Tarkan’ın yarım bıraktığı dünyaya açılma işini pop müziğin ‘aranan taze kanı’ Edis tamamlayacak. Sony Global ile anlaşan popçu, 6 şarkıyla dünyaya açılacak. Bayramdan sonra Londra’ya gidip ev tutacak olan Edis’in kendi yazdığı iki İngilizce şarkısı hazır. Ünlü popçu, “Hayalim var. Şimdi gerçekleştiremezsem sonra çok zor olur” diyor. HT Magazin'den Bülent İpek'in röportajı...
Edis, 2014 yılında ‘Benim Ol’ şarkısını yayınladığında müzik listeleri sallanıp radyolar kendine gelip videosu tıklanma rekorları kırınca, 90’lara öykünmekten başka bir şeyin yapılmaz olduğu pop müzik dünyasında “Aranan kan bulundu” yorumları yapılmıştı.
Fotoğraflar: Hasan Örnekoğlu
Başarısının tesadüf olmadığını geçen 3 yılda çıkardığı 5 single’ıyla gösterdi. Sıra albümde. Hiç durmuyor ve İngilizce albüm çıkarmak için Londra’ya yerleşiyor. Gözü yükseklerde. 90’lardan sonra yaşanan ikinci pop patlamasının öncü ve simge isimlerinden Edis’le hayatını, hayallerini ve kendi kuşağının popçularını konuştuk.
‘STAR GİBİ YAŞAMIYORUM’
Star olmaya alıştın mı?
Hâlâ alışmış değilim, star gibi yaşamıyorum. Ben aynıyım, bir de tanınan Edis var, 2 ayrı kişiymiş gibi geliyor. Eski starlara bakıyorum, oturdukları yerde starımsı bir eda var. Sahneyi, tecrübeyi, popülariteyi beraberlerinde taşıyorlar. Benim öyle bir dünyam yok. Daha o evreye geçemedim.
Star kimliğini yanında taşıyanlar kim?
Tarkan, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Demet Akalın, Gülşen gibi isimleri kastettim. Her gün 10 haberleri çıkıyor. Ben de kendimi öyle çok okusam “Ben Edis’mişim” kafam oluşur ama henüz yok.
‘İNSANLAR NE YAPABİLECEĞİMİ GÖRDÜ’
İlk şarkın patladıktan sonraki “Devamı gelecek mi?’ sorusunun cevabını sonraki şarkılarında verdiğine inanıyor musun?
Edis ismini asıl bu sene oturttuğumu düşünüyorum. İnsanlar ne yapabileceğimi görüp inandılar artık. Bu duygu bana güven ve güç veriyor.
Kendini şarkıcı mı, sanatçı mı yoksa popçu olarak mı tanımlıyorsun?
“Ben daha sanatçı diyemem kendime, şarkıcı derim” gibi bir mütevazılık yapamayacağım çünkü 4 yaşımdan beri müziğin içindeyim. Müzisyenlik, söz yazarlığı, bestecilik, bir de sanat direktörlüğü var işin içinde. Çok yazıp çiziyorum. Üretkenliğimi içine koyduğum için yeni olmama rağmen sanatçı derim kendime, kusura bakmasınlar yani.
‘Benim Ol’ patladığında “Pop müzikte aranan kan bulundu” dendi. Bulundu mu?
Ben çıkıncaya kadar yapımcıların yeni bir insana inancı yoktu. Benden sonra çok fazla genç isme güvenildi, çıkış yapmaları sağlandı. Pop müzikte dönem değişti. Medyanın da eski sanatçıdan vazgeçememe alışkanlığı var, yeni şöhretleri duyurma konusunda ağır kalıyor. HT Magazin’i bunun dışında tutuyorum. Bizimle ilgili en çok haber yapan gazetesiniz. Hakkınızı teslim edeyim.
‘Özgürlüğüme düşkünüm’
Niye birçok insan ünlü olmak ister?
Hiç öyle sevilecek bir tarafı yok, çok stresli. Bu çocukluğumdan beri bana verilmiş bir zehir. İlgi görme isteği, binlere şarkı söyleme isteği, tanınma isteği...
Sokakta ilk tanındığın zaman mı bunu hissettin?
İlk tanındığım zamanlar güzeldi, ‘Dudak’tan sonra başladı stresler. O dönem sorunlu geçti biraz. Ben özgürlüğüne düşkün bir adamım. Özgürlüğüm kısıtlanıyor bir şekilde.
Hayalini kurduğun şöhretle gerçek benzemiyor muymuş yani?
Benzemiyor. Gerçeği çok yorucu. Şöyle zannediyordum: Bestemi yaparım, sahneye çıkarım, şarkımı söylerim, cebime de paramı koyarlar, sonra oh hayat ne güzel. Öyle bir dünya yok! Köpek gibi çalışıyorum her gün daha fazla ne yapabilirim diye, araştırıyorum. Kiloma takıyorum. Mideme düşkünümdür, bir ara inat ettim yapmayacağım kas mas filan diye. Ama öyle bir şansın yok. Deli gibi spor yapıyorum. Hayatımın her anı işin içinde.
Londra’ya yerleşeceğini duydum. Niye ve ne zaman?
