Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Son dönemde fiyat artışlarına müteahhitlerin itirazları ve işi bırakma girişimleri ile gündeme gelen çimento sektörü Gaziantep’te masaya yatırıldı. Çimento Sanayicileri Birliği Türk Çimento’nun toplantısına sektörün önemli aktörlerinden Birlik Başkanı Fatih Yücelik, Başkan Vekili Adil Sani Konukoğlu ve Başkan Yardımcısı Nihat Özdemir katıldı. Toplantı maliyet hesaplarının ortaya dökülmesi ve sektörün ihracat yaparak maliyetlerini düşürdüğünün anlatılmasıyla geçti.

        Toplantı sırasında dağıtılan dokümanda ise Türk çimento sektörünün 115 milyon kapasite ile üretimde Avrupa’da birinci ve dünyada 5’ci, 1.8 milyar dolarlık ihracatı ile de dünyada ikinci sırada geliyor.

        TÜKETİM 10 YILIN EN DÜŞÜĞÜNDE

        -İnşaat sektöründe 2016 sonrası yaşanan durgunluk çimento sektörünün yurt içi satışlarını düşürdü. Çimento tüketimi 2018’de yüzde 11, 2019’da yüzde 29 gerileyerek ilk kez üst üste iki yıl azaldı. 2019’da 45.4 milyon tona inen tüketim 2000’lerin başına geri döndü.

        -2020’de ise 10 milyon ton artarak 55.6 milyon tona yükselen tüketim yine son 10 yılın en düşük düzeyinde ve ancak 2011-2012 yılları tüketimini yakalayabildi.

        REKLAM

        KAPASİTE İSE REKORDA

        - Talebin azalmasına karşılık arz ya da kapasite büyüdü. 2020 sonunda ulaşılan 115 milyon tonluk yıllık kapasite ise rekor düzeyde. Bu kapasite 10 yıl önce 79 milyon tondu.

        -İnşaatta durgunluğun başladığı 2016 yılında ise 98 milyon tondu. Dolayısıyla son 5 yılda kapasite artışı yüzde 17 veya 17 milyon ton arttı.

        -Üretici sayısı da çoğalıyor. Sektör son olarak 27 üretici ile 55 fabrikaya ulaştı, 53 şehirde üretim yapılıyor. Çimentonun fabrika fiyatı ton olarak 340 lira, bu da 35-40 dolar ediyor.

        -Talep gerilemesine karşılık yapılan yeni yatırımlar ve kapasite artırımları sonucunda, sektör bitişikte yer alan grafikte görülebileceği gibi, yüzde 66 gibi düşük bir kapasite oranıyla çalışıyor. Sanayide ortalama kapasite kullanımı ise yüzde 77 düzeyinde. Çimento bunun 11 puan altında bulunuyor.

        -Ancak bu kapasitenin yüzde 14’ü şikayet edilen ihracattan geldi. Yıllar itibarıyla ihracatın kapasite içindeki payı yüzde 10-20 bandında seyrediyor.

        -Sektörün geçen yılki ihracatı 1.8 milyar dolardı, bu yılki hedef 2 ise milyar dolardı. Ağustos sonunda rakam 1.1 milyar doları buldu. Eğer ihracata sınırlama başlarsa hedefin yakalanması mümkün olamayacak.

        -Bu durumda sektörün kapasite kullanımı daha düşecek ve maliyetleri de doğal olarak yükselecek.

        ŞİRKET DEĞERLERİ ÜÇTE BİRE İNDİ

        -Çimento tüketiminin azalmasına karşılık kapasite artışı üreticilerin rahat fiyatlama yapmasına imkan tanımıyor. Kapasite fazlası ihracata yönelmelerine zorluyor. Hesap çarşıya uymamış, inşaat sektörü durgunluğa girmiş.

        REKLAM

        -Dahası üretim maliyetleri de bu sırada hızla yükseldi. Son tartışmayı alevlendiren ve inşaatların durdurulmasına neden olan da bu.

