Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Anasayfa Özel İçerikler Güntay Şimşek Rusya TANAP'a ortak olabilir!
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Enerji savaşlarında dengeler yeni stratejiler ve iş birlikleriyle değişiyor. Yeni enerji güzergahları oluşuyor. Bazı boru hatları da eski konumunu kaybediyor. Bazıları ise daha da güçlenme yolunda ilerliyor. Rusya’nın Türkiye’nin doğal merkezi (HUB) olma girişimlerini destekleyeceğini açıklamasından bu yana da ciddi gelişmeler oluyor. Rusya-Türkiye ilişkileri daha yoğunlaşmakla kalmadı, Azerbaycan’ın Karabağ zaferi esnasında ve sonrasında Rusya ile olan ilişkileri daha da güçlendiği için 3 ülkenin enerji alanında yeni adımlar atacağına dair haberler gündeme gelmeye başladı.

        Kısa süre önce Türkiye enerji bürokrasinin Rusya ile görüşmeler yaptığı, özellikle BOTAŞ’ın Gazprom’a 25 milyar doları aşan 30 milyar dolar yaklaşan borçlarının görüşüldüğü ve yeniden yapılandırılmasının ele alındığı ifade ediliyor. Hatta BOTAŞ’ın borcu karşılığında Rusya’nın Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi’nden (TANAP) hisse alarak ortak olmasının da değerlendirdiği belirtiliyor. Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCAR’ın liderlik ettiği TANAP’ın ortakları arasında Güney Gaz Koridoru Şirketi (SGC) yüzde 51, BOTAŞ yüzde 30, BP yüzde 12 ve SOCAR Türkiye Enerji’nin de yüzde 7 hissesi bulunuyor.

        Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak’ın dün yaptığı açıklamalarda bu gelişmeleri doğrular nitelikte. Rusya ve Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan’ın da Türkiye’deki doğalgaz merkezi projesinde yer almaya hazır olduğunu belirten Novak’ın fazla detaya girmeden verdiği bilgi şöyle; “Gazprom ve BOTAŞ’la bir yol haritası hazırlandı ve düzenlemeler yapılıyor. Yakın gelecekte projenin uygulamaya konmasında ilerlememizi sağlayacak şekilde imzalanacağını umuyorum.” Doğal olarak iş birliğinin nasıl gelişeceği, nelere imza atılacağı, Azerbaycan’ın nasıl bir rol üstleneceği merak konusu.

        TANAP’ın bu yeni yeni stratejilerinin önemli noktasında yer alacağına ise kesin gözüyle bakılıyor. Azerbaycan’ın Hazar Denizi’ndeki doğal gazını Avrupa’ya ulaştıran Güney Gaz Koridoru dört ayrı bölümden oluşuyor. En uzun güzergâh ise Anadolu’dan geçen TANAP. İlk etapta Hazar’da Şah Deniz Doğal Gaz Sahasının geliştirilip, işletiliyor. İkinci adımda ise gaz Güney Kafkasya Boru Hattı ile TANAP’a iletiliyor. Merkezdeki TANAP, üçüncü etap olarak, Hazar’dan gelen gazın bir miktarını Türkiye’ye veriyor, giderek artan gaz miktarlarını ise dördüncü etap Trans-Adriyatik Boru Hattı Projesi (TAP) üzerinden Avrupa’ya iletiyor.

        Türkiye’de toplanacak Rusya, Azerbaycan ve re-export anlaşması imzalanması halinde İran gazı Avrupa’ya gönderilebilir. Ancak TANAP’ın da içinde yer aldığı Güney Gaz Koridoru’nun asıl oyuncusu Azerbaycan ve onun enerji devi SOCAR olduğunu unutmamak gerekir. Geçmiş yıllarda, “Keşke Türkiye’de Avrupa’ya uzanan TAP’da yer alsa, ortak olsa…” minvalinde epeyce yazı yazmıştım. Şu anki durumda haklılığımı ortaya koyuyor.

        Bu bilgilerden sonra şimdi tekrar Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak’ın değerlendirmesine dönüp bir analiz edelim. Novak diyor ki, “Doğalgaz merkezi projesi ilgi görüyor. Bu hem Türkiye’nin hem de Rusya’nın yoğun ilgi gösterdiği bir proje. Ayrıca başka katılımcılar da var. Örneğin Azerbaycan da projede yer almaya hazır.” İki ülke bu konuda epeyce mesafe kat ettiği gibi Azerbaycan ile de görüşmeler yapılmış, iş belli olgunluğa eriştirilmiş. Bitmedi. Novak, projeye başka ülkelerin de katılabileceğini belirtiyor. Burada sanıyorum İran ve sonraki aşamada Irak’tan gaz gelme durumu olursa onlar kast ediliyor. Hatta İsrail’in de gazını burada değerlendirilmesi konuşulmuş, ama Gazze’de yaşananların olayları nereye taşıyacağı belli değil.

        Türkiye enerji merkezi olunca gaz fiyatları da burada belirlenecek. Kimin gazının hangi rakama, hangi miktara Avrupa’ya gideceği elektronik ticaret merkezinde belirlenecek. Bu durumun gaz tedarikçileri ve alıcıları için birden fazla avantajı söz konusu. Bir defa kaynak çeşitliliği arzda önemli bir güven oluşturacak. Ayrıca kaynak çeşitliliği fiyatlarda rekabet getirecek. Tedarikçi ülkelerden birisinde yaşanacak beklenmeyen gelişmeler gaz da arz güvenliğini tehlikeye atmayacağı için doğal gaz yönelik yatırımlar da kesintiye uğramayacak.

        Türkiye’ye avantajları da çok fazla olacak. Bir defa gazda kaynak çeşitliliği hem arz güvenliği sağlayacak hem de gazın fiyatının belirlendiği merkez olma durumu sebebiyle en uygun fiyata gaz tedarik edecek. Ve en önemlisi enerji üssü olarak stratejik değeri artacak ve doğal gaz tedarikçisi ülkelerden bir kademe daha fazla kıymet atfedilecektir.

        Buraya kadar Azerbaycan, Güney Gaz Koridoru ve TANAP ağırlıklı olarak yeni gelişmelere dikkat çektim. Fakat Rusya’nın Mavi Akım ve özellikle TürkAkım doğal gaz boru hattı bu yeni adımların belkemiğini oluşturuyor. İki boru hatta projesi Avrupa’da birbiriyle de kesişmiyor, farklı pazarlara hitap ediyor. Zaten bu fikri ortaya atan ve TürkAkım ismiyle projeyi tanıtan da Rusya Devlet Başkanı Putin olmuştu. Halihazırda TürkAkım iki boru hattına sahip. Birisi Türkiye’ye diğer Avrupa’ya gaz tedariki için planlandı. Ama projenin detay mühendislik çalışmaları 4 boru hattı üzerinden yapılmıştı. Yani gelişmeye ve geliştirilmeye müsait.

        Rusya’da Gazprom ve Türkiye’de de BOTAŞ, uzun yıllardır birbirini iyi tanıyan ve iş birliklerini iyi götüren kuruluşlar olarak dikkat çekiyor. Enerji Bakanları da işin stratejisini yürütüyorlar. Novak’ın açıklamalarından sonra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar’ın da bu konuda mutlaka bir değerlendirmesi veya sürpriz açıklamaları olabilir. Merakla bekleyelim bakalım Türkiye’yi doğal gazda enerji merkezi yapmak için nasıl gelişmeler olacak…