Açılım kapandı mı?
‘Mola' kararı doğru mu, şimdi ne olacak?
Habur'da yaşanan görüntülerin ardından Başbakan Tayyip Erdoğan Avrupa'dan gelen PKK'lı grubun gelişinin ertelendiğini açıkladı. "Görüntüler nedeniyle bir güven bunalımı doğdu, gelinen noktada bu işe bir ara vermeye karar verdik" diyen Erdoğan, gelişmeleri değerlendireceklerini ve süreci belirlenen dairesinde devam ettirmeyi düşündüklerini açıkladı. Sorunun çözümüne tarihimizde ilk kez bu kadar yaklaşılmış ve kamuoyu oluşturulabilmişken, sürecin sekteye uğraması elbette büyük hayal kırıklığı yaşatıyor. Çözüm beklentisini boşa çıkarmadan, Türkiye'yi haklı olarak ayağa kaldıran ve süreci sekteye uğratan görüntüleri de göz önünde bulundurarak bundan sonra ne yapılması gerektiğini tartışmaya açtık... Mola kararı doğru muydu? Açılım kapanacak mı, yoksa sağduyu ile süreci sürdürmenin bir yolu var mı? İşte farklı görüşler...
GÜLİN YILDIRIMKAYA
gulinyildirimkaya@haberturk.com
Zaman Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Mümtaz'er Türköne:
Mola kararı doğru, açılım DTP kendine çeki düzen verdikten sonra devam etmeli
Açılımla ilgili olarak herkesin deneme-yanılma yöntemiyle öğreneceği bir ölçü sorunu var. DTP ölçüyü kaçırdı. Kendisine dönük olarak, ‘biz ne yaptık' diye yeniden düşünmeleri lazım. Mola kararı bir nefes almadır, isabetli de bir karardır. Ancak mola kararı açılımın istikametinde bir sapmaya yol açmaz. Hatta bundan sonra mehter gibi iki adım ileri bir adım geri de gidebilir. Ama geri çevrilemez, durdurulamaz. DTP kendine çeki düzen verdikten sonra, demokratik açılım sürecinin kaldığı yerden devam edeceğini ve etmesi gerektiğini düşünüyorum.
İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi FERHAT KENTEL:
Bu aşamadan sonra vazgeçilemez
Açılım süreci kısa vadede bir sürü sorunla gelecek ama uzun vadeye bile kalmadan orta vadede Türkiye'yi rahatlatacak. Bu aşamadan sonra vazgeçilmesini mantığım almaz. Toplum iyileşme sürecin girdi.1980'den beri bir sürü insan darbe yedi ama en büyük darbeyi Kürtler yedi. Uygulanmış sertlik politikasının çözüm olmadığı anlaşıldı. İnsanlar silah-savaş gibi mantıkların dışında bir sürece girdiklerini görüp rahatladı. Sadece seviniyorlar, ayıp bir şey değil bu. Otoriter, muhafazakar, milliyetçi bir odağın kullanmayı çok sevdiği bir savaş dili var. CHP-MHP bu savaş ortamı kaybedilirse, meşruiyetini kaybedecek, var edemiyorlar başka türlü. Savaşın somut acılarını yaşamış insanların duygusunu da anlamak lazım, şehit aileleri bu acıları derinden yaşadılar. Ama karşılıklı acıları dindirmenin yolu da bu süreç. Mola siyaseten anlamlı olabilir ama mutlak bir durdurma yanlış olur.
USAK Başkanı Doç. Dr. Sedat Laçiner:
Devletin tavrını koyması gerekir, yoksa açılım açılım olmaktan çıkar
Yavaşlama gerekiyor. Karşılama törenindeki sorumsuz tavır karşılıksız kalırsa açılım açılım olmaktan çıkar. Devletin böyle bir durumda tavrını koyması gerekir. Açılımın durması ise doğru olmaz. Hazırlıksız, erken atılmış adımlardı. Birkaç yıl sonra atılması gereken adımlar bugün atıldı. DTP ve PKK'nın eleştirilmesi lazım ama karşılıklı ağır suçlamalar yerine olanlardan ders çıkarmak daha doğru olur.
CHP eski Milletvekili İnal Batu:
Olanlarda muhalefetin payı büyük, AKP daha planlı olmalı
Sürecin çıkış noktası ve açılım benim doğru bulduğum ve desteklediğim bir olaydı. Ben isterdim ki ilk gruptakilerin gelişindeki taşkınlık olmasın ve süreç devam etsin. Bu sürecin mutlaka devam etmesi lazım, devam etmemesi ülkede çok büyük sorun yaratır ama şu an hemen bir mola verilmesi de şart.
