Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam "Kayıp Mu kıtasının raporları da kayıp"

        Anneannesi Osmanlı Saray'ının sultanı, bir dedesi Atatürk'le adı husumetle anılan, tarihin karizmatik ve tartışmalı kişiliklerinden Enver Paşa... Diğer dedesi, Atatürk'ün yakın adamlarından, Meksika'ya Türklerle-Mayaların ilişkisini ve kayıp Mu kıtasını araştırmak üzere gönderilmiş Tahsin Mayatepek... Dedesi Enver Paşa'nın merasim üniformasını geçtiğimiz günlerde Harbiye Askeri Müzesi'ne bağışlayan Osman Mayatepek'le iki dedesini, deldelerinin Atatürk'le ilişkisini konuştuk.

        Aycan Saroğlu

        Fotoğraflar: Mehmet Al

        Murat Bardakçı geçtiğimiz günlerde "Harbiye'deki Askeri Müze'ye sessiz sedasız bir bağış yapıldı" diye yazdı. Bardakçı, Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlü ismi, Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa'nın torunu olan Osman Mayatepek'in, büyükbabasının merasimlerde giydiği süvari üniformasını müzeye bağışladığını söylüyordu. Enver Paşa ile Sultan Abdülmecid'in oğlu Süleyman Efendi'nin kızı Naciye Sultan'ın torunu Osman Mayatepek, impartorluk ile cumhuriyet arasında bir köprü gibi. Bir dedesi Enver Paşa, diğer dedesi Tahsin Mayatepek yani Atatürk'ün kayıp Mu Kıtası'nı ve Türklerin Mayalarla ilişkisini araştırmak için Meksika'ya gönderdiği ilk maslahatgüzar. Osman Mayatepek'le dedelerini konuştuk...

        - Enver Paşa'nın merasim üniformasını Harbiye'deki Askeri Müze'ye bağışladınız, neden?

        Uzun zamandır düşünüyordum, en uygun yer Askeri Müze'ydi. Başka şeyleri de hibe edebilirim. Enver Paşa'yla ilgili bir hayli eşya var; Kaiser Wilhelm'in hediye ettiği tabanca, bir Alman başlığı, kılıçlar, at kırbaçları...

        - Bir dedeniz Osmanlı Sarayı'ndan, diğeri ise Atatürk'ün yakınlarından Tahsin Mayatepek. Tahsin Bey, Atatürk'ün yakın dostu muydu?

        Çok yakın değil ama dostuydu. Naciye Sultan anneannemdi. Enver Paşa hanedandan değil, fakat Harbiye Nazırı. Zamanın kuvvetli bir şahsiyeti. Tahsin Bey, Türkiye Cumhuriyeti'nin Meksika'ya gönderdiği ilk temsilci. Mayalar ve Mu Kıtası'nı, bunların Türklerle ilişkisini araştırıyor; 1932-1938 yılları arasında yazdığı raporları da hem Atatürk'e hem Türk Dil ve Tarih Kurumu'na gönderiyor. Atatürk konuya ilgi duyduğu için ona ayrı bir kopya gidiyor. Ama dört rapor kayıp. Atatürk herhangi bir cumhurbaşkanı değil, ona gönderilen kopya nasıl kayıp olur? Sanırım, raporların özellikle dini açıdan sakınca doğuracağı düşünülüyor.

        SOYADI MAYALAR'DAN GELİYOR

        - Tepek soyadı da Mayalardan geliyor galiba; tepe demekmiş. Bu soyadını taşıyan yalnız siz mi varsınız?

        Evet. Oralarda çok tepek var, çapultepek gibi... Kızım Mihrişah Mayatepek söz verdi, evlense bile soyadını koruyacak. Dedemin araştırmaları doğrudur yanlıştır tartışılır, ama bir doğruluk payı varsa sürmesini isterim.

        - Tahsin Bey'in Meksika'ya gidişi nasıl olmuş?

        Kendisi istekte bulunmuş, Atatürk de meraklıymış, "Git" demiş. Meksika'da kilimlerdeki desenler bizimkilere benziyor. Lisanları da benziyor; mesela Arizona'da bir göl var, adı Hava-Su.

        - İlginç bir ailede büyümüşsünüz, kendinizi hangi tarafa daha yakın hissediyorsunuz; Osmanlı'ya mı Cumhuriyet'e mi?

        Annem Türkan Mayatepek bu konuda çok dikkatliydi. Osmanlı'ya karşı sevgi-saygıyla büyüdüm. Tarihini inkar eden bir millet, millet olamaz. Osmanlı, bir imparatorluk. Annem Türkan Mayapetek de bir hanımsultan. Ama bunu hiç kullanmadı. Sadece bir kez... Babam Hüveyda Mayatepek Viyana elçisiyken, Belçika büyükelçisi hep soylu ünvanlarıyla davetiyeler gönderirmiş. Annemin de tepesi atmış, "Prenses Türkan meşgul, gelemeyecek" diye yanıtlamış.