        -7 fabrikayla sektörün büyük oyuncularından Erçimsan İcra Kurulu ve Türk Çimento Başkanı Fatih Yücelik 2016 sonrasında çimento şirketlerinin kar edemediklerini söyledi. Borsada işlem gören 14 çimento şirketinin piyasa değerini örnek gösteren Fatih Yücelik “Borsada sanayi endeksi yükseliyor ama çimento şirketlerinin piyasa değeri üçte bir düzeyine indi” dedi.

        YABANCI ÇIKTI, YERLİYE DÖNÜŞ VAR

        -Son haftada çimento satışlarının arttığını belirten Fatih Yücelik sözlerini şöyle sürdürdü:

        “Son 5 yıldır kar edemiyoruz. Tüketim düştü, pandemi yaşadık, farika kapattık ama işçi çıkarmadık. Sektöre bir teşekkür beklerken, yine yaranamıyoruz. Kıyamet kopuyor, anlayamadım.

        -Eğer sektörde bugün yerli sermaye grupları ağırlıkta olmasaydı çimento, dünya fiyatlarının altında satılmazdı. Ben 70-80 dolardan aşağı çimento satılan ülke görmedim. Sektörün yüzde 60’ı yabancıların elindeydi. Şimdi azalarak önemsiz bir düzeye indi. Kar etmeye geldiler, edemeyince gittiler. Bizim ise gidecek yerimiz yok.”

        - Adil Konukoğlu da kendi grubunda yaşadığı deneyimi aktardı.Çimentoya 2007’de giren yabancı ortaklarının 357 milyon dolar sermaye koyduğunu, 5 yıl sonra pes ederek, 162 milyon dolarla ortaklıktan ayrıldığını söyledi.

        ANAHTARLARI VERMEYE HAZIRIZ

        -Konukoğlu toplantıda maliyetler ve ihracat konusunda şunları söyledi:

        “Tonunu 400 liraya mal ettiğimiz ürünü 340 liraya satıyoruz. Devlet diyor ki fiyatı 50 lira daha aşağı çek. Ben zaten maliyetimin 60 lira altında satıyorum. Buradaki kaybımı ihracat yaparak, kapasitemi artırarak telafi etmeye çalışıyorum. Yoksa çimento ihracı kolay bir iş mi? Bunun navlunu kendi fiyatından daha yüksek. 1’e karşı navlunu 1.5’tur. 35 dolarlık çimentoyu bizden alanlar üzerine en az 50 dolar navlun öderler. Çimentoyu 85 dolara almış olurlar.

        REKLAM

        Bizde de çimento ithalatı serbesttir, vergisi de sıfırdır. İsteyen ithal edebilir ama edemiyor. Hadi ben Ceyhan’daki limanımızdan yardım edeyim, malı bedava indiririm. Getirsinler bakalım, maliyeti ne çıkıyor?”

        -Adil Konukoğlu toplantıya katılan büyük üreticiler önünde sektörün durumunu anlattıktan sonra bir de öneri yaptı: “Müteahhitler fabrika kuracaklarını söylüyor. Kursunlar da kurtulalım. Hatta gelsinler biz verelim. Koyduğumuz sermayeyi bize versinler, fabrikaların anahtarlarını anında teslim etmeye hazırız.”

        KONUT İNŞASINDA PAYI YÜZDE 3.5

        -Toplantıda ortaya konulan bir gerçek de konut ve bina inşaat maliyetlerinde çimentonun payının küçük ve ortalama yüzde 3.5 olduğuydu.

        -Adil Konukoğlu bu duruma parmak basarken bir de soru sordu: “150 metrekarelik ortalama bir konutun inşaatında 70 metreküp beton kullanılır. Betonun üçte biri çimentodur. 340 TL’den 21 bin lira eder çimentosu. Biz çimentoyu bedava versek bu daireler ucuzlayacak mı?”

