Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ÖMÜR BİTİYOR

2011’in ilk lideri vizyona girdiğinden beri bu payeyi kimseye kaptırmayan “Av Mevsimi” oluyor. Hafta sonuna sadece 83 kopya kaybederek giren film, bir önceki döneme göre %15,3’lük düşüşle tam 129.091 bilet satmayı başarıyor. Açıkçası tamamen 5. haftasını yaşayan bir film için bu performans hiç de yabana atılır gibi değil. Yılbaşı eğlencelerinden ister istemez etkilenen Cuma ve Cumartesi gününe rağmen “Av Mevsimi,” yılın büyük filmlerinden biri olduğunu bir kez daha ispat ediyor. Filmin halihazırda 1.929.334 kişiye ulaşmış durumda. Öte yandan gelecek hafta vizyona girecek iki geniş dağıtımlı filmin (Eyvah Eyvah 2 - Hür Adam: Bediuzzaman Said Nursi) etkisiyle “Av Mevsimi” büyük oranda ekran kaybedecektir. Bu sayı filmin nihai performansını belirleyecek kriter olacak.

AĞLAMA “GÜLÜVER”

Podyumda yer alan tek yeni giriş “Gulliver’in Gezileri” (Gulliver’s Travels) olarak karşımıza çıkıyor. Sadece 114 ekranla vizyona giren 3 boyutlu film, ilk 5 gününde (Çarşamba günü vizyona girdi) ancak 48.632 bilet yaparak listemizin ikinci sırasına oturdu. Genç izleyicilere yönelik gibi dursa da, Jack Black faktörüyle yetişkinlerin de ilgisini çekebilecek bir film olan Guliver’in aslında avantajı çoktu anlayacağınız. Fakat bu sınırlı dağıtımla film ancak 200 bin bilet civarlarında oynayabilecektir. İstersen dev gibi, eşek kadar ol, evin yabancısıysan sana böyle çocuk muamelesi yaparlar işte. Gözümün önünden kaybolma yavrum…

AKSİNE, GAYET AÇIK!

“Karmakarışık” (Tangled) Gulliver’in cüssesiyle baş edemiyor ve 3. sıraya geriliyor. Hafta sonuna fazladan iki yeni salonla girmesine rağmen seyircisinin %30’unu kaybeden film, 45.578 bilette kalıyor. Film şu ana kadar toplam 127.987 seyirci tarafından seyredilmiş durumda. Bu sıkışıklıkta tempolarını koruyabilseler bile filmin 200 bini çok fazla aşması mümkün görünmüyor.

HAYAT MEMAT MESELESİ!

Hafta sonunun ilk yeni Türk filmi 9. sırada karşımıza çıkıyor. 117 ekranla gösterime giren “Memleket Meselesi,” salon başına sadece 92 kişiyle, ancak 10.765 bilet yapabilmiş durumda. Diğer alanlarda olduğu gibi sinemamız da artık dünyayla bütünleşiyor. Aynı Amerika’da ve Avrupa’da olduğu gibi tanıtımını iyi yapamadığınız bir filmin başarılı olması artık neredeyse imkansız. “Memleket Meselesi”sinin yapım bütçesini bilemiyorum, ama bu gidişle filmin kopya maliyetlerini karşılaması bile zor görünüyor.

KUKURİKU

“Kukuriku: Kadın Krallığı” haftanın diğer bir yerli yapımı. 77 salonda vizyona giren film, ilk 3 gününde ancak 10.140 bilet yapabiliyor ve 10.’lukta kalıyor. Salon başına ortalama seyirci rakamı bir üst basamaktaki rakibinden daha iyi olsa da, onun için söylediklerimin hepsi ne yazık ki “Kukuriku” için de geçerli.

