Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Doktrin'e balans ayarı

        Yazılarımı takip edenler, uzunca yıllardır Türkiye’yi biricik kılan özelliğin ‘batı dışı modernite’ tesis edebilmek olduğunu yazıp durduğumu bilirler.

        Türkiye’yi ‘İslamofaşist’ (dikkat ediniz, Şeriat demiyorum ve Ortadoğu'ya has bir yönetim anlayışını kastediyorum) tehditlerden ve aynı zamanda müstemleke olmaktan koruyan, tanımını veren biricik varoluş özelliği budur.

        Atatürkçü doktrin, hiçbir zaman Batıcı olmayı, Batılı olmayı telaffuz etmeyen, bir ‘batı dışı modernite’ye işaret etmiştir. İçeriği ‘muasır medeniyet seviyesinin üzerinde olmak’ diye berraklaştırılan bu düşünce Türkiye’nin girdiği uluslararası süreçlerde dönem dönem esnemiş, bazı yönetim anlayışları tarafından da ‘Batıcılık’ olarak tercüme edilmeye çalışılmıştır.

        ‘Batı dışı modernite’ ile ‘Batıcılık’ arasındaki büyük Siyasi tartışma, kavram alanından siyasi eylem alanına kolaylıkla geçebilecek tehlikeli bir zeminde seyretmekte ve Türkiye’nin içinde bulunduğu son dönemde ‘Batıcılık’ lehine gelişmektedir.

        Türkiye’nin içinde bulunduğu, sosyoloji literatürüyle POST-POST MODERN diye adlandırabileceğimiz dönemde, pasifize edildiği düşünülen Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Yiğit Alpogan’ın sözleri bu yüzden önemlidir. TARİH ÖNÜNDE KAYDA GEÇİRİYORUM..

        Alpogan, panale katılan, Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Yılmaz'ın bir sözüne katılmadığını belirterek, Muasır medeniyet seviyesini, MGK Genel Sekreterliği 'Batı' olarak yorumlamamaktadır. Atatürk eğer başka bir fikirde olsaydı, 'Batı'ya gidin, Batı'yı bulun, Batı'ya benzeyin' derdi. Muasır medeniyet, Türkiye Cumhuriyeti'nin Atatürk nesilleri ve mirasçıları olarak, neredeyse, herhangi bir coğrafi yapıya kendimizi sıkıştırmadan önemli olan çağdaş uygarlığı almak ve uymak olarak anlıyoruz ve bu yönde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz, demiştir.

        Genel Sekreterin bu sözlerini kavramsal düzeyde, doktrinden çıkışın, doktrinin yanlış yorumlanmasının TASHİH EDİLMESİ olarak, bir tür ‘balans ayarı’ olarak anlamamız gerekiyor.

        Alpogan’ın konuşmasında, bu doktrinin asli versiyonunun, yani hedefin ‘muasır medeniyet değil, muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkmak’ olduğunun, kendi sözleriyle ‘en azından Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’ tarafından anlaşıldığını belirtmesinin de, mefhum-u muhalifinden hareket edersek bazı kurumlar tarafından ‘anlaşılmadığının’ ifadesi olduğunu düşünebiliriz.

        Üstelik Alpogan’ın aynı konuşma içerisinde MGK Genel Sekreterliği’nin Muasır medeniyet seviyesini ‘Batı’ olarak algılamadığını söylemiş bulunması, kurumun dokrtrin konusundaki ‘netliğini’ apaçık ifade ediyor:

        'Biz büyük Ata'yı, kurduğu Cumhuriyeti, kapalı bir toplum içerisinde değil, dış dinamiklerle halen daha karşılıklı etkileşim içerisinde olan bir cumhuriyet olarak görüyoruz. Asıl büyük rekabetin, gerçekten muasır medeniyet seviyesine değil, onun üzerine çıkarmakta yoğunlaştığını, en azından Genel Sekreterlik ve personeli olarak anlıyoruz. Bu nedenle temel hedefin bu noktada yoğunlaşması gerektiğine inanıyoruz.'

        Alpogan’ın MGK Genel Sekreterliği’nde yaptığı bu konuşma, Türkiye’nin AB sürecinde temel kavramları ve doktrinleri üzerindeki yıpranmayı, ‘tashih’ etmek amacıyla yapılmıştır.

        Türk yöneticilerinin ‘kolektiif bilinçaltı’nda bir yarılmaya sebep olan, ‘batı dışı modernite’den, ‘Batıcılık’a ve bir nevi teslimiyete doğru evrilen anlam alanına yönelik bir ‘balans ayarı’dır.

        Bu tür ayrımların, entelektüellerin tartışma antalojilerinden çıkıp, MGK gibi bir kurumun Genel Sekreteri'nin ağzından telaffuz edilmiş olması ise, önümüzdeki yeni dönemde Milli Güvenlik Siyaseti'nin pratiğinin öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’nin doktrinlerinin ve üzerine kurulduğu kavramların onarılmasına yönelik olacağını gösteriyor.

        POST-POSTMODERN dönem entelektüel bir tartışma zemininde şekilleniyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