İdeal gelin ayakkabısı nasıl olmalıdır?
Yağmura ve serin havaya ziyaret yasağı getirmeye başladığımız şu günlerde, elimize bolca düğün davetiyesi geçer oldu. Açık alanda, temiz havayla yapılan düğünün tadını, hiçbir kapalı salon veremediği için yılın en ideal düğün mevsimi nisan ayı itibariyle resmen başladı. Gelin adayları bir yandan davetli listesi hazırlarken bir yandan gelinlik provasına gidiyor, öte yandan psikolojisini evlilik moduna sokmaya çalışıyor. Damada, zamana, mekana ve gelinliğe karar verdikten sonra akıldaki en önemli soru ise "düğün süresince nasıl bir ayakkabı üzerinde durmalıyım acaba?" oluyor. İşte bu sorunun cevabı için birkaç ipucu...
■ Karşıdan basit bir detaymış gibi gözükse de aslına bakarsanız bir gelin için düğünün en önemli ayrıntılarından birisi... Hayatınızın en önemli saatlerinde sizi vezir etmesi de rezil etmesi de mümkün. Dışarıdan bakıldığında sanat eseri gibi duran ayakkabıların, giydikten bir iki saat sonra gerçek yüzünü gösterip, size işkence etkisi yapması muhtemel olduğu için, gelinin ayakkabı seçiminde estetikten çok rahatlığı esas alması gerekiyor.
Ve tabii ki düğünden önce en az iki kere, birkaç saat boyunca oturma, yürüme, hatta koşma, belki de damadın ayağına basma provası yapılması şart.
■ Şimdi bir düşünün, bugüne kadar katıldığınız düğünlerin kaçında gelinin ayakkabısını gördünüz? Gelinliklerin yüzde 90'ının yere kadar inmesinden ötürü gelin dışında kimsenin o ayakkabıyı görmesinin mümkünatı yoktur. O yüzden siz iyisi mi, ayakkabıyı başkaları görecek diye değil, ayağınız içinde ne hissedecek diye alın. Pabucunun ayağını vurmasından ötürü ekşi bir surat ifadesiyle çekilmiş resimlerinizi görüp hayatınız boyunca çekmeceden çıkartmamak yerine, rahat bir ayakkabıyla içten gülümseyerek poz verme ve çerçeveletip masanıza koyma şansınız olduğunu unutmayın.
■ Gelinliğinizin kısa olduğunu varsayarsak, ayakkabının yine mutlaka rahat ve gelinliğinizin tonuyla-tarzıyla uyumlu olmasına dikkat edin.
■ Normal şartlarda damat ile aynı boydaysanız, topuklu ayakkabı konusunda inatçı olup, resimlerde oluşabilecek görüntü kirliliğine sebep olmanın bir manası yok. Oraya herkes boyu boyuna huyu huyuna, uyumlu bir çiftin mutluluğuna şahit olmaya geliyor, abla-kardeş gibi görünmekten kaçının.
■ Şahsi fikrimi soracak olursanız, en iyi gelin ayakkabısı imzalar atıldıktan sonra spor ayakkabı ile yer değiştiren ayakkabıdır. Gerisi teferruattır.
Dövmenin hedef kitlesi değişti
Birkaç ay içerisinde izlediğim defilelerin hemen hepsinde göze batan ortak bir detay vardı; mankenlerin vücutlarının çeşitli yerlerine yaptırdıkları kalıcı dövmeler... Gayet şık tasarımların, yanından, sağından, ortasından dövmelerin gözükmesi hiç de güzel bir görüntü teşkil etmiyordu. Oldum olası dövmelerden hoşlanmadım. Afrika'ya veya Arabistan'a yapılan ziyaretlerde kına ile yapılan geçici desenlere varım ama hayat boyu, cildimin belirli bir yerindeki aynı desen fikrine hele hele yapılış şekline asla yokum.
Şimdiye kadar genelde asilik, isyankarlık, bohemlik gibi kavramlarla bağdaştırılmıştı dövme. Dövme yaptırıyorsanız belirli giyim kodlarınız vardı. Ta ki, 2010 Îlkbahar-Yaz Koleksiyonları ile tanışana dek... Sofistikeliği, şıklığı, sadeliği, ağırlığı ile nam salmış Chanel Modaevi mankenlerinin dört bir yanında, Chanel'in kurumsal obje ve logolarından oluşan dövmeler görünce dövme konusundaki sınıf kavramının ortadan kalktığını gözlerimizle gördük.
Kari Lagerfeld de koleksiyona dövmeleri ekleyip 75 dolardan satışa çıkartırken aklından neler geçiyordu kimse bilmiyor ama bildiğimiz bir şey varsa o da yeni sezonda dövmelerin her zamankinden daha fazla revaçta olacağı.
- Veda ve teşekkür6 yıl önce
- Kürk Mantolu Madonna6 yıl önce
- Hayaller üzerine6 yıl önce
- Aşk biçim seçer mi?6 yıl önce
- Mutluluk Günü6 yıl önce
- Şimdiki çocuklar6 yıl önce
- İyi ki kadınlar var!6 yıl önce
- Mümkünse masal anlat6 yıl önce
- Türkiye Romanya'ya karşı6 yıl önce
- Yetiştirme şekli topyekün değişmeli6 yıl önce