Esin Övet: Kimin kimin evinden çıkacağı belli olmaz

OBEN BUDAK: Gece kulübü dediğin yer yüksek volüm ses içeriyor, birine sesini duyurmak için neredeyse kulağına girmen gerekiyor. Bu yüzden yakınlaşmış olmaları muhtemel. Ayrıca bir yere gitmediyse iki dakikalık flörtün kime ne zararı var?

ESİN ÖVET: Gece hayatı için bir söz vardır ki çok doğrudur: “Kimin kimin evinden çıkacağı belli olmaz.” Ancak Ozan Doğulu ile Tuğba çok eski arkadaş diye biliyorum. Her sarmaş dolaş görüntüyü sevgili olarak algılamak yanlış olur.

İPEK DURKAL: Ozan Doğulu yapı olarak çok sıcak, samimi, çok dokunmatik bir adam. Tuğba Peksayar ile tanışıklıkları da çok eskiye dayanıyor. Bunları bildiğim ve ikisini de tanıdığım için o fotoğraflarda bir kaçamak değil samimi sohbet eden iki arkadaş gördüm. Tahminim Ece de aynı şeyi düşünmüştür. Ama rahatsız olmuş mudur? Evet tabii ki... Şimdi ailesine, arkadaşlarına aldatılmadığını anlatmak zorunda kalacak.

BÜLENT İPEK: Ozan Doğulu’nun adı kaçıncı kez çapkınlık hikâyelerine karışıyor sayamadım. Hızına yetişilmiyor. Yok onlar çok eski arkadaş, yok fotoğraf açısı yanıltıyor falan. Geçin bu kurtarma çabalarını. Fotoğrafları çeken HT Magazin muhabiri Nuri Altuntaş bizzat oradaydı ve gördükleri, yazdıklarını doğruluyor.

‘YAZICIOĞLU PERUĞUNU CEM’E DEVRETMESİN!’

Cem Yılmaz’ın “Trump’ın saçını yapınca işler düzelmiyor” sözüne Erhan Yazıcıoğlu’ndan cevap geldi: “O peruğun altında 50 yıl var. Onlarca Shakespeare, Çehov var. Haldun Taner’ler, Necati Cumalı’lar var. Bana gönderme yaptıysa ayıp etmiş.” Yazıcıoğlu’nun tepkisi için ne diyorsunuz?

OBEN BUDAK: Nereye gitti o Shakespeare, Çehov ve Haldun Taner diyorum. O yollar Trump’ın hicvedildiği bir oyuna mı çıktı yani. Tuhaf.

KADİR KAYMAKÇI: Dümbüllü’nün kavuğu vardı, Erhan Yazıcıoğlu’nun ‘peruğu’ oldu! Tebrik ederim kendisini ‘peruğunu’ Cem’e devretmesin ceza olarak.

ESİN ÖVET: Mesele peruk meselesi değil. Yazıcıoğlu iyi bir değerdir.

BÜLENT İPEK: Cem Yılmaz, ilk yıllarındaki şovlarında Ferhan Şensoy’la uğraşır, ustayı malzeme yapardı. Ancak ustalara saygısını her filminde fazlasıyla gösteren Yılmaz’ın Yazıcıoğlu’nun peruğunu diline dolaması sempatik gelmedi. Yılmaz sanat dünyasının önemsediği biri ve yaptığı esprilere ustaların kırılması normal.

‘SON DÖNEMİN EN ‘SANATSAL’ KAVGASI’

Sinema dünyası geçen hafta bu iddiayı konuştu. Üç yıl önce oyuncu Devrim Yakut’un doğum günü için bir araya gelen grupta yer alan oyuncu Rıza Sönmez ve işletmeci Sidar Ayman’ın, Nuri Bilge Ceylan hakkında konuşurken tartışmaya başladığı ve yumruk yumruğa kavga ettikleri ortaya çıktı. Mahkemeye taşınan olayın davası sürüyor. Son yılların bu en sanatsal kavgası için neler söyleyeceksiniz?

OBEN BUDAK: Gece hayatındaki saçma sapan kavgalardan biri daha diyorum. Nasıl çıktığını, ne için çıktığını bile anlamazsınız ama ortalık karışır. Film eleştirisi yüzünden kavga mı edilir derseniz buyrun işte, burada yapılmışı var.

KADİR KAYMAKÇI: Memlekette bir Woody Allen’ımız olsaydı Nuri Bilge Ceylan için kavga eden ‘entellerimizin’ öyküsünden nefis bir film yapardı! Nuri Bilge’nin sinematografisinde olmayan bir aksiyona imza atan ikiliyi kutluyorum, nefis iş!

İPEK DURKAL: Benim kafam karıştı. Bu işin aslı, Rıza Sönmez üç yıl önce Cihangir’de bıçaklanmış ve kendisini bıçaklayanın sokak çocukları olduğunu açıklamıştı. Sonra Rıza Sönmez ile avukat arkadaşı Sidar Ayman’ın alkol alıp kavga ettikleri ortaya çıkmış, yalan beyanda bulunmaktan Sönmez hakkında işlem yapılmıştı. Bu olay Nuri Bilge Ceylan’a gelip sanata nasıl bağlandı o kısmını hiç anlamadım.

