Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Michael Jackson’un “Ağlama Filistin” şarkısı ile karşılaştığımda ilk önce tamamı AI mahsulü olan bir fan tribute vakası zannettim.

Ama o kadar güzel bir şarkıydı ki kayıtsız kalamadım ve izini sürdüğümde soru işaretlerinin alev alev yandığı bir serüven karşılaştım.

Şarkının bestesi hayran yapımı, ses ise ai kullanılarak aynen taklit etmiş.

Ve o şiir meğer gerçekten Michael Jackson’a aitmiş.

Hasarlı kişilik, manidar kronoloji

İnsanlar Michael Jackson’ın hikâyesini genelde kırılganlık, istismar iddiaları ve şöhretin bozucu kimyasıyla anlatır. Bunların hepsi ya da bir kısmı illaki vardır, doğrudur; insan karmaşıktır. Star doğası daha da karmaşıktır.

Fakat Jackson’un zaman çizelgesini bu şiiri yazdığı 1993 yılından başlatıp, kronolojik bir soğukkanlılıkla dizdiğinizde, karşınıza çıkan tablo sadece kişisel çöküş meselesi olmaktan çıkıyor.

Bir sanatçının başına gelenlerin ardında daha derin, daha sistemsel bir refleksin olduğu hissi güçleniyor.

O halde başlayalım

1993: Concorde kırtasiyesine yazılan şiir ve üç ay sonra kopan fırtına

MJ, 1993 yılında British Airways Concorde kırtasiyesine iki sayfalık bir şiir yazıyor.

Şarkı olması için yazılan dizeler şöyle :

**

Filistin, Ağlama

Eski düzlükleri gör

Bir yüzyıl öncesini

Barış masalları anlatılırdı o günlerde

Galile’nin suları Ürdün’e karışırdı

Şimdi geriye yalnızca soğuk savaş hikâyeleri kaldı

Ölüm ve yıkım

Gökyüzünde patlayan bombalar

Çoğalan cesetler

Çocukların gözyaşları

Bu kavga ne içindir, söyle?

Senin için dua edeceğim

Ey Filistin

Seni yüreğimde taşıyacağım

Filistin,

Kalbimin en derin yerine gel

Seni sonsuza dek seveceğim

Filistin, ağlama

Senin için dua edeceğim

Ey Filistin

Tanrı sana bir yer ayırdı

Ey Filistin

Ben sana inanıyorum

Ey Filistin, senin için öleceğim

***

Yıllarca bu şiirin bir şehir efsanesi olduğu söylendi. Sony resmi olarak kabul etmedi ama bazı forumlarda dönemin Sony çalışanlarının evet bu şiir var dedikleri dolaşıma girdi. Fakat gerçekliği epey süre askıda kaldı.

Ta ki 2014’e kadar. Ona sıra gelecek.

Şimdilik bilmemiz gereken şu : şiirin yazıldığı ve yakın çevresinde dolaşıma girdiği yıl, MJ’nin hayatındaki en büyük fırtınaların başladığı yıl.

1993–1995: Tesadüf değil, tuhaf bir senkron

Şiirden yalnızca birkaç ay sonra ilk istismar suçlaması patlıyor.

FBI Neverland’i ( MJ’nin evine yaptırdığı ve zaman zaman çocukları ağırladığı lunaparklı kompleks) arıyor.

Medya savaş naralarıyla saldırıyor.

Fiziksel kanıt yok ama linç var.

1995’te “They Don’t Care About Us” yayınlandığında bir başka kriz kopuyor. Şarkının ilk hâlindeki şu satırlar dünya çapında hedef alınıyor:

“Jew me, sue me… kick me, kike me.”

MJ, “Ben sistemden bahsediyorum” diyor.

Ama anti semitizmle mücadele adı altında İsrail yandaşlığı pompalayan ADL adlı etkin kuruluş ve Simon Wiesenthal Center “Hayır sen Yahudilere laf ettin!” Diyorlar ve küresel kampanya başlatıyorlar. Tam sayfa kınama ilanları veriliyor gazetelere.

Sony baskı altında sözleri değiştiriyor.

Yine de Klipler görünmez hâle getiriliyor. . Tuhaf biçimde bu şarkı kültür endüstrisi tarafından rahatsız edici bulunuyor.

MJ güç mekanizmasının damarına ikinci kez basmış oluyor.

2003–2005: Beraat eden beden, beraat etmeyen imaj

İkinci dava geldiğinde tablo aynı.

14 suçlama.

7 gün duruşma.

10–0 beraat.

FBI’ın 333 sayfalık dosyası tertemiz.

Ama olan oldu çoktan.

Gerçek öfkenin hızına yetişemez.

