Marina’yla... İçinde alışveriş merkezlerini, tema parkları, akvaryum, otel ve yat limanını barındıran projenin 19 Mayıs’ta açılması planlanıyor. İşte bu açılıştan önce marinayı Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı’yla gezdik. Tabii başkanla sadece marinayı değil, Tuzla’nın diğer projelerini de konuştuk...

Madem Tuzla’nın en önemli projesi olan marinadayız. Buradan başlayalım. 19 Mayıs’a yetişecek mi açılış?

Şu anki planlamaya göre yüzde yüzü açılmamış olsa bile 19 Mayıs’ta alışveriş üniteleriyle, oyun gruplarıyla ve Temapark’la beraber ilk açılışı gerçekleşecek. Marina 520 bin metrekare deniz üstünde inşaat alanına sahip ve bu açıdan bakıldığı zaman İstanbul’un, belki de Türkiye’nin en geniş deniz üstü yapısı denilebilir. Deniz alanlarıyla beraber 520 bin metrekare, tabii ki bunun içinde balıkçı barınağı ve 750 yat kapasitesi olan, içinde alışveriş üniteleri bulunan, otuz iki oyun grubunun olduğu Temapark’ı olan bir alan. Özellikle iki tane Roller Coaster’ı var, bunlardan bir tanesi yaptığı hareketler ve katettiği mesafe olarak Avrupa’da üçüncü. Bunlar dışında bir akvaryum yapılıyor, tamamlanması 2016’yı bulacak. İçinde yüz metre bir akvaryum ve safari parkla Amazonlar, Atlas Okyanusu ve Büyük Okyanus’ta yaşayan bazı hayvanlar yer alacak. Safari parkta vahşi hayvanlar gösterilip tanıtılacağı alanlar olacak. Bir konaklama tesisi var o da 2016’yı bulacak, asıl açılış alışveriş merkezi, Temapark ve yat bağlamayla beraber başlayacak.

Tuzla’ya katkısı çok büyük olacaktır kuşkusuz, ya istihdama katkısı ne boyutta?

Geçen hafta Tuzlaspor’umuzun şampiyonluk kutlamasını yaptık, ikinci lige çıkıyoruz. Marina’yla beraber de Tuzla bir üst ligde oynayacak artık. Gerçekten gelişmiş kentlerin yarıştığı bir dünyada artık farklı bir noktadayız. İstanbul’da herkesin gelme nedeni olacak bir projeden bahsediyoruz. Sadece Tuzla ya da İstanbul için değil Türkiye için bir vizyon projesi. Dubai İnşaat Fuarı’nda gösterilecek kadar özel bir proje oldu. Önümüzdeki günlerde göreceğiz zaten açılışıyla beraber deniz üstünde bir yaşam alanı oluşturmuş olmanın mutluluğunu yaşarken aynı zamanda bu ayrıcalığı İstanbulluya ve Tuzlalı’ya kazandırmış olacağız. Emlak ve çevredeki fiyatların artışı da bize bunun nasıl bir cazibe oluşturacağı konusunda fikir veriyor zaten. Şu anda Tuzla’da yer almak çok zorlaştı. Emlak değerlerinde belki iki üç katına çıkma var. Marinayla beraber ve açıldıktan sonra daha fazla artacağına inanıyoruz. İçinde iki ayrı sokağın olacağı, su ve ateş konseptli yolların, havuzların olacağı, meydanları alanları olan bir yerden bahsediyoruz. Tuzla’yı uçuracak, İstanbul’a katkı sağlayacak ve istihdam olarak şu anda 2127 kişi, tamamlandığı zaman 3000 kişiyi bulacak. Turist çekecek.

Yani marinanın istihdamı belediye eliyle mi yapılıyor?

Bunu bir sosyal sorumluluk projesine çevirdik. Marinanın ihalesini yapmadan önce bu ihaleyi alan kim olursa bizim oluşturacağımız havuzdan çalışanlarını belirleyecek diye açıklama yaptık. Bu işin uzmanlarıyla oluşturduğumuz havuzdaki insanları eğiteceğiz ve isteyen kişi bizden mesela beş tezgâhtar isteyecek, biz ona on beş tane göndereceğiz. Kimseye zorla çalıştırma düşüncemiz yok ama yetiştirdiğimiz ve eğitimden geçirdiğimiz bu havuzdaki insanların öncelikli değerlendirilmesini istiyoruz dedik ve şu anda başladı bu. Biz üç dört ay eğittikten sonra havuzdan değerlendirmeler başladı ve şu anda marina da buradan eleman alıyor. Bu insanlara iletişim bilgileri sunduk, bir işyerinde çalışma, karşılama, uğurlama gibi değerler hakkında hatta nezaket kurallarına kadar eğitim verdik. Hazır eleman. İki hafta sonra ilk dükkânların açılışıyla ve o saatten sonra artık kendini belli etmeye başlayacak. Yüzde doksan dükkânlar tamamlanmış durumda zaten. Tam kapasite olarak 2016’da akvaryumlar, sinemalarla beraber başlar ama sadece alışveriş merkezi kısmı haziran itibarıyla başlar.

İstanbul’u ziyaret eden turistlerin bir gün fazla kalmasını sağlayabilir mi? Ben buna inanıyorum. Londra veya Paris gibi önemli şehirlere gittiğiniz zaman muhakkak şehrin dışında bir mekânda ya da sokakta alışveriş yapma gibi bir imkânları vardır. Oraya bir tur ziyareti düzenlenir. Biz de Tuzla Marina’nın böyle bir yer olacağına inanıyoruz. İstanbul’a gelen turistlerin ‘Bir gün de Tuzla Marina’ya ayıralım’ diyeceği bir yer haline getirmeyi amaçlıyoruz.

