Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kredi Garanti Fonu (KGF) kamu ile özel sektör işbirliğinin güzel bir örneği olarak ortaya çıktı. KGF aracılığıyla 2017’de kullandırılan 218 milyar liralık kredi şirket kârlarını coşturdu.

        -KGF’nin kefaletiyle bankalar tarafından kullandırılan kredilerle sanayi şirketlerindeki borçlar adeta patlama yaptı. Birinci 500 Büyük’ün toplam borcu 2017’de yüzde 18 artışla 447.2 milyar liraya yükseldi. İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu’nun borçları ise geçen yıl yüzde 48.8 artarak 62.2 milyar liradan 92.5 milyar liraya vardı.

        -İlk 500’ün özvarlık artışı ise yüzde 12.7 ile 263.3 milyar liraya çıkarken ikinci 500’ün özvarlığı yüzde 16.4 artışla 47.3 milyar lira oldu.

        KÜÇÜKLERDE BÜYÜK BORÇLANMA

        -Buna paralel de borçların toplam kaynaklardaki payı ilk 500’de yüzde 37.1’e, ikinci 500’de yüzde 39.5’tan yüzde 33.8’e indi. Borçların payı ise yüzde ilk 500’de yüzde 62.9’a ikinci 500’de yüzde 60.5’ten yüzde 66.2’ye sıçradı.

        Buradan çıkan sonuç sanayinin büyüklerine göre küçükleri daha hızlı borçlanmış.

        -Bu borçlanmaya paralel bir kâr sıçraması da gerçekleşti. Hem yıl bazında kârlar sıçradı hem de küçüklerin kârındaki sıçrama büyük oldu. Büyüklerin kâr sıçraması daha küçük kaldı.

        -500 Büyük Sanayi Kuruluşu geçen yıl dönem kârı yüzde 40.7 artırarak 37.7 milyardan 53.1 milyar liraya çıkardı.

        İkinci 500 Büyük’ün kârı ise 4.4 milyar liradan 7.4 milyara çıktı ve yüzde 67.2 gibi çok yüksek oranlı bir sıçrama gösterdi.

        KGF KREDİLERİ KÜÇÜKLERE

        -Bağlı olarak öz sermaye kârlılığı da ilk 500 Büyük'te yüzde 16.2’den 2017’de yüzde 20.2’ye yükselirken, ikinci 500’de 10.9’dan yüzde 15.6’ya çıktı. Büyüklerde uzun vadeli ortalama kârlılık düzeyi olan yüzde 15’in üzerine çıkılmışken, ikinci 500 Büyük bu oranı henüz yeni yakaladı.

        -Türkiye’de finansmana erişimde zorlanan, daha yüksek maliyet ödeyen orta ve küçük ölçekli şirketler. KGF’nin devreye sokulması ile risk ölçülü bir şekilde Hazine tarafından üstlenildi.

        Sonuçta KGF kredilerinin yüzde 74.4’ü KOBİ’ler, yüzde 25.6’sı KOBI dışındaki şirketlere kullandırıldı. Daha çok borçlanan taraf, aynı zamanda kârını patlatan taraf oldu. Borçlanabilen kârını artırdı. Bir yerde ne kadar çok borçlanma o kadar kâr artışı ve büyüme sonucuna çıkıyor.

        KÂRIN VE BÜYÜMENİN ANAHTARI

        –Kişi başına gelirde henüz orta kademedeyiz. Nüfus artışı hızlı ve bağımlı nüfus da yüksek. İşsizlik de yüksek ve bütün bunlardan dolayı tasarruf etme olanakları sınırlı. Buna karşılık pek de sermaye dostu olduğumuz söylenemez. Sermaye piyasasını geliştirmeye niyetimiz de yok, yeteneğimiz de. Sermaye kanaması da buna eklendiğinde borçlanarak iş yapmak kaçınılmaz oluyor. Bütün bu nedenlerle Türkiye’de iş yapmanın, büyümenin, para kazanmanın yolu borçlanmaktan ve bu borcu da dışarıdan almaktan geçiyor.

        -Şimdiye kadar yapılan da bu. Özel sektörün dış borçlarının 326 milyar doları aşması, yine toplam borçlar içinde döviz borçlarının yüzde 56 ile dünyanın en yüksek dolarizasyonlarından birini oluşturmasının altında bu gerçek yatıyor.

        -Bugün yaşadığımız en büyük risk ve zorluk da burada. Gelinen aşamada da iç ve dış, birden çok nedenle borçlanma olanakları artık çok kısıtlı. Buna bağlı gelişmeleri tahmin etmek de artık size kalsın.

        Diğer Yazılar