Bahreyn yılları: Sessizliğiyle bile rahatsız eden dönem

2005 sonrası MJ Bahreyn’e taşınıyor.

Camilere gidiyor.

Ezan dinliyor.

İslam’a yaklaştığı konuşuluyor.

Zaten Jermaine ve Janet Jackson çoktan Müslüman olmuş.

Bir milyar kişinin kalbinde taht kurmuş bir ikonun Bahreyn süreci aslında nereden baksanız haber. Ama stratejik bir sessizlikle geçiştiriliyor.

2009: Ölüm – ve aniden çöken tuhaf sükûnet

Resmî ölüm sebebi: propofol zehirlenmesi.

Konrad Murray suçlu bulundu.

Ve birkaç ay sonra dosya kapandı.

O adı konmayan ‘nihayet’ rahatlaması, hayranlarının aklına takılı kaldı….

2014: Julien’s Auctions ile şiir resmen ortaya çıkıyor

Mayıs 2014’te Julien’s Auctions, “Music Icons, Legends & Rebels” kataloğunda LOT #424 olarak bu iki sayfalık el yazması şiiri listeliyor.

21.250 dolara satılıyor.

Fotoğraflı, sertifikalı, otantik.

Böylece tartışma tamamen kapanıyor.

Şiir gerçek.

Filistin şiiri gerçek.

MJ’nin el yazısı gerçek.

Akabinde bu olaydan bağımsız olarak MJ Estate çalışmalara başlıyor.

Spotify dinlenmeleri yükseliyor.

Xscape albümüyle genç kuşak MJ’yi yeniden keşfediyor.

Pop tarihinde benzeri olmayan bir şey oluyor:

MJ öldükten sonra ikinci kez kültürel olarak yükseliyor.

Ve sonra:

2019: "Leaving Neverland" patlatılıyor

Leaving Neverland belgeseli tabutunun üzerine tekrar toprak atıyor .

Ama belgeselin inandırıcılığını bitiren şey basit: İddiayı anlatan iki isim, aynı iki isim, 2005’te mahkemede yemin etmiş ve MJ’yi savunmuştu. Üstelik istismar dedikleri tren istasyonu, söyledikleri tarihten iki yıl sonra inşa edildi. FBI’ın 333 sayfalık dosyasında da tek bir suç bağlantısı yoktu; yani belgesel gerçeğin değil, hikâye kurgusunun peşindeydi.

Şimdi şu soruyu sormak makul değil mi?

Michael Jackson gerçekten pedofil olduğu için mi kültür haritasından silindi?

Yoksa ailesinde iki kişinin İslam’a yönelmesi, kendisinin Filistin’e şiir yazmış olması, sistem karşıtlığını milyonlarca kez dinlenecek şarkılarında yapma eğilimi göstermesi ve bir milyar kişiye hitap eden bağımsız bir ikon hâline gelmesi yüzünden mi?

Belki de mesele suç - masumiyet tartışmalarının çok ötesindeydi.

ADL’nin, AIPAC çevresinin ve kültür endüstrisinin gözünde MJ artık sıradan bir pop yıldızı değil; yanlış yerde, yanlış ışıkla parlayan bir bilinçti.

Belki de Kültür üretimini kontrol eden mekanizmalar açısından MJ, müzikal değil, ideolojik bir tehdit hâline gelmişti.

Bir milyar insanın zihnine değen bir ikon...

Filistin’e dua eder, sistemin dilini eleştirir ve ailesi içinde İslam’a yönelen bir damar belirirse…

Bu tabloya verilen siyasi adı herkes bilir:

Nükleer başlıklı kültürel bomba.

Ve sistemin refleksi her zaman aynıdır:

Önce itibarı çökert, sonra efsaneyi göm.

Ve bir ihtimalin belirmesine bile engel ol.

2023–2025: Dua geri döndü, timeline tamamlandı

Şu an teknolojinin, sistemin unutturmaya çalıştığı şeyi geri çağırdığı evredeyiz.

AI modelleri MJ’nin “Palestine” şiirini onun sesiyle yeniden dolaşıma soktu.

Sanki dün kayıt yapılmış gibi.

Böylece 1993’te yazılan dua,2014’te doğrulanan belge, 1993’ten 2019’a kadar biteviye gömülmeye çalışılan imaj 2025’te geri dönen ses ile aynı çizgiye bağlandı.

Son soru

Bu yazı MJ’yi aklama denemesi değil.

Ama bir kültür endüstrisinin neyi, kimi, neden hedef aldığını sorgulamak için elimizde yeterince veri var.

Ve bu soruyu artık korkmadan sorabiliriz:

Michael Jackson’ı bitiren iddialar mıydı, yoksa Filistin’e yazdığı o iki sayfalık dua mı?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar