Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Küresel konjonktürün değişmeye başladığı, sermaye hareketlerinin tersine döndüğü ve gelişen ülke kurlarının değer kaybettiği son yıllarda yüksek döviz borcu ve dövizde açık pozisyonu bulunan şirketlere sayısız uyarılar yapıldı. Yazılı, sözlü, resmi özel, yerli ve yabancı kaynaklardan yapılan bu uyarılara pek kulan asan olmadı. Küresel krizle yeni bir ivme kazanan dışarıdan ve dövizle borçlanmaya, açık pozisyonları büyütmeye devam ettiler.

        - Ta ki devlet dövizle borçlanmayı geçen yılın mayıs ayında sınırlayıncaya ve ağustos ayında kur şoku vuruncaya kadar.

        - Nitekim bu şok sonrasında şirketlerin ödeyemedikleri borçlar hızla artmaya başladı. Banka kredilerinde tahsili gecikmiş alacakların, çeklerde karşılıksız çıkma oranının, senetlerde protestonun hızla arttığı bu dönemde iflas ve konkordatolar da yaygınlaştı. Şirket bilançoları bozuldu.

        - Banka kredileri yeniden yapılandırmaya tabi tutuluyor. Hükümet bir yandan şirketleri kollarken ve üst üste yeni finansal paketlerle destek olmaya çalışırken, öte yandan da bankaların durumunu kolluyor. Bu anlamda kamu bankalarına sermaye koydu, bazı özel bankalar da sermaye artırdı.

        AÇIK POZİSYONLAR % 10 KAPANDI

        - Şirketler de dövizdeki açık pozisyonunu, üç yılın ardından yeniden 200 milyar doların altına indirdi. Finansal kesim dışındaki şirketlerin döviz varlık ve yükümlülükleri 2018 sonu itibariyle belli oldu. Şirketler geçen yılın son 9 ayında döviz pozisyonlarını düzeltme yoluna gittiler ve 23.1 milyar dolar azalttılar.

        - Geçen yılın ilk çeyreği sonunda 220.8 milyar dolara ulaşan şirket açık pozisyonu 2018 sonunda 197.8 milyar dolara düştü. 23 milyar dolarlık azalma yüzde 10.5 oranına denk geliyor. Bütün uyarıları dinlemeyen şirketler riskin gerçekleşmesiyle zorunlu olarak ve hızla açık pozisyonlarını kapatma yoluna gittiler.

        - Şirket açık pozisyonlarının azaltılması ekonomi için hayati durumda. Çünkü döviz kurundaki artış oranında şirketlere zarar yazıyor. Kurda kalıcı reel yüzde 10 artışın 200 milyar dolarlık açık pozisyonda şirketlere verdiği zarar 20 milyar dolar. Bunu 5 Liralık dolar kuru hesaplarsak 100 milyar lira eder ki, normal zamanlarda bile reel sektörün tümümün bir yılda ettiği kar bu düzeye ulaşmıyor.

        AÇIĞI KAPATMANIN BEDELİ

        - Tabi ki açık pozisyonu kapatmanın bir bedeli var. Dış borç alınmadığı gibi, borç geri ödemesi yapıldı. Bitişikte yer alan tablodan izlenebileceği gibi, şirketler geçen yılın 9 aylık döneminde dış borçlarını 18.8 milyar dolar azalttılar. Bunu yaparken de en çok kısıntıya gittikleri alan, yeni yatırımlar oldu. Bu nedenledir ki yatırım malı ithalatındaki azalma geçen yıl yüzde 11.5 ile başı çekiyor.

        - Yine dışarıdan borç alamayan şirketler büyüyemiyor. Ya da yurtiçine yönelen şirketler TL kredi kullanırken yüzde 25-30’luk maliyetlere razı gelmek zorunda kaldılar. Aynı bankalardan Euro veya dolar kredisi kullanmaya kalksalar yüzde 5-6 faiz ödeyeceklerdi. Ama kur farkından kaynaklanacak yükü de üstleneceklerdi.

        - Yüksek enflasyon ve yüksek faizle yaşayan Türkiye’de şirketler genelde döviz kredisi kullanarak yatırım yapıyorlar. Çünkü döviz kredilerinin faizi düşük olduğu gibi, uzun vadeli de kullandırılabiliyorlar.

        Diğer Yazılar