Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık ‘İyi gıda’ için ne yapmalı?

        Güneş AKSÜS / GAZETE HABERTÜRK

        İnsan sağlığını tehlikeye atan gıda sahtekârlıkları ve taklitler Türkiye gündeminden düşmüyor. Türkiye Ziraatçılar Derneği’nin (TZD) yaptığı hileli gıdalar araştırmasına göre; gıda terörü çok can alıyor.

        Şekerlemelerin içine domuz jelatini, tavuk dönerin içine inek memesi katılıyor, yağ ve kemik külündense lahmacun yapılıyor. Gıda sektöründe 400 bin civarında işletme varken, bunun sadece 40 bini kayıtlı. Geri kalan 360 bin firma kayıt dışı çalışıyor. Kayıt dışılığın getirdiği ekonomik kayıp 7-8 milyar lira. Firmaların dışında hileli gıdaların da sektöre maliyetinin 25-30 milyar lira olduğu tahmin ediliyor. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı müfettişler tarafından bu yılın ilk 6 ayında 325 bin denetim yapıldı. 5 bin 375 firmaya toplam 27.5 milyon TL para cezası kesildi. Yukarıda okuduğunuz satırlar sizi korkutuyor mu? Biliyorum ve çok da iyi anlıyorum. Ben beslenme uzmanıyım, diyetisyenim, aynı zamanda da tüketiciyim. Ben de evime güvenilir gıdadan başka bir şey sokmak istemiyorum. Ben hangi besinin neye iyi geldiğini, ne zaman, ne kadar, nasıl yeneceğini ve insan sağlığı üzerine etkilerini bilirim. Ama benim önerdiğim besin dışarıda nasıl satılıyor? Güvenli mi? Acaba hileleri neler? Bunları bilemem. Bilmek için elimden geleni yapıyorum. Aldığım ürün hakkında ayrıntılı bilgi almadan, içinde ne var bilmeden önermiyorum. Gittiğim yerde yediğim yemekte ne var ne yok öğrenip danışanlarımla paylaşıyorum. Yukarıdaki bilgiler bize önemli uyarılar yapıyor. Gelin ben başlıkları büyük büyük yazayım, siz de kendinizi ve ailenizi ‘kötü gıda’dan koruyun.

        1. Önce öğrenin. Ne yediğinizi ne kadar yediğinizi bir gözden geçirin. Nereden aldığınızı da... Marketten mi, pazardan mı, köyden mi geliyor? “Onda hile var, bende yok” diyenlere inanıyor musunuz? Neden? Samimi, tanıdık, sevimli mi geliyor? Buna göre seçerseniz durumunuz vahim. Ne yediğinizi bilmek hakkınız. Tanıdık diye güvenmeyin. İçinde ne var, ne yok elinizden geldiğince sorgulayın.

        2. Sertifika, belge? “Denetimler zaten yapılmıyor, herkes tanıdıklarla iş hallediyor” diyenler var. Ben de bazen böyle düşünmüyor değilim. Köyde tavuk yetiştiren abinin hijyenine, yemine, tavuğunun hasta olmadığına kim garanti verebilir? İçine su ilave ederek açık süt satanları nasıl anlayabilirsiniz? Ya yıllardır tanıdığınız biriyse bunu yapan? Denetimden geçen, gerekli sertifikaları alan güvenilir markaları ve firmaları tercih edin.

        3. Denetimi kim yapar? Hijyen, denetim, kontrol, gıdanın doğru üretimi, doğru saklanması kontrolleri gıda mühendisleri tarafından yapılıyor. Ülkemizde bu konuda çok eksik var. Gıda mühendislerine daha çok iş sağlanmalı. Bu denetimleri onlar yapmalı ve kötü, hileli gıdalara gerçekten çok büyük cezalar verilmeli.

        4. Gerçek diyetisyen Gıda firmalarının kaçında diyetisyen/beslenme uzmanı çalışıyor sizce? Sayıyı buraya yazmaya utanıyorum. Beslenme uzmanı çalıştırmayan marka ne kadar büyük olursa olsun, bana kendini ispatlayamaz. “Sağlıklı besinler üretiyorum. Size zarar vermiyorum, gelecek nesilleri düşünüyorum” diyorsanız ekibinizde mutlaka gıda mühendisi ve beslenme uzmanı olmak zorunda. Aman karıştırmayın, bu 2 meslek ayrı görevlerde çalışır. İşleri aynı değildir. Bu sebeple birini alıp “Nasılsa 2 işi de yapar” demeyin. Bu da sizin işi bilmediğinizi gösterir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