Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak yılsonuna kadar 6 ayrı sektörde KDV ve ÖTV indirimlerini açıkladı.

        Merkez Bankası enflasyon nedeniyle sıkı para politikası duruşunu sürdüreceğini açıkladığı güne denk gelen vergi indirimleri, mali gevşeme yaratacağı kuşkusuyla negatif algılandı. Dolar kuru 5.47’ye kadar gerilemişken 5.63’e kadar sıçradı. Dün kur yeniden aşağıya yöneldi.

        Yeni teşvikler

        - Halbuki açıklanan destekler bu kadarla sınırlıysa sorun yok. Bütçe gelirlerini düşürmez. Çünkü otomobil satışlarının yüzde 72 gerilediği bir aydan sonra ne yapsanız yeridir. Konut satışları çift haneli geriliyor. Getirilen teşvik yüzde 18’lik KDV’nin düşürülmesi ki, bu kapsama giren konut sayısı (net 150 metrekare üstü) son derece az. Ama alım satım vergilerindeki 1 puanlık indirim net bir teşvik.

        - Fakat piyasayı açacak, canlandıracak düzeyde değil. Mobilya ve beyaz eşyada ise büyük durgunluk yaşanıyor ve hükümete bir şeyler yapması konusunda büyük baskı vardı.

        Etkisi neden sınırlı kalır?

        - Getirilen bütün bu teşviklerin piyasaları canlandırıcı etkisi son derece sınırlı kalır. Çünkü sorun fiyattan ziyade ekonomik konjonktürde, iş ortamında, tüketim iştahsızlığında veya geleceğe yönelik güvensizlikte.

        - Ana neden de kurların öngörülmeyen biçimde sıçramasında yatıyor. Kur şokunun tetiklediği faiz şoku ve ardından enflasyon şokunun üretici, tüketici ve iş dünyasında yarattığı ciddi bir güvensizlik var. Nitekim ekim ayında TL’nin değerlenmesi üzerine tüketici güvenindeki dramatik düşüş durdu.

        Şokun ilk etkisi ihracata

        - Ekonomide yeni teşvik tedbirlerinin alınmasına yol açan sert inişin yansımasını ithalat rakamlarından net biçimde görüyoruz. Dün açıklanan ekim ayı ithalat ve ihracat rakamları iç piyasadaki keskin durgunluğu ortaya koyuyor.

        - İhracatın yüzde 13 ile çift haneli artışına devam etmesi içinde yaşadığımız sıkıntılı dönemin en pozitif tarafı. Yaşanan kur kaybı, iç pazarın daralması, sanayicileri ve işadamlarını ihracata zorladı. Ekim’deki 15.7 milyar dolarlık ihracat cumhuriyet tarihinin en yüksek aylık ihracatı olarak kayda geçti. Rakam 1980’li yıllarda 1 milyar dolara çıkmıştı. Bu yılın mart ayında da 15.5 milyar dolarla rekor kırmıştı.

        Asıl etki ithalat tarafında

        - Ekonominin içinde bulunduğu durumu daha iyi ithalat rakamları yansıtıyor. 16.3 milyar dolara inen ekim ayı ithalatı yüzde 23.5 azaldı. Bu azalmada tüketim mallarının yüzde 50’ye varan düşüşü, yatırım mallarının yüzde 36’yı bulan azalması daha etkili rol oynadı. Ara malı ithalatındaki azalma ise yüzde 17 ile sınırlı.

        - Üstelik bu azalma, petrol fiyatlarında artışın enerji ithalatını 6 milyar dolar daha artırması ve yine fiyat artışlarının demir çelik ithalatını 2.5 milyar dolar büyütmesine rağmen gerçekleşti.

        İhracatın ithalatı karşılama oranı % 96.7 ile rekorda

        - İthalattaki bu dramatik azalma yanında ihracat artışının da etkisiyle dış ticaret açığı yüzde 93 gibi rekor düzeyde azalarak 5.1 milyar dolardan 529 milyon dolara indi. Yani neredeyse dış ticaretin dengeleneceği bir durumla karşılaşacaktık ki, bu cumhuriyet tarihi boyunca ikinci dünya savaşından sonra kırılan bir başka rekor.

        - Nitekim üçüncü rekor da ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 96.7’ye çıkmasıyla kırıldı. Böylesi bir yüksek karşılama oranı yine 2. Dünya Savaşı sonrasının ikinci en yükseği. Savaş yıllarında dış ticaret fazlası verildikten sonra 1988 yılının aralık ayında ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 99.8 düzeyine varmıştı.

        - Küresel krizin diplerinin yaşandığı Şubat 2009’da karşılama oranı yüzde 93 olmuştu. 2001 krizinde görülen en yüksek oran da yüzde 83 ile Nisan 2001’deydi.

        Diğer Yazılar