        - Anneanneniz eşi Enver Paşa'yı kaç yaşında kaybetmiş?

        26 yaşında. Enver Paşa idealist, romantik ruhlu bir adam. Müthiş bir vatan sevgisi var. Çok duygusal, mektuplarından belli.

        ATATÜRK'ÜN GÖZLERİ DOLDU

        - Enver Paşa ile Mustafa Kemal aynı yaşlardalar. Enver Paşa Milli Mücadele'ye katılmak istemiş ama kabul edilmemiş...

        Aralarında büyük bir çekişme olduğu kesin. 1. Dünya Savaşı'nda Enver Paşa sivrilmiş, Mustafa Kemal altta kalmış. Ama Enver Paşa'nın ona saygısı var, güveniyor. Enver Paşa Milli Mücadele için gelmek isteyince, Mustafa Kemal haklı olarak çekinmiş. "Hala Enver taraftarları var, başıma bela mı olur" diye düşünmüş olabilir. Enver Paşa'nın kaleme aldığı mektupta şöyle yazıyor: "İstersen bir nefer olarak geleyim. Savaşmaya hazırım." Atatürk "Gelme" demiş. Ama karşılıklı saygı var. Kılıç Ali'nin oğlu Altemur Kılıç bana anlattı; Kılıç Ali, Atatürk'e Enver Paşa'nın şehit olduğundan söz edince Atatürk'ün gözleri dolmuş, "Yiğit adamdı, Allah rahmet eylesin" demiş.

        - Anlaşamasalar bile onu takdir ediyor yani...

        Hem sayıyor, hem takdir ediyor. İkisi de kuvvetli, ihtiraslı şahsiyetler ama saygı yok olmuyor. Enver Paşa başkumandan olarak Çanakkale'yi teftiş ederken tüm komutanlara uğruyor, Mustafa Kemal'e gelince, "Vaktim kalmadı, İstanbul'a gideceğim" diyor. Mustafa Kemal müthiş içerliyor. Enver Paşa'nın etrafındaki bazı şakşakçılar "Çok iyi ettiniz paşam, zaten o haddini aşıyor" diyor. Enver Paşa "Onu bunu bırakın, Allah korusun bana bir şey olursa, yerime geçebilecek tek adam odur" diye cevap veriyor.

        - Anneanneniz Naciye Sultan nasıl biriydi? Hüzünlü müydü?

        Zor günler geçirmiş, çok şey görmüş. Ama şahsiyetli kadındı. Bir hafta içinde varınızı yoğunuzu terk edip gidiyorsunuz, bir daha ne zaman geleceğiniz meçhul... Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa, Atatürk'ün de dostuydu, o olmasa çok sıkıntı çekebilirlerdi. Nuri Paşa, Atatürk'e "Enver Paşa'nın çocukları aç bilaç, Naciye Sultan'ı üzmeyelim" demiş. Atatürk de "Ne lazımsa yapın" demiş.

        ALMAN KADINLAR ENVER PAŞA'NIN PEŞİNDEYMİŞ

        - Enver Paşa'nın hikayesi bir Hollywood belgeseli olabilecek nitelikte...

        Kesinlikle. O dağdan bu dağa gidiyor... Uçağı düşüyor, kaçırılıyor. Kendini Almanım diye Ruslar'a yutturuyor ve bunlar 10 seneye sığıyor; 32-42 yaşları arası.

        - Yakışıklıymış da...

        Almanya'da askeri ateşeyken bütün hanımlar, kocalarına çaktırmadan, "Beni ara" diye kart verirlermiş. Ama Naciye Sultan'a büyük bir aşkla bağlı, "Arada kaçamak yapayım" filan yok...

        - 1996'da Enver Paşa'nın naaşı Tacikistan'dan getirildi. Neler hissettiniz, anneniz sağ mıydı?

        Annem vefat etmişti. Dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel büyük bir jest yaptı; askeri uçak gönderdiler, yüksek düzeyde merasim düzenlendi.

        OSMANLI AİLESİ ZARİF VE GÖSTERİŞTEN UZAKTI

        - Saray kültürü nasıl bir kültürel şekillendirme yarattı sizde?

        Ben çocukken Osmanlı ailesinin birçok mensubu hayattaydı. Zarif ve gösterişten uzaklardı. Aile fertleri mütevazı, enteresan hayatlar yaşamışlar. Bir terbiye kavramları var. 14 yaşında filandım, şoförle bir yere gideceğiz, arkaya oturdum... Babam "Ne yapıyorsun, geç öne otur" dedi. "Niye, sen hep arkada oturuyorsun" diye cevap verdim. "O benim şoförüm, benim bir makamım var. Sen çocuksun, bu adama saygı duyacaksın" dedi. 45 yaşına kadar arkada oturdum.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