Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Ne akaryakıt, doğalgaz, su ve elektrik fiyatlarında yapılan kayda değer indirimler, ne de giyim ve ayakkabıdaki sezonluk yüksek boyutlu düşüşler enflasyonu ocak ayında düşürmeye yetmedi.

        - Çünkü tek başına gıda ve içecek fiyatlarının yüzde 6.43 artması, ocak ayı enflasyonunu yüzde 1.06 artırmaya yetti. Sepet içindeki ağırlığı yüzde 23.29 ile en yüksek grup olan gıdanın tek başına yarattığı enflasyonun boyutu yüzde 1.5. Konut harcamaları ve giyimdeki fiyat düşüşleri devreye girerek TÜFE’yi yüzde 1.06’ya çekti.

        - Başta Antalya’da yaşanan hortum, fırtına, Mersin, Muğla, Aydın, Manisa’da aşırı yağışlar ve seller sebze üretimini ve seraları vurdu. İklim koşullarından kaynaklanan arzdaki azalmada taze sebze ve meyve fiyatlarını uçurdu. Ocak ayında taze meyve ve sebze fiyatlarındaki artış yüzde 29.71’e vardı. İşlenmiş gıda fiyat artışı ise yüzde 0.88 düzeyinde gerçekleşti.

        ‘AĞUSTOS DOLARI’ İLE YARIŞIYOR

        - Ocak ayındaki yükselişle meyve ve sebzedeki son bir yıllık artış yüzde 64.11’e vardı. Bu atışta da sebze fiyatları başı çekiyor. Son bir yılda sadece sebze grubu fiyat artışı yüzde 80.5’i buldu. Mevcut TÜFE manşet enflasyonunu üçe katlayan bir artış.

        - Ancak dolar alıp satanlar Ağustos 2018’de bu orana varan bir artışı gördüler. Bu anlamda sebze fiyatları ağustos ayı dolarıyla yarışır hale geldi. Geçen yıl dolar 12 Mart’ta 3.80 düzeyinden yükselişe geçmiş ve 13 Ağustos’ta 7.24’e vararak yüzde 90.4 artmıştı. Şimdi doların bu artışı büyük ölçüde silindi ama yerine sebze fiyatlarındaki köpük aldı.

        - Gıda fiyatlarında bir ayda meydana gelen yüzde 6.43’lük aylık fiyat artışı da, enflasyon serisinin yayımladığı 2003 sonrasının en yüksek ocak ayı artışını oluşturdu. Bundan iki yıl önce yine benzer kış koşullarının yaşanmasıyla Ocak 2017’deki gıda fiyat artışı yüzde 6.37’yi bulmuştu.

        MEVDUATTAN NEGATİF FAİZ GETİRİSİ

        - Yıllık enflasyon ise yüzde 20.35 ile yatay seyrediyor. Yılın ilk yarısında da pek düşüş beklenmiyor. İkinci yarıda ise baz etkisinin devreye girmesiyle belli bir düşüş bekleniyor. Yılın sonunda ise TCMB yüzde 14.6’ya inileceğini tahmin ediyor.

        - Bu durumda Merkez Bankası’nın “ikna edici enflasyon düşüşünü” görmek için daha aylarca zaman var.

        - Kaldı ki mevduat faizleri de şimdilik tam enflasyon düzeyine indi. 25 Ocak itibariyle TCMB verilerine göre bankaların mevduata verdiği faizin ağırlıklı ortalaması yüzde 20.61. Bu rakam brüt. Yüzde 15’lik stopajdan sonra geriye yüzde 17.5 net getiri kalıyor.

        - Mevduatın toplam vadesi ise üç ayla sınırlı. Yani önümüzdeki altı ayda bankalardaki mevduat iki kez daha dönecek. Mevcut faiz düzeyinden dönmesi halinde mevduat sahipleri reel kazanç değil, negatif faiz kazancı elde edecek. Parası alım gücünü koruyamayacak.

        - Mevcut ve beklenen enflasyona göre reel faiz için. bankaların mevduat faizlerini 3-4 puan artırması gerekiyor. Böyle bir artış da TCMB’nin politika faizi olan yüzde 24 ile uyumlu.

        MEVDUAT FAİZLERİNİN DÜŞÜŞÜ ZOR

        - Dolayısıyla bugünkü fiiliyatta kredi faizlerinin düşüşünün yükü mevduat sahiplerinin sırtında görünüyor. Negatif getiriye şimdilik rıza gösteriyorlar, çünkü dövize yönelirlerse oradaki kayıplarının daha fazla olacağını tahmin ediyorlar. Yani burada hem gelişmeler hem de beklentilerle ilgili bir durum var.

        - Kısaca enflasyon rakamları bize önümüzdeki aylarda mevduat faizlerinde düşüşe gitmelerinin zor olacağını söylüyor. Yine de bankalar düşüşte ısrar ederlerse tasarruf ve para sahiplerinin tek seçeneği var. Şimdi bu seçeneğin fazla kullanılmaması ise kur konusundaki pozitif beklentilerden kaynaklanıyor.

        Diğer Yazılar