Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sebzede ocak ayındaki şok fiyat artışı şubat ayında hız kesti. Sebze fiyatları genelde artmaya devam etti ama bu artış yüzde 0.85 gibi ılımlı düzeyde kaldı. Ocak ayında sebze fiyatları fırtına, sel ve hortum nedeniyle seraların zarar görmesi sonucu yüzde 29.2 artmıştı.

        Şok artışa karşılık şubat ayında hükümet tanzim satışları başlattı. Tanzim satışlarda fiyatlar belirgin şekilde piyasa fiyatının altında kalırken, marketler de çoğu üründe indirime gitti. İşte bu nedenledir ki, TÜİK tanzim satış yerlerinden fiyat derlemediği halde enflasyonda düşüş gerçekleşti. Yıllık enflasyon yüzde 20.35’ten yüzde 19.67’ye geriledi. Böylece enflasyon ağustos ayından sonra ilk kez yüzde 20’nin altına geriledi. Çekirdek enflasyondaki gerileme de enflasyondaki düşüşün gıda fiyatları ötesine geçtiğinin göstergesi.

        - Enflasyonla birlikte açıklanan sepetteki madde fiyatları ise benim çoğu kez en çok ilgimi çeken kısım oluyor. Mesela bu ay zam şampiyonu yüzde 35 ile marul. Sepete etkisi ise yüzde 0.08 ile çok sınırlı düzeyde. Sadece salata malzemesi. Bir de tavşan yiyeceği. Bu kez tavşan besleyenlere bir amorti çıkmış.

        NOHUTTA NELER YAŞADIK

        - Madde fiyatları arasında özellikle izlediğim ise nohut fiyatları. Çünkü nohutun hem fiyatı yüksekti ve yıllarca kuru fasulye fiyatlarının üzerinde seyretti, hem de üretimde sıçrama yaşandı.

        - Bir de kilosu 4.5 liradan tanzim satışlarına başlandı. Aslında nohuttaki gelişmeler tarımda yaşanan gelişmelerin bir özeti gibi.

        - Türkiye 1990’lı yıllara gelinceye kadar nohutta kendi kendine yeterli olduğu gibi, en büyük ihracatçı konumundaydı. Tarım uzmanı arkadaşımız Ali Ekber Yıldırım’a göre devlet bakliyatları desteklemekten 1980’lerde çekildi. Sonra da unutuldu gitti. Üretim giderek düştü ve Türkiye bakliyatta ithalata bağımlı hale geldi. Her yıl da 100 milyonlarca dolarlık ithalat yapıldı.

        BİR DESTEK DEVLETTEN

        - Ancak Tarım Bakanlığı sonunda işe uyandı. Bakliyata 2008’de kilo başına 10 kuruş olmak üzere yeniden destek verilmeye başladı. Bu rakam 2015 yılına kadar sabit kaldı ve üretimi artırmaya yetmedi. 2015’te destek 20 kuruşu, 2016’da 30 kuruşu ve 2018’de 50 kuruşa çıkarıldı.

        İKİNCİ DESTEK FİYATLARDAN

        - Piyasalarda nohut fiyatları 2016 yılından itibaren çift haneli rakamlara yükseldi. 2017 yılı boyunca yükseldi ve 13.54 liraya kadar çıktı.

        - Hem desteğin 50 kuruşa çıkması hem fiyatın 2016 yılında yüzde 58, 2017 yılında yüzde 23 artması nohut üretimini çiftçi için de, aracı için de çok cazip kıldı.

        - Bunun üzerine bazı çiftçiler buğdayı bırakıp nohuta döndü. Bu nedenledir ki, 2018’de nohut üretimi yüzde 34 artarak patlama yaptı. 470 bin tondan 630 bin tona yükselen üretim, ele aldığımız 2003 yılı sonrası dönemin rekoru oldu.

        BUĞDAY YERİNE NOHUTUN VERDİĞİ ZARAR

        - Buğday üretimi ise 2018 yılında 21.5 milyon tondan 20 milyon tona indi ve yüzde 7 geriledi. İhtiyacın altında kalan üretim karşısında ithalatın kapısı da açıldı. 2018’de toplam hububat ithalatı 1.7 milyar dolardan 2.1 milyar dolara yükseldi.

        - 2018 yılında nohutun üretimi yüzde 34 artarken fiyatı yüzde 22 geriledi. Bu yılın iki ayındaki fiyat düşüşü de yüzde 14’e vardı. Şubat ayında nohutun fiyatı 9.05 TL’yle kuru fasulyenin yeniden altına indi. Tanzim merkezlerindeki ise nohutun kilosu 4.5 liradan satılıyor.

        PLANLAMA VE HAVZA BAZLI ÜRETİM GEREKLİ

        - Yine geçen yıldan itibaren üretim fazlası nohutu TMO 3.25 liradan üreticiden almaya başladı ki, üretici mağdur olmasın, fiyatlar maliyetin altına düşmesin. Çiftçinin ağzı yanarak nohut üretiminden vazgeçmesin diye.

        - Planlama ihtiyacının, oturmuş piyasanın, istikrarlı üretim, tüketim ve arılıkla bütün tarafların makul bir kazanç elde etmesinin ne kadar gerekli olduğunu nohutta yaşanan bu macerada net bir şekilde görüyoruz. Demek ki yüzde 100 kesinlikte olmasa da, genel bir planlama yapılmalı. Teşvikler bu çerçevede verilmeli.

        - Bu planlama yapılıp eyleme geçildiğinde bir taraf düzeltilirken, diğer taraf da yıkılmamalı. Buğday ile nohutta yaşananlar tekrarlanmamalı.

        - Bunun için de havza bazında üretime geçilmeli. Hangi havzanın hangi ürünü ne kadar ekeceği aşağı yukarı belli olmalı. Teşvikler buna göre verilmeli. Tam serbestlik başıbozukluk getiriyor. Ülke de, üretici de, tüketici de kaybediyor.

        Diğer Yazılar