Olanlarda muhalefetin büyük payı var, ortamı o kadar gerdiler ki tepkilere zemin hazırladılar. AKP, DTP, gelenler, muhalefet, hepsi sorumsuz davrandı. Hükümet sorumsuzca hareket etti, DTP süreci istismar etmeye çalıştı, gelenler üniformalarla, sloganlarla şov yaptı, muhalefet ortamı olabildiğince gerdi ve sürecin dondurulması zorunluluğu doğdu.
Bundan sonra iyi koordine olunmalı ve halkımızın "haklı" tepkisine meydan vermeyecek tedbirler alınmalı. AKP önceden tüm tedbirleri almış, gerekli görüşmelerle olayları kontrol altına almış olmalı. DTP ve onları akıl hocaları -ki kim oldukları belli- tutumlarını gözden geçirmeli ve tavırlarını değiştirmeli, muhalefet için yapacak bir şey yok çünkü onlar nasılsa olumsuzluklarını sürdürecekler.
Burada milletçe iyi bir sınav veremedik. Herkes empati yapmalı, kendini diğerinin yerine koymalı. Bu ülkede sadece onlar yok bu akıllarından çıkartmamalılar, zaten sadece onlar olsaydı bu sorun da olmazdı. Kıyasıya siyasi çatışmalar ve insafsız suçlamalar toplumu iyice germektedir. Oysa gaye üzüm yemek olmalı, bağcı dövmek değil. Biz sevinmeyi bilmeyen bir milletiz. Burada kanın durması için tarihi bir adım atılıyor ama herkes kendi kişisel çıkarından başkasını düşünmüyor. Mola verilmesi çok doğru bir karar ama bundan sonra atılacak adımlarda daha planlı ve akıllıca davranmalı.
Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Mümtaz Soysal:
Açılım kapanış oldu, artık durum öncekinden daha da kötü
Bir kere artık geç oldu diyebiliriz. Yıkılan yıkıldı. Zarar verildi. Bu mola vermek değil de "Ertelemek" oluyor. Ertelemek için de şunu söyleyebilirim. Aynı olay başka zaman da gerçekleşecekse, hukukun ya da insanların duygularının örselenmesi devam edecek demektir. Oturup yeniden açılımı değerlendirmeleri gerekir. Çok yanlış bir yol izlendi. Ara verip yeniden başlanacaksa bu bir yanlıştır. Süreçte birçok yanlışlar yapıldı. Bir kere Abdullah Öcalan'ın yol haritası izleniyor gibi bir izlenim uyandırıldı herkeste. Hukuk da bu süreçte hiçe sayıldı. İnsanların devlete olan güveni yıkıldı. Onun için pişmanlık denilebilir bu sözlere. Başbakan itiraf etti bir anlamda. "Yeniden bakacağız" deseydi daha doğru olurdu. Dağdan dönenler pişmanlık yasasından yararlanmıyor ama siyasette de pişmanlık vardır. "Olmuyor" demesi gerekirdi. Bu onu yüceltebilirdi.
Açılım konusu kapanmamalı ama böyle de açılım olmaz. Bu olay deyim yerindeyse "Kapanış" oldu. Şimdi durum öncekinden daha da kötü. Açılımla bir yere gelinseydi mola verilebilirdi ama hep yanlış şeyler yapıldı. "Teslim oldular" denildi, terminoloji değişti. Siz ne kadar teslim derseniz deyin, zafer yürüyüşüyle dönüldü. Ama ben artık doğru şeyler yapılabileceği konusunda umudumu kaybettim.
- Spor yapmak kalp krizini tetikler mi?12 yıl önce
- Haliç Köprüsü'nde neler oluyor?12 yıl önce
- "İmam hatip mezunlarının sınavı iptal edildi!"12 yıl önce
- Adalet Sarayı'nı özel güvenlikçiler koruyabilir mi?12 yıl önce
- Özel güvenlik güçlerinin halka karşı zor kullanma hakkı var mı?12 yıl önce
- Atilla Kavdır'ın da hayatını kaybetmesinin ardından organ nakilleri tartışılıyor12 yıl önce
- İzmir günlerdir sallanıyor, dün de Kütahya sarsıldı12 yıl önce
- Başbakan Erdoğan'ın 'Tiyatrolar özelleştirilecek' açıklaması tartışılıyor...12 yıl önce
- Bu üstgeçitte bir "terslik" var mı?12 yıl önce
- Vergi rekortmenleri neden kimliklerini gizliyor?12 yıl önce