YÖK Başkanı'nın açıklaması tartışma yarattı
Üniversite öğrencilerinin başarısızlık, devamsızlık gibi nedenlerle okuldan atılmaması doğru olur mu?
YÖK, üniversite öğrencilerinin başarısızlık, devamsızlık gibi nedenlerle okuldan atılmasının önünü kesen bir kanun tasarısı üzerinde çalışıyor. Konuya ilişkin olarak tümrektörlerden görüş istediklerini açıklayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan “Öğrenciler Amerika’da olduğu gibi isterse eğitimine ara verip sonra okula dönebilecek. ‘Bir yıl bir yerde çalışıp tecrübemi artırayım’ ya da ‘Dünya turu yapıp geleyim’ diyebilecek. Döndüğünde okul harcını biraz fazla alacağız. Zaten 3-5 yılda bir af çıkıyordu. Bunun da önüne geçeceğiz” şeklinde konuştu. YÖK’ün hazırlığı, eğitimcileri ikiye böldü. Kararı çağdaş ve gerekli bulanlar da var, başarısızlığı körükleyeceğini düşünenler de... Planlanan esneklik üniversiteleri ve öğrencilerini nasıl etkiler? İşte farklı görüşler...
GÜLİN YILDIRIMKAYA
gulinyildirimkaya@haberturk.com
Başarısız olan öğrenci atılır binlerce kişi açıkta bekliyor
Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak: Ben bu ülkede eğitim alanındaki uygulamalara akıl erdiremiyorum. Ya çağdışı kaldım, ya patolojik bir sorunum var herhalde, Türkiye’deki üniversitelerin koordinasyonunda yürütülen organizasyonlara akıl erdiremiyorum. Sistemi birden bire alabildiğine değiştirmenin anlamı nedir? YÖK’ün bu önerisinin amacını anlayabilmem mümkün değil. Nedir devamsızlık, başarısızlık? Bir işi yapamamak demektir. Tümdünyada “performans” diye bir şey vardır, performansı düşük olanı kapının önüne koyarlar. Bu iş hayatında da, eğitim hayatında da, hayatın diğer alanlarında da geçerlidir. İyi performans gösteremezseniz, kaç ay daha maaş alabilirsiniz? Dünya başarıyı önde görüyor, başarılı olan yürür, başarılı olmayan elenir. Unutmayalımki, binlerce öğrenci üniversitede okuyabilmek için açıkta bekliyor.
Dünyanın hiçbir yerinde devamsızlık teşvik edilmez
TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı (Eski YÖK Başkanı) Mehmet Sağlam: Mevcut sistemde öğrencilerin mazeretleri varsa fakültelerine müracaat ederek 1-2 sömestr ara verme hakları zaten var. Örneğin bilimsel bir araştırma için yurtdışına gitmek isteyen öğrenci ‘kayıt dondurma’ dediğimiz bu uygulamadan faydalanabiliyor. Fakülte dekanı, yönetim kurulu toplanıyor ve öğrencinin talebini değerlendiriyor. Eğitimcilerin görevi öğrencinin derse devam etmesini esas almaktır.Derse gelmemeyi teşvik etmek çok yanlış olur, dersin yapılmasının bir anlamı kalmaz. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde bu yöntem denenmiştir, devam zorunluluğu bir dönem kaldırılmıştır. O dönem başarılı öğrenci sayısı çok düşmüş ve bunun doğru bir karar olmadığı anlaşılmıştır. Devamsızlığın öğrenciye faydası olmamıştır. Bu konuyu araştırmış, bilen bir isim olarak dünyanın hiçbir yerinde devamsızlığın teşvik edilmediğini söyleyebilirim, açık üniversiteler hariç tabii. Ayrıca mevcut sistemde de öğrencilerin yeterince devamsızlık hakkı vardır. Okul günlerinin yüzde 30’u kadar devamsızlıkta mazeret bildirmeleri de gerekmem
Öğrenci atılmazsa kontenjanları azaltmak zorunda kalırız
Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan: YÖK Başkanı üniversite rektörlerine yolladık, görüş istedik demiş ama benim elime geçmedi. Konuyu medyadan öğrendim. Okuldan atma hoş olmayan bir uygulama. Öğrencilerimizin bir bölümü çalışarak okumak mecburiyetinde, bu da okullarını genellikle uzatıyor. Aslında gerekli desteği kredilerle sağlayarak, mezun olabilmelerine yardımcı olmak en doğrusudur. Bunun için de sistem gözden geçirilmeli. Bugün 4 yıllık üniversitelerde eğitim alan öğrenci sayısı yaklaşık 900 bin. Başarı bir kriter olarak etkili olmazsa, mezun sayısı azalır. Dolayısıyla öğrenci sayısı artar. Üniversitelerin imkânları ortada. 3-5 sene atılan olmasın derlerse mevcutlarımız artar, kontenjanlarımızı azaltmak zorunda kalırız. Fikir olarak okuldan atılmanın kaldırılmasına yabancı değilim ama bu nedenlerden dolayı böyle bir karar almadan önce iyi bir ölçme ve değerlendirme yapılması isabetli olur.
