Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kısa vadeli koşullar ve küresel konjonktür Türkiye ekonomisinden yana olmaya devam ediyor. Bu anlamda geçen hafta iki gelişme yaşandı.

        - Biri yurtiçi siyasi gelişmeydi ki, Cumhur ittifakını oluşturan AK Parti ve MHP’nin yerel seçimlerde işbirliği sınırlı bir şekilde devam edecek. İşbirliği MHP’nin üç büyük ilde aday çıkartmayacağını açıklamasıyla somutlaştı ve fiilen başladı.

        YEREL DEĞİL İSTANBUL SEÇİMİ

        - Bu illerden en kritik olanı ve gelecek yılların siyasi gidişini de belirleyecek olanı İstanbul seçimi. İstanbul alındıktan sonra iktidar partisi için Ankara’nın kaybedilmesinin ya da İzmir’in alınmasının önemi azalıyor. MHP ile yeniden yakalanan işbirliği ise İstanbul’da iktidar partisinin elini güçlendirdi.

        - İstanbul alındığı taktirde 2023 yılına kadar Türkiye’yi seçimsiz götürme ihtimali güçlenecek. Muhalefet İstanbul’u kazandığı taktirde erken seçimin yolu açılabilecek. Bir yerde gelecek yılların siyasi kaderi ve yerel seçimlerin somutlaştığı il İstanbul olacak.

        DOLARI 5.30'UN ALTINA İTTİ

        - Gerçekleşme farklı olabilir ama en azından piyasaların seçim sonuçlarını okuması bu yönde.

        - Erken seçim ihtimalini azaltan AK Parti MHP işbirliğinin yeniden kurulmasına piyasaların pozitif karşılaması da bundan. Nedenlerden biri budur ki döviz kurunu yeniden ağustos başındaki düzeyine indirdi.

        EKONOMİYE EN BÜYÜK KATKI

        - Piyasaları pozitif etkileyen ikinci ve daha somut neden ise petrol fiyatlarındaki düşüşün hızlanmasıydı. Brent petrolün fiyatı geçen hafta 66.76 dolardan 58.80 dolara inerek bir haftada yüzde 12 düştü.

        - Bunun Türkiye ekonomisine katkısı büyük. Çünkü Türkiye milli gelirine oranla en yüksek enerji ithal eden ülkelerden biri. Yeni Ekonomik Programda bu yıl için 46 milyar dolarlık enerji ithalatı öngörüldü. Bunun yıllık 763 milyar dolarlık GSYH’ya oranı yüzde 6.2 ediyor.

        - Ancak gerçekleşmenin bunun biraz altında kalması mümkün. Çünkü program eylül ayında hazırlandı. Petrol fiyatları o sırada çıkış trendiydi ve daha da yükseleceği tahmin ediliyordu. Hatta gelecek yıl için 100 dolarlık seviyeler konuşuluyordu.

        - Nitekim 3 Ekim’de Brent petrol fiyatı 86.74 dolarla son dört yılın en yüksek düzeyine çıktı. Ardından gevşeme eğilimine girdi. 23 Kasım tarihinde de 58.80 dolara indi. Sadece kasım ayındaki düşüşü yüzde 21.6’ya, 3 Ekim’deki en yüksek düzeyine göre düşüşü de yüzde 32.2’ye vardı. En azından petrol faturası üçte bir oranında geriledi.

        FATURANIN BÜYÜKLÜĞÜ NE?

        - Ekonominin yüzde 7.4 büyüdüğü geçen yıl 54.2 dolarlık ortalama fiyat üzerinden enerji ithalatı 37.2 milyar dolar oldu.

        Bu yılın 10 aylık döneminde de 31.9 milyar dolarlık enerji ithal edildi. Aylık 3 milyar dolar üzerinden bu yılki ithalat toplamı geçen yılı bulacak gibi.

        - Fatura aynı görülebilir ama büyüme muhtemelen yarı yarıya düşüş gösterecek. Ekonomik faaliyetlerle birlikte enerji kullanımının düşmesine karşılık ithalatın aynı kalması aradaki fiyat artışından kaynaklandı. Orta Vadeli Programda (YEP) bu yıl için tahmin edilen petrol fiyatı 72.8, TCMB’nin tahmini 75 dolar. Son fiyat düşüşleriyle birlikte ortalama fiyatlar biraz aşağı gelecek. Bu da yine YEP’te öngörülen 46 milyar dolarlık faturayı yaklaşık 9 milyar dolar kadar azaltacak.

        4 POZİTİF ETKİ BİRDEN

        - Petrol fiyatlarındaki bu düşüş akaryakıtta pompa fiyatlarına da yansıdı. Birikmiş ama pompa fiyatlarına yansıtılmamış fiyat artışları sıfırlandığı gibi, gerçek indirimler yapılmaya başlandı. Dolayısıyla petrol fiyatlarıyla birlikte döviz kurlarının aşağı gelmesi, akaryakıt vergilerinden kaynaklı olarak bütçe açığını artırıcı etkisi ortadan kalktı.

        - Akaryakıt faturası düşecek olan tüketiciler de başka harcamalara yer açabilecekler.

        - Makro düzeyde ise petrol fiyatları ne kadar aşağı giderse cari açık da o düzeyde daralıyor. Çünkü doğalgaz ile petrol ithalatının toplam faturası cari açıkla başabaş duruma geldi. Yıllık 10 milyar dolarlık enerji ithalatındaki azalmanın cari açığı da o kadar düşürücü etkiye sahip.

        - Aynı şekilde enflasyonu aşağıya çekmede akaryakıt ve doğalgaz fiyatlarındaki düşüş çok etkili. Gıda ve konut giderlerinden sonra enflasyon sepetindeki en yüksek kalem ulaştırma. Aslında konut giderleri içinde doğalgaz ve elektrik giderleri de var. Konut harcamalarının içinden enerji çıkartırsak ve gerçek sepetine atarsak, enerji gideri gıda harcamalarından sonra enflasyonu belirleyen ikinci ana kalem.

        ŞİMDİLİK TADINI ÇIKARTALIM

        Fiyatlar ne kadar aşağı giderse ve bu durum kalıcı olursa Türkiye için o kadar iyi. Fiyat henüz 50’li dolarlara yeni indi. Bu düzeyler petrol ihraç eden ülkelerin ekonomisini etkiler ama ciddi biçimde zayıflatmaz. İhracatçılar ve ithalatçılar için de en uygun ve sürdürülebilir fiyat seviyeleri 50’li seviyeler. En azından bu aşamada ve aşırı fiyat düşüşleri veya yükselişleri olana kadar ABD Başkanı Trump’ın belittiği gibi, “tadını çıkartalım.”

        - Petrol fiyatlarındaki düşüş dünya konjonktürünün Türkiye’ye bir hediyesi. Dünya büyümesinin hız kesmesi ve büyümesinin bir miktar aşağı geleceğinin beklenmesiyle ortaya çıkan bir durum.

        - Nitekim beraberinde ABD merkez bankası FED’in faiz artırımlarında hiz keseceği beklenmeye başlandı. FED’den gelen işaretler de bu yönde. Bu durum doların çıkışını frenledi, faizlerin artışını da. Borsaları ise vurdu denilebilir. Küresel piyasalardaki bu konjonktür de Türkiye lehine denilebilir.

        - Sonuç ise dolar 5.2851’e, Euro da ağustos sonrası ilk kez 6 TL’nin altına geriledi. TL karşısında geçen hafta sepet kur yüzde 1.3, 13 Ağustosa göre de yüzde 27.2 geriledi.

        PETROLE RUSYA TAHMİNİ

        - Kurun daha da düşmesi pozitif haber akışına bağlı. Bu anlamda petrol fiyatlarının daha da gerilemesi doların, euronun değer kaybını, TL’nin değer kazanmasını beraberinde getirebilir.

        - Nitekim geçen JP Morgan’ın petrol fiyat tahminlerini düşürmesi etkili olmuştu. Önümüzdeki günlerde OPEC’in üretimi ne ölçüde kısacağı, fiyatların ne kadar düşebileceği konusunda inandırıcı tahminlerin ortaya atılması belirleyici olabilir.

        - Rusya Merkez Bankası Başkanı da 2019’da ortalama petrol fiyatlarının 55 dolara düşmesini en olası senaryo olarak gördüklerini açıkladı. Başkan yıl içinde fiyatın 35 dolara kadar gerilemesi olasılığı bulunduğunu da sözlerine ekledi.

        Diğer Yazılar