Ya kentsel dönüşüm?

Sanıyorum İçmeler bölgesi için bazı projeler var... Orada 50 bin metrekarelik bir alan vardı, o alanı biz riskli alan olarak ilan ettik. Özel bir firmayla yapacaktık ama onlardan vazgeçtik. Şu an Tuzla Belediyesi’nin iştiraki TUZYAP vasıtasıyla başladık ve oranın da dönüşümünü gerçekleştiriyoruz. Tuzla’da sessiz sakin şekilde, 360 proje 20132014’te, şu anda da yaklaşık 180 proje eklenmiş olarak 500 tane dönüşüm gerçekleşiyor. Eski kooperatiflerin yıkım ve yapımları da buna dahil.

Ada bazlı dönüşüm mü?

Bazen ada bazlı bazen birkaç ada birleşip. Bakanlık en son kira ödemelerini yerel yönetimlere bıraktı, Bağcılar ve Pendik’le birlikte bunu şu anda başarmış ve kira yetkisini almış üç belediyeden biriyiz. Yetkiyi aldık, ödemeyi yapıyoruz ve dönüşüme destek oluyoruz.

Hangi mahallelerde gerçekleşiyor dönüşüm?

Eski Tuzla dediğimiz E-5 altı bölgemizde yoğunlaşıyor. Gecekondu bölgemiz yok bizim, çok eski mülkiyet sorunu olan üç yüz konutluk bir alan var. Mimar Sinan’da 60 yıllık mülkiyet sorunu var. Diğer bölgelerde dönüşümü teşvik edici projelere notlar koyduk. Ayrıca Büyükşehir’den beş binlik ve binlik projelerde eklenen ve birleşince olan ekstra haklarla beraber dönüşümü destekleyen yeni plan notları geliştirdik. Aydıntepe’de, İçmeler’de, Aydınlı’da ama özellikle de E-5 altında Postane, Camii, İstasyon ve Yayla Mahallesi’nde eski kooperatiflerin yoğun olduğu bölgelerde dönüşüm son hızıyla devam ediyor.

Deprem açısından risk durumu ne?

Özellikle eski Tuzla’da zemin yapısı açısından bir eksiğimiz yok ama çevresiyle beraber hem deprem fay hattına yakın hem Kocaeli’ne yakın sınırımızla bir risk var. Mesela 1999 depreminde bizim belediyemize bağlı birkaç binamız yıkıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi’yle ve jeofizikçi hocalarımızla beraber Tuzla’nın bütün risk haritalarını çıkarttık. İBB’nin bir mikro bölgeleme haritası vardı. Biz de Tuzla’nın ne kadar riskli ya da risksiz olduğunu gösteren, nerede nasıl bina yapılması ve nelere dikkat edilmesine yönelik Avrupa Birliği Projesi şeklinde bir proje gerçekleştirdik. Tuzla’da 1999 öncesi yapılmış olan bütün kooperatiflerin dönüşümünü tetiklemek için her türlü imkânlarımızı sunuyoruz. Belki sadece 70-80 bin nüfusumuz şu anda bu yapı stoklarında oturuyor.

Marmaray’la entegre Havaray

İstanbul’un ilk Havaray’ı Tuzla’ya yapılacak. Marina’ya mı bağlanacak?

Havaray bizim marinayla beraber ihtiyaç duyduğumuz bir proje oldu. Marmaray ve metroyla entegre olacak aynı zamanda. Büyükşehir Belediyesi, sekiz ilçeye Havaray yapılacağını açıkladı ve biz de projeye entegre olduk. Biz de bu noktada kendilerinden bir ricada bulunduk ve acilen Marmaray ve metroyla entegre olması gereken bir ulaşım aksımız olduğunu belirttik, onlar da kırmadılar sağolsunlar. Biz de bunu yap-işlet-devret ya da başka modellerle uygulamaya geçireceğiz dedik. Uygulama projesinin ihalesi bittiği anda uygulamaya geçeceğiz. Tuzla’da bu olmazsa olmaz. Dört kilometrelik bir hat var, kaymakamlık binamızın olduğu yerde inşallah Ayrılık Çeşmesi’nden sonra Marmaray ve metronun kesiştiği ikinci yer Tuzla olmuş olacak. Bu noktadan marina alanına kadar gelecek. Herhalde 2016’nın sonuna doğru bu işi bitirmiş oluruz.

Sırada göl ve kule projesi var

“Vizyon projelerimiz var. Tuzla Kulesi projemiz var. Bu kule dalında ve fonksiyon açısından özel bir şey olacak, detaylara girmiyoruz ama turizm amaçlı olacak. Tuzla bir balıkçı kasabası ve çok tarihi ya da kültürel mekânımız olmadığı için yeni projelerle insanları çekebiliyoruz. Denizi önemsiyoruz. Göl projemiz bunlardan biri olacak. Istanbul’da deniz suyuyla beslenen lagün olarak, içinde levrek ve çipura yetiştireceğimiz, balık tutma alanlarının olduğu iki milyon metrekarelik bir alanda. Rekreasyon alanı olarak Istanbul’un nefes alacağı alanlardan bir tanesi olacak.”

‘Yetimhane tarihi eser değil’

“Yıkımı yapılan Ermeni Yetimhanesi özel bir mülkiyet. Süreç içinde sahipleri tarafından satışa çıkarılmış, özel bir firma tarafından satın alınmış. Yıkım ruhsatı ile birlikte kendi inisiyatifleri dahilinde işlem yapıyorlar. Burası tarih eser kapsamında değil. Mal sahibinin inisiyatifidir. Belediyenin hiçbir kademede dahli yoktur.”