Kılıçdaroğlu: Faizlerin daha da indirilmesi lazım

"TÜRK LİRASINA GÜVEN YOK OLDU"

Demokratik bir rejimimiz vardı. Eksiğiyle, fazlasıyla. Meşru olmayan koşullarda bir referandum yapıldı ve tek adam rejimine geçildi. Bugün geldiğimiz noktada tablo nedir? Tek adam rejimine geçtikten sonra büyüme hızımız binde 3 oldu. Hani her şey çok hızlı olacaktı? Hani Türkiye hızlı büyüyecekti? Milli gelirimizde artış olacaktı, son 1 yılda 135 milyar dolar düştü. 882 milyar dolardı, 747 milyar dolara düştü. Kişibaşına gelir de 1773 dolar düştü. 10 bin 849 dolardı, 9 bin 76 dolara düştü. Türk lirası değer kaybettiğinde bir propaganda başlatılmıştı; dolarlar yakıldı... Bugün herkes nakit tasarrufunu dolar bazında yapıyor. Türk lirasına güven yok olmuş durumda. Son 10 ayda banklarda artan döviz miktarı 28 milyar dolar.

"ADALETE GÜVEN DÜŞTÜ"

Yargıtay Başkanı 'Yargıya güven yüzde 30'lara düştü' dedi. Adalet dağıtma konumundaki bir insan bunu söylüyorsa, hukuka güvenden bahsedemezsiniz. Cumhurbaşkanı Yardımcısı da 'Yüzde 38'dir' dedi. Siyasi müdahalelere bu kadar açık değildi. TBMM'nin itibarı... Bu Meclis'in yetkileri büyük ölçüde elinden alındı. Bir ülkenin parlamentosu bu konuma düşürülürse, o ülkede güvenden söz edilebilir mi?

EKONOMİ ELEŞTİRİLERİ

Bugün dünyada bütün finans çevrelerinde, Türkiye Merkez Bankası'nın itibarı kocaman bir sıfırdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin en önemli bir kurumunu nasıl itibarsız kılabilirsiniz? İç ve dış borçlar tam bir felaket. 2018'in ilk üç ayında toplam 986 milyar liraydı. Şimdi 1 trilyon 265 milyar liraya çıktı. Cumhuriyet kurulurken, Osmanlı'nın borçları son kuruşuna kadar ödendi. Şimdi Türkiye, talimat alma noktasına gelmiştir. Bu borçlanmanın bedeli olarak da Londra'daki bir avuç tefeciye Türkiye Cumhuriyeti bütçesi teslim edilmiştir. Hiç olmadığı kadar faiz ödeniyor.

Güçlü devlet, üreten devlettir. Her alanda üreten devlet, dünyada saygın devlettir. Tek adam rejiminde Türkiye üretimden koparılmaya başlandı. Her şeyi ithal etmeye başladık. Bu güzel topraklarda tamamını üretmemiz gerekirken çiftçimiz perişan, biz dışarıdan getiriyoruz. Siz bu devasa ekonomiyi bir bakkal dükkanını yönetmemiş bir damadaemanet ettiniz. Baba-oğul devleti yönetiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir örnek var mı? Fakirlik, yoksulluk bilmeyen bir kişiyi getiriyorsunuz fakirliği, yoksulluğu çöz diyorsunuz.

"FAİZLERİN DAHA DA İNMESİ LAZIM"

Enflasyon olunca, hayat pahalılığı çıkıyor. Asgari ücret getirdiler, yüzde 26 zam yaptılar. Satın alınan ürünlere son bir yılda bulgur yüzde 32, kuru fasulye yüzde46, salça yüzde 90, çocuk bezi yüzde 40. Bu tablo bir şeyi daha ortaya çıkardı; açlık sınır 2 bin 124 lira. Faizlerin yüksekliğinden şikayet ediyorlar. Faizlerin daha da indirilmesi lazım.Parlamentoya bir yasa teklifi getirdiler, 400 milyar liralık paranın ayrılması öngörülüyor. Kimi kurtaracaklar? Bir avuç kişiyi kurtaracaklar. Çiftçiyi, emekliyi, işçiyi, işsizi, esnafı kim kurtaracak? İşsiz sayısı 8,5 milyona dayandı.

"10 YIL HEBA EDİLDİ"

Karamsar bir tablo çizdiğimin farkındayım. Bu tablodan çıkacağız, çıkmak zorundayız. Bu karamsar tabloyu 4 dolarla açıklayacağım.2013 yılında kişibaşı gelir 12 bin 480 dolardı. 11'inci Kalkınma Planı geldi, 2023'te kişibaşı gelir 12 bin 484 dolar. Bu 10 yılın heba edildiğini gösteriyor. Biz söylesek 'İftira atıyorlar' derler. Bunu 11'inci Kalkınma Planı söylüyor. Dünyada 10 yılda milli gelirini 4 dolar artıran bir ülke göstersinler. Bu yıkım tablosudur.

Büyükelçiler Türkiye'yi temsil edecek. Dış politika konusunda tek cümle kurmayan insanlardan büyükelçi mi olur? Kibir, devletin temeline dinamit koymaktır. 'Karnını doyurduk, bize oy vermediler' diyor. 8,5 milyon insan açken kimin karnını doyurdun? 82 milyon vatandaş vergi ödüyor, bunun hesabını ver; nereye, nasıl harcadın? Artık AK Parti'nin çözüm üretme kapasitesi bitmiştir.

"ÇÖZÜM ÜRETME ZORUNLULUĞUMUZ VAR"

Yerel seçimlerde büyük bir başarı elde ettik. Bu başarı, halkın demokrasiye bağlılığıdır. Tek başına bizim başarımız değildir. Biz onlara bir söz verdik. Dertleri anlatıyoruz. Biz vatandaşı bu girdaptan nasıl kurtaracağız? Bizim çözümler üretme zorunluluğumuz var. Sorunları biliyoruz, çözümleri de üretmek zorundayız. İktidar olmadığımıza göre, yerelde de önemli yerlerde iktidar olduğumuza göre artık bizim bazı temel konularda ortak hareket etmemiz lazım.

BELEDİYE BAŞKANLARINA 7 TEMEL KURAL

Güveni sağlamanın yolu belirlediğimiz 7 temel ilkeden geçiyor. Bu size olan güveni sağlayacaktır. Bu ülkeden yaşayan hiç kimseyi ötekileştirmemek lazım. Bu bizim görevimizdir. Hizmeti belli kişiler için değil, halk için üretin. Bizim görevimiz akrabalar, yandaşlar için değil, belde halkının tamamına hizmet götüreceğiz. Fakir mahallere pozitif ayrımcılık yapın. Bizim yönettiğimiz kentlerde kadınlara, engellilere pozitif ayrımcılık yapmak zorundayız. Harcadığınız her kuruşun hesabını verin. Belediyede siyaset yapacak kişi varsa kapının önüne bırakabilirsiniz, sadece belediye başkanları siyaset yapacaktır. Belediyede yapacağınız her atama liyakatlı olacak, talimatınızı yapacak. Talimatı yapmıyorsa görevden alabilirsiniz. Belediyeyi adaletle yöneteceksiniz. Kimsenin işiyle ve aşıyla uğraşmayın.Sizlerden belli dönemlerde bilgi isteyeceğiz. Bunları kamuoyuyla paylaşacağız. Sorumluluklarınız ağır. Zor koşullarda görev yapıyorsunuz. Baskılar da gelecektir üzerinize. Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı ve yetkisi yok. Beldede demokratik bir ortam yaratacağız. İşimiz zor ama işimiz çok güzel."