Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınmasının ardından finansal piyasalar haftanın ilk işlem gününde büyük türbülans yaşadı. Dün Türk Lirası’ndan hisse senetlerine, tahvillerden eurobondlara ve CDS’lere kadar Türkiye finansal varlıkları yüzde 10 civarında değer kaybetti.

        Değer kaybında yüzde 10’un üzerine çıkan da oldu ve en büyük darbeyi yabancı yatırımcıların ağırlıkta olduğu 10 yıllık tahvil ile CDS’ler yedi. 10 yıllık faizler yaklaşık 5 puanlık artışla yüzde 14’ten yüzde 19’a çıktı. Türkiye’nin risk primini gösteren 5 yıllık CDS’ler 306 puandan 452 puana yükseldi ve bir günde yüzde 48 arttı.

        YENİDEN FİYATLAMA SÜRECİ

        -Sıkı para politikasından geri dönülmesi ve gevşek para politikasına geçileceği algısıyla finansal piyasa varlıkları dünden itibaren yeniden fiyatlanıyor.

        -Bu çerçevede hükümet cephesinden gelebilecek açıklamalar ile alınabilecek önlemler dalgalanmanın boyutunu ve süresini etkileyebilir.

        -Finansal piyasalardaki dalgalanmanın yabancı yatırımcılar çıkıncaya ve yeni fiyat dengeleri oturuncaya kadar sürmesi beklenebilir.

        -İş dünyasından gelen yüksek faiz itirazları üzerine Habertürk sitesinde 21 Ocak 2021 tarihli yazımızda şu yorumu yapmıştık.

        REKLAM

        TEPKİ ÇOK SERT OLABİLİR

        -“Sıkı para politikasını erken terk etmeye bu kez piyasa çok sert tepki gösterebilir. Geçmişte yaşananlar birkaç ay gerimizde ve hafızalarda çok canlı. Birkaç gün içinde finansal piyasaları 6 Kasım öncesine dönmüş, hatta daha kötüye gitmiş durumda bulabiliriz. En başta da döviz kurunda tabi ki.

        -Çünkü böyle bir aşama, finansal karar alıcıları 6 Kasım sonrası kazanımların tümünün sıfırlanacağı, hatta daha kötüsünün yaşanacağı endişesine düşürür. Bir kez daha aldatılmış ve bütün umutlarını yitirmiş olarak finansal piyasaların tepkisi ani ve büyük olabilir.”

        FAİZDEN Mİ GİTTİ?

        -Bir dizi gelişmenin etkisi olsa da piyasalardaki şok satışın ana nedeni Merkez Bankası başkanının görevden alınmasıydı. Naci Ağbal’ın niye görevden alındığına yönelik tatmin edici resmi bir açıklama yok.

        -Gelen yorum ve bazı açıklamalar ise görevden almada piyasa beklentisi 1 puan iken, 2 puanlık faiz artırımına gidilmesinin rol oynadığı yönünde.

        -Yeni atanan başkanın faiz karşıtı görüşleri ile tanınmasının, eski başkanın faizden dolayı görevden alındığı savını destekliyor.

        -Ali Babacan’ın dile getirdiği “130 milyar dolarlık rezervin araştırılması” da ilginç bulunarak taraftar topluyor. Ama daha atanmasının başında Ağbal’ın bu durumu Cumhurbaşkanı’na doğruladığı haberleri vardı. Bildiği bir şeyi niye araştırtsın ki?

        -Gerçek durumu ise kararı veren Cumhurbaşkanı açıklarsa öğreneceğiz.

        -Öğrenmekte de büyük yarar var. Çünkü piyasa fiyatlarını etkiliyor ya da yanlış fiyatlamalara ve beklentilere yol açıyor.

        REKLAM

        -Faiz artırımında fazla ileri gittiğinden dolayı görevden alınmışsa genel algı doğru çıkacak. Ancak bu durum pozitif gelişmelerin yolunu açamayacak ve Merkez Bankası’nı ekonomiye kazandıramayacak.

        -Çünkü Merkez Bankası son 20 ayda 3 başkan eskitti ve yıprandı, artık kendi fonksiyonlarını yerine getiremeyecek durumda.

        MERKEZ’İN 3 SİLAHI

        -Temel icraatlarını yapabilmeleri için merkez bankalarının ellerinde başlıca üç araç vardır. Biri faiz silahı, diğeri döviz rezervi, üçüncüsü de yarattığı itibar ve güven.

        -İlk ikisi yoksa üçüncüsü tek başına var olamaz. Ancak ilk ikisinin olması üçüncüyü otomatikman var etmez. Güven ve itibar zaman içinde, yaşanarak ve ispatlanarak kazanılır.

        -Merkez Bankası’nın döviz rezervi ise yeterli ve kendine geniş hareket alanı sağlayacak düzeyde değil. Brüt rezerv az, net rezerv ise eksi. Yetersiz rezerv ile paranın değerini koruma amaçlı müdahaleler yapılmaz.

        -Yapılırsa elde avuçtaki biter. Cephanenin kıt olduğunu bilen piyasalar üzerinize oynar, kısa sürede var olan da kaybedilir.

        -Geriye kalıyor faiz silahını kullanmak. Onu da her durumda değil sadece indirim yönünde kullanacağınızı açıklarsanız, mücadeleyi baştan kaybedersiniz.

        -Çünkü faiz yükseltilirken asıl etkisini gösterir ve can yakar. O zaman bir silahtır ve piyasaları hizaya getirir. Faizin düşürülmesi ise yükseltilmesinin ödülüdür ve gevşemedir.

        PARA NASIL KORUNACAK?

        -Faiz silahını kullanmadan, döviz rezerviyle doğrudan müdahale yapamayan, yani elindeki iki aracını kullanmayan merkez bankası paranın değerini ve istikrarını nasıl koruyacak?

        -Değeri düşük oynaklığı yüksek bir para ile ekonomide ve enflasyonda istikrar nasıl sağlayacak?

        -Rezervi az, faiz silahını kullanamayan bir merkez bankasına faaliyet alanı olarak sadece para basmak ve banknot matbaasını işletmek kalıyor. Bunun için de koca bir merkez bankasına ihtiyaç var mı, diye insan düşünmeden geçemiyor.

        Diğer Yazılar