Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Faiz indiriminde geç kalmayı telafi ettik.

        Merkez Bankası faizi önden yüklemeli yöntemle yüzde 4.25 düşürerek yüzde 19.75’e indirdi. Hem 4.5 yılın ardından ilk indirimi, hem de 2002 sonrasının en yüksek faiz düşüşü yapıldı.

        -Faiz düşüşünün öncekilerden önemli bir farkı daha var. İlk kez bir TCMB başkanı istenen faiz düşüşünü yapmadığı için görevden alınarak, atanan yeni başkanla böyle yüklü indirime gidildi.

        SINIRINDA DOZU KAÇMAMIŞ

        -Bu anlamda siyasetçinin de karara katıldığı bir faiz indirimi diye tanımlanabilir. Ama belirtelim ki, bu indirim tam sınırına vardırılmış ama dozu kaçırılmamış.

        -Piyasa da ilk günden bu indirimi hazmetmeye başladı. Kur düzeyi anlık dalgalanmalara karşı bir önceki günün altında kapattı. Hazine faizleri geriledi, CDS primi düştü. Borsa ise kısa süreli hızlı çıkışın da etkisiyle satış yedi ve günü düşüşle kapattı.

        İNDİRİM AZALARAK SÜREBİLİR

        -Faizi yüzde 4 puan indirip yüzde 20’ye çekmek varken, 4.25’le 19.75 indirmek ilk bakışta vitrinlerdeki etiketleri akla getiriyor. Sanki yüzde 20 altı telaffuz edilsin ve alışılsın isteniyor. Bu da faizi daha fazla düşürmek yöndeki kararlılığı gösteriyor.

        -Zaten yıl sonunda enflasyon TCMB’nin tahmini olan yüzde 14.6’nın altına inecekse en azından iki toplantı daha faiz düşürme fırsatı var demektir. Hem enflasyon hem de finansal piyasalardaki gelişmeler TCMB’ye bu fırsatı şimdilik veriyor.

        -12 Eylül’de ve 24 Ekim’deki toplantılarda faizler daha küçük oranlarda düşürülebilir.

        Bu indirimlerin oranı dünkü kadar büyük ölçekli olmayabilir. Çünkü indirimler biriktirilmişti, artık faizin üzerinde fazlalık kalmadı.

        - Yeter ki, bu süreçte beklenmedik bir şok ortaya çıkıp pişmiş aşa su katmasın.

        SIRA DİĞER FAİZLERDE

        -Merkez Bankası’ndan sonra sıra diğer faizlere geldi. Faiz düşüşünün işe yarayabilmesi için, Hazine faizlerinin, kredi faizlerinin ve mevduat faizlerinin de düşmesi gerekir. Sadece Merkez Bankası faizinin indirilmesiyle olmaz.

        -Bunun için de en başta Merkez Bankası’nın yeni faiz oranları üzerinden piyasanın talebine göre para vermesi lazım. Likidite temin edebildiğini gören bankalar da dönüp mevduat faizini, politika faizine doğru indirmeye başlayabilir.

        -Merkez Bankası’ndan fonlanan kısmın ve mevduattan gelen kaynakların maliyeti düştükçe, kredi faizleri aşağı çekilebilir.

        İHTİYAT AKÇESİNİN ÖNEMİ

        -Hazine faizlerinin düşebilmesi için, daha az borçlanma yapması lazım. Dün de belirttik, yılın ilk yarısında Hazine piyasaya ödediğinden yüzde 32 daha fazla borçlanmış. Paraya kamu kesiminin daha fazla talep göstermesi faiz artışı ve özel sektöre düşecek kredi tutarının azalması demek.

        -İşte burada Meclis’ten geçen Torba Yasayla 40 milyar liranın üzerindeki TCMB yedek akçesinin Hazine’ye aktarılmasının kritik önemi ortaya çıkıyor. Bu imkanla bütçe açığı azalacak ve Hazine borç çevirme oranı yüzde 100’ün altına inebilecek. Bu yapılabildiği oranda piyasalarda ve ekonomide faiz düşüşü daha iyi hissedecek.

        YANITINI BEKLEYEN SORULAR

        -Faiz indiriminde atılan bu ilk adımdan sonra normalleşme ve ekonominin canlanabilmesi için bazı soruların pozitif yanıtların verilmesi gerekiyor.

        -En başta yurtdışından kaynak gelecek mi? Gelecekse krediler artar. Gelmeyecekse içeride kredi artışı ancak mevduat artışı kadar olur, yerinde sayar.

        -Faiz düşüşü ile dövizden TL’ye geçiş olur mu? Döviz hesapları çözülür mü?

        -Bankaların kredi verme iştahı artar mı?

        -İş dünyası ve girişimciler kredi alıp yatırım yapar mı?

        -Yoksa düşen faizlerden borçlarını ödemeyi mi tercih ederler?

        -Merkez Bankası yedek akçesinin harcanmasından sonra bütçe açığının büyümemesi için, kamusal harcamalarda tasarrufa mı gidilir yoksa yeni vergiler mi getirilir?

        Diğer Yazılar