BÜLENT İPEK: Eskiden sinemacıların ve entelektüellerin sıkça gittiği Beyoğlu’ndaki Çiçek Bar’da, Kaktüs Bar’da böyle sanatsal kavgaların yaşandığını çok duyardık. Mahkeme haklıya haksıza karar verecek. Muhalif ve yandaş sanatçı ayrımından başka bir şey kalmadığını düşünüyordum son yıllarda. Bu kavga bir yönüyle sanatsal renkliliği hatırlatması açısından sevindirdi.

‘AHMET’İN DÜĞÜN DERNEK VAKTİ GELMİŞ’

Son dönemde çapkınlık haberleriyle adından söz ettiren Ahmet Kural, artık ciddi bir ilişki istediğini söyledi. Kural’ın “Uzun zamandır yalnızım. Artık ben de hayatımda birisinin olmasını istiyorum. Benim için de vakti geldi. Hayırlısı olsun” açıklamasını nasıl yorumluyorsunuz? Yoksa çapkınlık da bir yere kadar mı?

OBEN BUDAK: Kış aylarını bitirirken Bahar romantizmi çöktü herkesin üzerine. Bu ara kimle konuşsam uzun süreli sevgili bulma derdinde. Fakat bu iş karar verilerek çözülebilecek gibi değil ki. Kader, kısmet demiş atalarımız, boşuna değil.

KADİR KAYMAKÇI: Ahmet Kural, aşkı ‘Düğün Dernek’ filmi sanıyor galiba! “Zamanı geldi bir film daha çekelim” olur da “Zamanı geldi ben bir âşık olayım” olmaz! ‘Gişe’ olsun diye film çekilebilir ama ‘laf’ olsun diye böyle açıklamalar saçma bence. Neyse belki de oluyordur, neticede ‘sanatçı kalbinin duyarlılığı’ farklı!

ESİN ÖVET: Çapkınlık bir yere kadar. Bak Kenan Doğulu’ya ne güzel bir evliliği var. Yıllarca en çapkın isim olarak anılırdı. Onları geçtim Tarkan bile evlendi. O yüzden Ahmet Kural geç kalmadan evlenir.

İPEK DURKAL: Erkekler için çapkınlık, ölene kadar... Herkes hayatında biri olsun istiyor, biri olunca da biri daha...

BÜLENT İPEK: Ahmet’in ‘düğün dernek’ vakti gelmiş. Ama bu gönül meselelerinde işler güçler ‘vakti geldi’ demekle yürümüyor. Biraz nasip kısmet. Ben Murat Cemcir’le ikisini Zeki-Metin ikilisine benzetiyorum biraz. Bu ikilinin Zeki’si Ahmet Kural. Gördüğüm kadarıyla hesap bilen ve çapkınlıkta karda yürüyüp izini belli etmeyen isim Murat Cemcir.

‘DAHA EROTİĞİNİ YILLARCA EKRANLARDA İZLEDİK’

Mehmet Günsür ve Serenay Sarıkaya’nın yeni dizisinin geçtiğimiz hafta yayınlanan tanıtımındaki sevişme sahnesi olay yarattı. Yeni nesil internet dizileri Türk televizyonlarının özenle uzak durduğu şiddet ve sevişme sahnelerinde cesur davranabilecek mi? RTÜK denetiminin olmaması internet dizileri için bir avantaj mı?

OBEN BUDAK: Ben izleyince Mehmet Günsür ne kötü öpüşüyormuş diye düşündüm. Sahneyi karşılayacak bir şehvet yoktu. Serenay rol icabı zorla mı öpüyordu acaba, izleyince göreceğiz.

KADİR KAYMAKÇI: Dizilerde yüzlerce bölüm aşk yaşayıp da öpüşemeyen karakterlerden nasıl gına geldiyse artık, Mehmet Günsür ile Serenay Sarıkaya’nın dünya standartlarında erotik bile denemeyecek sevişme sahnesi olay oldu!

Geçen yıl İngiliz devlet televizyonu BBC’nin ‘Versailles’ dizisinin ilk bölümünün altıncı dakikasında bir sevişme sahnesi vardı ki bizde gelecek yüzyılda, o da belki, çekilebilir! İnternet dizilerinin avantajı çok, dezavantajı tek: Kimse izlemiyor! Umarım bu yüzden hemen vazgeçmezler. Düşler Tarlası’ndaki replikle onlara seslenmek istiyorum: “Sizi iyi diziler yapın, insanlar gelecektir...”

ESİN ÖVET: Serenay Sarıkaya ve Mehmet Günsür’ün sevişme sahnelerinden daha da erotiğini yıllarca ekranlarda izledik. Bizim ahlakımız mı bozuldu? Bir sakıncası olduğunu düşünmüyorum. Gözler alışsın hem. Kötü, çirkin sahneler olmadığı sürece bir sorun yok ama tabii internete de bir kısıtlama gelir diye düşünmüyor değilim.

İPEK DURKAL: Tabii ki avantaj. Dizi dediğin sana bir dünya yaratıyor ama o yasak, bu yasak derken o dünya tüm gerçekçiliğini yitiriyor.

BÜLENT İPEK: Televizyon dizileri biraz da çocukların izlediği erken saatte yayınlanması sebebiyle birçok yasakla karşılaşıyor. 20.00’de yayına giren dizilerde yasaklar normal. Yoksa reyting için bizim yapımcılar neler yapabilir tahmin edebiliyorum. Bu anlamda internet daha özgür, şimdilik. Bu internet dizilerinin daha popüler hale gelmesi ve platformların gelişmesi için büyük avantaj. Umarım istismar edip oraya da yasak gelmesi için gerekçe yaratılmaz.

HT MASA