Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Merkez Bankası piyasaların ve enflasyonun gösterdiğinin tersine, önceki açıklamasında işaret ettiği, kendisinden beklendiği ve istendiği gibi, politika faizini 1 puan daha indirerek yüzde 15’e düşürdü.

        Böylece politika faizi yüzde 20 olan ve yükselme eğilimi gösteren tüketici enflasyonunun 5 puan altına indi. Türkiye’nin akranı ülkelerde politika faizleri yüzde 2 civarında negatif seyrediyor. Büyüme oranında bu ülkeleri geçmesine karşılık Türkiye’nin negatif faizi bu ülkelerin en az iki katına çıktı.

        KUR ARTIŞININ BEDELİ

        -TCMB faiz indirim kararını verirken “Kurul, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin 2022 yılının ilk yarısı boyunca da etkisini sürdürmesini beklemektedir” dedi. Yani enflasyonu yükselten etkenler en azından gelecek yılın ortasına kadar varlığını sürdürecek.

        -Enflasyona Merkez Bankası’nın belirttiği gibi, sadece arz yönlü politikalar etki yapmayacak. Artan döviz kurunun da bir bedeli olacak. Eylül, ekim ve kasım aylarında toplam 4 puanı bulan politika faiz indirimiyle döviz kurlarında sıçrama meydana geldi. Eylül başında dolarda 8.29’dan başlayan yükseliş bugün 10.9764’e kadar vardı. 2.5 aylık dolar artışı yüzde 34’ü buldu. Türk Lirası ise dolar karşısında yüzde 24 değer kaybetti.

        REKLAM

        -Döviz kurundan enflasyona geçişkenlik yüzde 25 kadar. Hangi açıdan ele alırsak alalım enflasyona ilave 7-8 puanlık artış kurdan geliyor. Eğer bu kur artışları kalıcı olacaksa.

        Dolayısıyla bizzat para politikası kararı enflasyonda ek sıçramaya yol açacak.

        İNDİRİM ARALIKTA TAMAMLANABİLİR

        -Merkez Bankası kararında geleceğe yönelik olarak da faiz indirimine kapıyı kapatmadı. Keşke kapatsaydı hiç değilse karar sonrası kurun sıçramasını önleyebilirdi. Faiz indirimine kapıyı açık tuttu ama bunun aralık ayındaki toplantıyla son bulacağını da şu cümleyle ifade etti: “Kurul, bu etkilerin ima ettiği sınırlı alanın kullanımını Aralık ayında tamamlamayı değerlendirecektir.”

        -Aralık ayı geldiğinde durum değerlendirilir, indirim yapılır veya yapılmaz başka ama kapının açık bırakılması döviz kurlarındaki artışın yolunu da açık tuttu. Nitekim karar artışına yakın gerileyen döviz kuru, karar açıklaması ile yükseldi.

        DOĞRU FİYATLAMA YAPILAMIYOR

        -Kurların artması aslında yurtiçi üretimi ve tüketimi olumsuz etkiliyor. En çok da fiyatlama yapılmasını zorlaştırıyor. Hem ihracatta hem de yurtiçi satışlarda.

        -Türkiye mal piyasası ağırlıklı vadeli satış üzerine kuruludur. Peşin değil, daha çok çek ve senetle döner. Kurda meydana gelen olağanüstü hareketler de doğru fiyatı bulmayı çok zorlaştırıyor.

        -Sağlıklı, doğru ve işeyen bir fiyat mekanizması yoksa ticaret de durur. Kur artışı devam ederse belli bir süre sonra ekonomideki canlılığın yerini durgunluğa bıraktığı bir tabloyla da karşı karşıya kalabiliriz.

        -İhracat yapanlar da ellerindeki malı muhtemelen ucuza kaptırıyor olabilirler. Dönüp tedarik ettikçe aynı malları yerine koyamayanları görebiliriz. Bu durum aynen Garanti Bankası hisse senetlerinde olan durum gibi.

        REKLAM

        ŞU ANDA ZEHİRLEME AŞAMASI

        -Döviz kuru da, ithal ağırlıklı bir üretim yapasında gıdadan sanayi mallarına kadar bütün üretim maliyetinin içine giriyor. Hatta enerji yoluyla hizmetler sektörünün de. Dolayısıyla fiyatlar büyük ölçüde döviz kuruna bağlı. Kurun artışında da ölçü kaçırılmış durumda.

        -Bu açıdan bakınca döviz kurunun düzeyi ekonomi çarklarının çalışması veya dişlilerin kırılmaması için hayati önemdedir. Kullanım dozuna göre ekonominin ilacı da olabilir, zehri de. Aşırı yükselmiş kurlar şu anda Türkiye ekonomisini zehirliyor, biline.

        Diğer Yazılar