Müzik için oraya yerleşeceğim. İngilizce albüm üzerinde çalışıyorum. 18 Eylül’de gidiyorum. Bir de ev tutacağım. Türkçe albüm ekimde, İngilizce albüm 2018’in sonunda çıkacak.
Neden İngilizce albüm çıkaracaksın?
Şarkılarımı dünyaya dinletme hayalim var. İngilizce söz yazabiliyorum. Şu an değerlendirmezsem hiç değerlendiremem. Yazdığım 2 şarkı var. En az 6 şarkılık bir albüm geliyor. Burada single yapmak kolay ama Avrupa’da kolay değil.
Lise yıllarından beri beraber olduğun, sürekli ayrılıp barıştığın bir kız arkadaşın varmış. Son durum nedir?
Şu an birlikte değiliz. 10 senelik bir durum bu. Aynı zamanda çok yakın arkadaşız. Ayrıldığımız dönemlerde, ben onun 2 erkek arkadaşıyla tanıştım, o da benim kız arkadaşlarımla tanıştı. O benim hayatımdan hiç eksilmez. O benim ilkim. Beraber hayatı keşfettik.
Sevgilileriniz sizi kıskanırsa peki?
Oluyor ama görüştürmeme imkânları yok, kabul etmeyiz onu. Şu an hayatımda kimse yok. Biri olursa saklamam. Rahatım bu konuda. Eski sevgilim çok hırpalanmasın diye onu gündeme getirmek istemiyorum. Bana “Gireceğin hayatı taşıyamam” demişti. Zaten şu yoğun tempoda ilişki yürütmek çok zor.
Evlenme fikrin var mı?
Evet, düzen insanıyım. Ama şu an evlenmeyi düşünmüyorum. Baba olmayı canım çekiyor ama evlilik hayatı biraz garip.
‘Kim ünlü olmak ister Allah aşkına?’
Biraz çekingen, içine kapanık bir yanın var...
Sonradan çekingen oldum. İlgiye karşı biraz çekingenlik başladı. Karşı tarafı kırmama gibi şeyler oluyor insanda. Aslında patavatsızlık derecesinde rahat biriydim, şimdi biraz dikkat ediyorum. Bazen canım hiç fotoğraf çektirmek istemiyor ama belli etmiyorum. Biraz poker face’im o konuda.
Tarkan’ın şu zamandaki hali gibi ağırbaşlı duruyorsun.
Hiç değilim valla. Niye ağırbaşlı olayım? Daha 26 yaşındayım. Benim hayatımın kendisi skandal. Böyle bir işi yapan insanın normal olma ihtimali var mı? Deli miyim ben ünlü olayım? Kim ünlü olmak ister Allah aşkına?
‘Özledik be gardaş’ adında bir WhatsApp grubumuz var’
Siz genç popçular, abileriniz ablalarınız gibi polemiğe girmiyorsunuz. Rekabet yok mu aranızda?
Bizim kuşak birbirine daha saygılı. 2000’lerde piyasada polemikle gündeme gelme modası vardı. 90’larda, ergenlik zamanımda televizyon izlediğimde herkes birbirine laf ediyordu. O nesil sanatçıların da bunu içlerinden gelerek yaptıklarını düşünmüyorum. Yeni nesil polemiğe girmiyor. Polemiğe gireceğim biri yok. Herkesin kendine has bir yeri var. Birini kıskanabilirim, içimde rekabet duygusu var ama herkes kulvarında başarılı.
Bir araya gelip fikir alışverişi yapıyor musunuz?
Tabii, genç arkadaşlarla evlerde buluşuyor, sohbetin dibine vuruyoruz. Ece Seçkin, İlyas Yalçıntaş, Mahmut Orhan ve Buray’la toplantılar yapıyoruz. Erkekler arasında Buray’ın kurduğu, Kıbrıs şivesiyle ‘Özledik be gardaş’ adını verdiği bir WhatsApp grubumuz bile var.
Nasıl bir ailede büyüdün?
Tek çocuğum ama kalabalık bir ailede büyüdüm. Klasik, neşeli bir Ege ailesiyiz. Ailemde modern de var köylü de. Kültürel zenginliği büyük bir ailenin içerisindeyim. Babam köyümüzde üniversite okuyan tek insan. Ne yazık ki 6 senedir köyüme gidemiyorum.
Maddi açıdan durumunuz nasıldı?
Dönemlere göre değişiklik gösterdi. Dışarıdan zengin çocuğu gibi duruyorum ama her istediğim alınmadı yani. Fakirlik çekmedim ama çok çabaladım. Emekçi bir anne ve babanın çocuğuyum. Annem ve babam aldıkları eğitimle şirketlerinde yönetici konumuna kadar ulaştı. Bu hayatta en çok onları örnek alıyorum. Bu doğrultuda devlet üniversitesini sınavda ilk 3000’e girerek kazandım. İlk arabamıysa 21 yaşında babaannemden kalan mirasla, 50 bin TL’ye aldım.
Giyim tarzıyla da adından söz ettiren, çok konuşulan gömlekleri pazarlarda ‘Edis gömlekleri’ adlı bir furya başlatan Edis, “İyi giyinmenin parayla alakası yok” diyor.