Öğrenciler atılmamalı, doğru bir karar
Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem TOLGA: DOĞRU bir karar olduğunu düşünüyorum. Öğrencinin atılma kararından geri dönülmesi, daha doğrusu atılmaması kararı doğru bizce. Biz bu konuyu üniversite olarak yönetim kurulunda da tartıştık ve olumlu görüş bildirdik. 80 öncesinde af konusu yoktu, YÖK düzenlemesiyle sonradan geldi. Bu yeni düzenlemede tabii ki belirli bir süreyi geçirmemekte yarar var, bir müeyyidesi olması lazım, bunun da maddi açıdan harçları yükselterek telafi edilmesi lazım, ki böyle de yapılıyor. Sürekli çıkan af yasalarıyla Meclis’in akademik hayata girmesi doğru değil, üniversiteler zor durumda kalıyor. Yeni düzenlemeyle öğrenci 5-10 sene sonra okula gelince elbette bir intibak yapılması gerekir ama ben bu düzenlemeye dahil olacak kesimin %1-2’yi geçeceğini sanmıyorum, af kapsamındaki oran bu yönde, hemen hemen aynı olacaktır. Bu karar üniversiteleri rahatlatacak.
Öğrencinin sorumluluğunu artırır, olumlu bir adım
Kadir Has Üniversitesi Hukuk Fak. Öğr. Üy. Doç. Dr. Pervin SOMER: BEN bu kararın öğrencilerin iş hayatında deneyim kazanmaları veya dünya seyahatine vakti bulmalarına yaramasından öte başka bir açıdan olumlu olduğunu düşünüyorum: 4 yıllık fakülteleri 6 yılda bitirme ve ardından atılma olarak mevcut olan sistemde, sık sık af çıkarılıyor ve öğrencinin performansı bu af beklentisi nedeniyle olumsuz etkileniyor. Şimdi hiç değilse öğrencinin bireysel sorumluluğuna bırakılacak. Hayata bir an evvel başlayayım, aşama kaydedeyim diyen insan eskisi gibi 4 yılda mezun olup bitirecek okulu, sorumsuz olanlar da isterlerse 34 yılda bitirsinler. Son yılındaki öğrenciler bize devamlı gelip duygu sömürüsü yapıyorlar, “Bu dersten kalırsam okuldan atılacağım” diyerek... Objektiflikten ayrılamıyoruz ama insan tarafımızla da üzülüyoruz. Öğrenci sizin yüzünüzden okuldan atılıyor gibi bir şey oluyor, kendi tembelliklerinin sorumluluğu bize yükleniyor. Bu kararın çok olumlu bir adım olduğunu düşünüyorum.
Eğitim affını kaldırmak için bu fikri bulduk
YÖK Üyesi Prof. Dr. Atilla ERİŞ: Bu henüz taslak halinde, tartışılan bir konu. Farklı görüşler mevcut. Bu fikir nereden çıktı? Siyasi iradeler zaman zaman af getiriyorlar ve bu akademik hayatı son derece olumsuz yönde etkiliyor. Bu eğitim affını nasıl ortadan kaldırırız diye düşünürken bu fikir ortaya çıktı. Aynen Batı’da olduğu gibi, öğrenci, yetkinliklerini ne zaman tamamlarsa o zaman mezun olabilsin diye çalışıyoruz. Çeşitli nedenlerle üniversite eğitimine ara verenler oluyor, bu öğrencilerin tekrar tekrar okullarına dönebilmelerini istiyoruz ama başarıyı da göz ardı etmeden. İki kere, üç kere, beş kere girme hakkı olacak bu öğrenciler için belli bir sınırdan sonra, örneğin 3. gelişte o dersin kredisi itibarıyla belli bir harç ödeyecek. Amerika’daki hemen hemen tüm, Avrupa’da da özellikle Anglosakson üniversitelerin tamamında bu yöntem uygulanıyor. Benim özellikle üzerinde durduğum nokta, bu konuya ilişkin olumlu olumsuz tüm fikirlerin hepsini bir araya getirip kararı etraflıca tartışmak.
- Spor yapmak kalp krizini tetikler mi?12 yıl önce
- Haliç Köprüsü'nde neler oluyor?12 yıl önce
- "İmam hatip mezunlarının sınavı iptal edildi!"12 yıl önce
- Adalet Sarayı'nı özel güvenlikçiler koruyabilir mi?12 yıl önce
- Özel güvenlik güçlerinin halka karşı zor kullanma hakkı var mı?12 yıl önce
- Atilla Kavdır'ın da hayatını kaybetmesinin ardından organ nakilleri tartışılıyor12 yıl önce
- İzmir günlerdir sallanıyor, dün de Kütahya sarsıldı12 yıl önce
- Başbakan Erdoğan'ın 'Tiyatrolar özelleştirilecek' açıklaması tartışılıyor...12 yıl önce
- Bu üstgeçitte bir "terslik" var mı?12 yıl önce
- Vergi rekortmenleri neden kimliklerini gizliyor?12 yıl önce