        -Hatta Nihat Özdemir betonarme olarak inşa ettikleri, 275 metre ile dünyanın en yüksek 3. barajı olan Yusufeli Barajı’ndan örnek verdi. Gövdenin inşasında toplam maliyetin yüzde 7.7’si çimentodan gelmiş. Kendisi 8 farikayla en büyük üreticilerden biri olmasına karşılık çimentoyu en yakındaki rakibi Aşkale Çimento’dan almış, çünkü daha düşük maliyete gelmiş. Aşkale’nin yaklaşık bir yıllık üretimini Yusufeli Barajı’nda kullanmış. Çimentoda taşıma maliyetinin yüksek olması gibi bir gerçeği de var.

        TAŞI ÖĞÜTÜYORUZ AMA NASIL?

        -Türkiye’de ve yurt dışında çimento fabrikaları sahibi ve aynı zamanda müteahhit olan Nihat Özdemir kendisine ait Fildişi Sahili’ndeki fabrikadan 100 euroya, Mozambik’teki fabrikadan 105 dolara, Türkiye de ise 35 dolara çimento sattıklarını belirtti.

        REKLAM

        -Nihat Özdemir çimentonun tonunun Rusya’da 80 dolar, Kuveyt’te 80 dolar, enerji maliyetlerinin düşüklüğünden dolayı Suudi Arabistan’da 55 dolardan satıldığını bildirdi.

        -Dünyada emtia fiyatlarının hızla arttığını, inşaat malzemeleri fiyatlarının çok yükseldiğini, çimentonun ise en az artan inşaat malzemesi olduğunu belirten Nihat Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü:

        -“Adam dağa bakıyor kayayı görüyor, dağın dibine bakıyor fabrikayı görüyor. Taşı öğütüyor, kasayı dolduruyor, diye düşünüyor. Bütün mesele bu, taştan elde ediliyor ya.

        -Halbuki o taşı 1.300 derece sıcaklıkta eritiyoruz. Eritip hızla soğutuyoruz. Hepsi bu ama 1.300 derecelik ısıyı elde etmek için yakıta ve elektriğe ihtiyacımız var. İthal kömür, petrokok, yerli linyit hepsinin fiyatı fırladı gitti. Elektrik fiyatları yılbaşından beri yüzde 61 arttı. Gelin hesap edelim diyoruz, nazlanıyorlar.”

        YÜZDE 59’U ENERJİ, YÜZDE 65’i İTHAL

        -Türk Çimento, sektörün 2016-2020 arası maliyet kalemlerini çıkarmış. Bitişikte görülebileceği gibi, bu dönemde ortalama yıllık artışlar elektrikte yüzde 25, petrokokda yüzde 35, ithal kömürde yüzde 25, yerli linyitte yüzde 21 ve dolar kurunda yüzde 26 olurken, çimento fiyatlarında ortalama yıllık artış yüzde 16 düzeyinde kalmış.

        -Sektörün maliyet yapısı ise Rekabet Kurumu raporlarında yer alıyor. Bitişikte bulunan tablodan izlenebileceği gibi, maliyetler içinde elektrik yüzde 21, yakıt yüzde 28 olmak üzere enerjinin toplamı yüzde 59 pay alıyor.

        -Taş yerli ama eritilmesinin maliyeti yüzde 59, sonra içine katılan ve taşı çimento yapan bazı yardımcı maddeler var ki, onlar da ithal. Sektör temsilcileri üretimde ithalata bağımlılığın payını yüzde 65 olarak verdi. Benim de yerli oranı çok yüksek diye bildiğim bir sektördü. Bu da işin acı tarafı.

        REKLAM

        AŞKALE ÇİMENTO, ERZURUM’DAN FAZLA ELEKTİK TÜKETİYOR

        -Hatta kullanılan elektrik miktarının yüksekliğine 750 bin nüfuslu Erzurum ile bu ilin Aşkale ilçesinde yer alan Aşkale Çimento’nun kullandığı elektrik örnek veriliyor. Fatih Yücelik “Bizim Aşkale Çimento fabrikası Erzurum şehrinden daha fazla elektrik kullanıyor” dedi. Çimentonun bir başka gerçeği de bu.

        Diğer Yazılar