ZAMPİK

Ashton Kutcher’li “Çapkın” (Spread) haftanın ilginç filmlerinden biri. Sadece 23 kopyayla vizyona giren film, salon başına tam 338 kişiyle 7.766 bilet yapmayı başarıyor. Bu performans “Çapkın”ı ancak 12. sıraya yükseltse de, kopyaları yurtdışından gelen ve lisans, altyazı, reklam giderlerinden başka bir masrafı olamayan bir film için, bu hiç de fena bir başlangıç sayılmaz. Zira film daha şimdiden 106.738 liralık hasılat elde etti. Dağıtımcıyla filmin sahibinin aynı firma olduğu düşünülürse buradan yaklaşık 50 bin liralık bir gelir elde edildiği anlaşılır. “Çapkın” 2 hafta daha böyle devam ederse, dağıtımcısına hiç de azımsanmayacak bir kar bırakacaktır. Memlekette sinemadan kar etmek isteyen gözünü hep seyirci sayısına dikiyor. Hâlbuki kar etmenin tek bir tanımı vardır. Gelirin giderinden fazla olacak. “Çapkın”ın yaptığı gibi bunu sadece 23 kopya ve 8.000 biletle de başarabilirsin.

İSTANBUL YANKEES

Kendini Amerika’da zanneden bir “Yankee” var sırada. Tuhaf bir şekilde orijinal ismiyle vizyona giren “The Experiment,” yani bildiğiniz “deney,” 20 kopyayla ilk 3 gününde 4.217 bilet yapıyor ve 17. sıraya oturuyor. Sinema gösterimi için çekilse de, dünyanın büyük bölümünde hiç sinemalara giremeden direk olarak DVD piyasasına sürülen filmin Türkiye macerası da pek parlak başlamadı doğrusu. Fakat yukarıda söylediklerim az çok “Da Eksperiment” için de geçerli. Kopyalar yurt dışından getirildiyse (eğer bulabildilerse?) bir zarar olmayacaktır. Hatta film sinemalarda aynı kopya sayısıyla 2 hafta daha tutunabilirse, lisans sahibi kar bile eder.

ALTA DÜŞERSEN APIŞ!

37 kopyayla vizyona giren “Hayda Bre,” salon başına 95 biletle toplam 3.498 kişi tarafından seyrediliyor ve ancak 18.’likte kalıyor. Türk gibi başla, Alman gibi bitir derler. Film “Hayda Bre” nidasıyla Kırkpınar çayırlarına hızlı bir giriş yapıyor, ama işin sonunda Almanya topraklarına giremeden Viyana kapılarından dönmek de var. Alta düşersen apış, üste çıkarsan paça kazıktan yapış!

TEK HANEYE SIKIŞMAK

Sırada 2010 “Cannes Film Festivali”nin yıldızı “Aslı Gibidir” (Certified Copy) var. Baş aktris Juliette Binoche’a (ayş isme bak!) festivalin en iyi kadın oyuncu ödülünü getiren film, 2 kopyayla ilk 3 gününde inanılmaz bir performans sergiliyor ve tam 1.040 bilet yapıyor. Salon başına 520 seyirci manasına gelen bu rakam kategorisinde haftanın en iyisi. Listenin 24. sırasında yer alan bir film için bu gerçekten rüya gibi bir sonuç. “10 kopya ile vizyona sürseydim ne olurdu acaba” diye düşünüp dursun şimdi filmin Türkiye haklarının sahibi. Sinema dağıtımında tek haneli rakamları yasak edeceksin arkadaş.

HADİ BAKALIM

2011’in ilk hafta sonunda sinemaları tam 445.793 biletli sinemasever ziyaret etti. Bir önceki döneme göre %10’luk bir düşüşü ifade eden bu rakam, yılbaşının isabet ettiği bir hafta sonu için aslında hiç de fena değil. Kısacası yıla en azından kötü başlamadık, emekleyerek de olsa biraz yol kat ettik. Öte yandan önümüzdeki haftadan itibaren rakamları tekrar ayağa kaldırmamız, hatta koşturmamız şart.

fatihomeroglu@cyapim.com.tr

Detaylı rakamlar için www.boxofficeturkiye.com adresine başvurabilirsiniz.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar